Yazar: Fallenenigma
Çeviri: xsweetluhan
Ertesi sabah geldi.
Sehun krem rengi ile boyanmış minyon bir evin önünde arabasını durdurdu. Genç oğlan telefonundan notlarına baktı ve bir kez daha adresini kontrol etti. Peki, o doğru yerdeymiş gibi görünüyordu.
Sehun bavulunu arabadan aşağı sürükledi ve kapıya yöneldi. Hafifçe kapıyı çaldı, kapının açılması için sabırla bekledi. Bir dakika geçti ve hiçbir tepki olmadı. Sehun yeniden kapıyı çaldı ve yine bir tepki alamadı. Tedirgin bir şekilde iç çekti.
Kai’nin annesi aslında Sehun’a oğlunun evinin anahtarını vermişti. Sehun gibi Kai’de Seul’da tek yaşıyordu. Sehun çantasından anahtarını çıkardı. İnsanların evine izinsiz dalmanın kaba olduğunu biliyordu ama o bu sıcak havaya daha fazla dayanamazdı ve, hayır Oh Sehun mükemmelliğini azaltmak istemiyorsa terli kalamazdı.
Sehun evin içine girdi. Odanın etrafında baktı, içini çekti.
Bu daire kendininkinden daha küçük ama temiz ve güzel kokuyordu. Homurdanarak oturma odasına yürüdü ve krem renkli kanepenin üzerine hazırladığı çanta ve bavulunu koydu.
“Peki, şimdi o küçük velet nerde?” Sehun nefesinin altından konuştu.
Sehun şimdi Kai’nin evinde olduğuna inanmıyordu, kanepede oturdu ve bir süre gözlerini kapattı. Kai ile son buluşmalarından bu yana yıllar geçmişti. Sehun son 11 yıldır Kai ile karşılaşmamak için elinden geleni yapmıştı, ve başarılı olmuştu.
Bu güne kadar.
Sehun inledi. Bunu yapmamalıydım diye düşündü. Onun şimdi kendi dairesinde olması gerekliydi, minyon erkek arkadaşıyla kahvaltı yapması gerekliydi. Sehun sonra tekrar gözlerini açtı. Soluk bir melodinin geldiğini duydu ve kendini sese odakladı.
“Bu, 2NE1’dan Falling In Love değil mi?”
Sehun koltuktan kendini kaldırdı ve ses kaynağına yöneldi. Kendisini beyaz bir kapının önünde dururken buldu. İçeriden gelen su seslerini duyabiliyordu.
“Bu velet duş alıyor gibi görünüyor.” Kızgın bir şekilde iç çekti.
Sehun arkasını dönmek üzereydi ki tuvalet kapısının açıldığını gördü. Kai’nin banyodan çıktığını gördüğünde neredeyse gözleri yuvalarından fırlayacaktı, üstüne sadece kendi kalça kısmını örtecek bir havlu bağlamıştı.
Öte yandan Kai donmuştu ve anında çığlık attı. “GYAAAAAHHH SAPIK!!!”
“Hayııır! Benim Sehun!” Sehun Kai’nin yüksek sesli çığlıklarını duyunca panikledi ve esmer olanın ses tonunu düzene sokması için birkaç dakika gerekliydi. Sonra büyük gözlerle Sehun’a baktı.
“Y-yaah!! Burada ne yapıyorsun?? Buraya nasıl geldin??”
“B-ben bugün geleceğimi söylemiştim, değil mi?” Sehun kekeledi.
“Tanrım!! Cidden!! Sen sadece kapıyı bile çalmadan evime daldın!”
“Çaldım!! Ve sen beni görmezden geldin!” Sehun hayal kırıklığına uğramış bir şekilde inledi. “Ve senin annen ben istediğim zaman gelebileyim diye bana anahtar verdi.”
“Oh anne…” Kai kendine tısladı.
Sehun da kendine kızdı. Kai odasından kıyafetlerini giyip çıktığı zaman Kai’ye baktı ve bakışlarını hemen ondan uzaklaştırdı.Kai gömleğinin altına bir şey giymemişti. Altında krem rengi bir iç çamaşırı vardı. Lanet olası çocuk ne giydiğini düşünüyordu? Sehun gibi bir yabancının önünde, o bu tür bir giysi giyiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What is "Perfection"?
FanfictionMükemmelliyetçi Sehun’un “mükemmel” Luhan ve endişesiz Kai arasında bir seçime ihtiyacı var. Peki, Sehun ne yapmalı?