54 10 222
                                    

Namjoon: ''Yer altı dünyasında durumlar nasıl, her şey yolunda mı?''

''Her zamanki gibi karanlık, kasvetli ve sıcak. Her şey yolunda yani.''

Namjoon: ''Güzel. Peki, artık seni Olimpos'ta daha sık görebilecek miyiz?''

''Uh, pek arkadaş canlısı biri olmadığımı biliyorsun Namjoon.''

Namjoon: ''Hadi ama, bütün gün o korkutucu sarayında mı oturacaksın?''

''Hey, sarayıma laf ettirmem.'' güldüğünde benim de dudaklarım yukarı kıvrılmıştı.

Namjoon: ''Seni gerçekten özlemişim, kardeşim.'' yürümeyi kesip bana dönmüştü birden. Elini omzuma atıp sıktığında hafifçe gülümsedim ve sırtını pat patladım.

Namjoon: ''Cehennemde kalmak sana yaramış, daha bir yakışıklı olmuşsun.''

''Uh, kes sesini.'' ondan ayrılıp tekrar koridorda yürümeye başladım, Namjoon da gülerek arkamdan geliyordu.

Taehyung: ''Kralım, burada mıydınız?'' ikimiz de duyduğumuz sesle yürümeyi kesip arkamızı dönmüştük. Bu gelen, güzellik tanrısıydı. Gözlerini benden ayırmadan yavaşça bize doğru adımlamaya başladı.

Taehyung: ''Ben de tam, 'neden akşam yemeğine seksi arkadaşınızı da davet etmiyoruz?' diyecektim.'' adımlamayı kesip tam önümüzde durmuştu. Bayık bakışlarını Namjoon'a çevirmişti şimdi. Gerçekten, hayatımda hiç bu kadar etkileyici bakışlara sahip birini görmemiştim.

Namjoon: ''Ben de aynı şeyi düşünüyordum aslında. Sonuçta uzun zamandır birbirimizi görmüyoruz. Ne diyorsun Jimin?''

''Bilmiyorum Namjoon. Halletmem gereken bir sürü iş v-''

Taehyung: ''Bence...'' birden bana yaklaşıp elini, yavaşça gömleğimin yakalarında dolaştırmaya başladı. Anlam veremediğim bir şekilde bu yakın davranışları beni heyecanlandırıyordu.

Taehyung: ''Bir akşamı burada geçirmenizin...'' bakışları birden dudaklarımı bulmuştu.

Taehyung: ''Hiçbir mahzuru yok. Ne de olsa, sadece bir yemek yiyeceğiz.'' gözlerini benimkilere sabitledi birden. Ellerini göğsümden aşağıya doğru kaydırmaya başladığında hafifçe yutkundum.

Taehyung: ''Katılmanızı çok isterim doğrusu. Beni kırmazsınız, öyle değil mi?'' nasıl yapıyordu bilmiyorum ancak böyle konuştuğu sürece ona karşı koyamayacak gibi hissediyordum.

''Madem bu kadar çok ısrar ettiniz, o halde planlarımda küçük bir değişiklik yapabilirim.'' hafifçe gülümsediğinde gözlerim istemsizce dudaklarına kaymıştı.

Namjoon: ''Harika. Akşam yemeğinde görüşüyoruz o zaman?''

''Evet, görüşüyoruz.''

Taehyung: ''Beni kırmayacağınızı biliyordum.'' birden gömleğimin düğmeleriyle oynamayı kesip yüzüme doğru yaklaştı.

Taehyung: ''Akşamı sabırsızlıkla bekliyor olacağım.'' dudaklarıma çarpan sıcak nefesi tekrar yutkunmama sebep olmuştu. Beni fazlasıyla zorluyordu, fazlasıyla hem de. Geriye çekilip son bir kez daha bayık bakışlarıyla yüzümü turlamış, ardından da Namjoon'a çevirmişti kafasını.

Taehyung: ''Kralım.'' hafifçe Namjoon'un önünde eğilip selam vermiş ve tekrar ayağa kalkıp yürümeye başlamıştı. Ben ise gözden kaybolana kadar onu izlemeye devam etmiştim, ta ki Namjoon'un gülüşünü duyana kadar.

Namjoon: ''Uzun zamandır, Taehyung'un kimseye bu kadar flörtöz yaklaştığını görmemiştim.''

''Ne demek bu?''

ᴡᴀʀ ᴏꜰ ᴛʜᴇ ɢᴏᴅꜱHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin