66 10 96
                                    

Ellerini belime dolayıp alt dudağımı emmeye başlamıştı o da. Dudaklarımız büyük bir şapırtıyla ayrılmış, ardından tekrar buluşmuştu.

Aniden gelen bağırış sesleri yüzünden birbirimizden ayrılmak zorunda kalmıştık. Jimin hızlı adımlarla içeri girdiğinde ben de peşinden gittim hemen. Herkes ayağa kalkmış, telaşlı bir şekilde etrafa bakınıyordu. Namjoon ellerini beline koyup sıkıntılı bir nefes vermişti. Her ne olmuştu bilmiyorum ama yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Yoongi koşar adımlarla kapıdan çıkıp salonu terk etmişti birden.

Jimin: ''Ne oluyor?''

Namjoon: ''Woojin Yoongi'nin sarayına saldırmış.'' duyduklarım afallamama sebep olmuştu.

Jimin: ''Ne?'' Namjoon kapıya doğru adımlamaya başladığında Jimin hemen önüne geçip durdurmuştu onu.

Jimin: ''Nereye?''

Namjoon: ''Yoongi'nin yalnız gitmesine müsaade edemem.'' tekrar yürümeye çalıştığında Jimin göğsünden hafifçe ittirerek ona engel olmuştu.

Jimin: ''Olimpos'u başı boş bırakma Namjoon. Ben hallederim.'' tam ağzımı açıp gitmemesini söyleyecektim ki, çoktan arkasını dönüp kapıya adımlamaya başlamıştı bile.

Namjoon: ''Ruh aynasını almış olmalı. Lanet olsun!'' yumruğunu masaya vurup tekrar sandalyesine oturdu ve çenesini ovuşturarak gergince düşünmeye başladı. Yavaşça yanındaki sandalyelerden birine oturdum ben de.

Namjoon: ''Bu kadar ileri gideceğini tahmin etmemiştim.''

Jungkook: ''Uhm, cehaletimi bağışlayın kralım ancak merak ettiğim bir şey var.'' hepimiz bakışlarımızı Jungkook'a çevirmiştik.

Jungkook: ''Ruh aynasını bu kadar önemli kılan ne?''

Namjoon: ''Ayna Erebus'u karanlık tarafta tutmaya yarıyor. Eğer Woojin aynayı kırar ve Erebus'u dışarı çıkarırsa işte o zaman, gerçek bir tehditle karşı karşıya kalırız.''

Jungkook: ''Erebus mu?''

''Karanlığın tanrısı.''

Seokjin: ''İlk tanrılardan biri. Aynı zamanda da en tehlikelilerinden.''

Jungkook: ''O kadar kötü mü sahiden?''

Namjoon: ''Çok kötü Jungkook, tahmin edemeyeceğin kadar kötü.'' Jungkook da yavaşça sandalyesine oturup masaya sabitlemişti gözlerini. Gerildiği her halinden belli oluyordu. Woojin'in bu kadar korkunç birine dönüşeceği ve olayların bu noktaya geleceği, aklımın ucundan bile geçmemişti. Öte yandan Jimin ve Yoongi'nin saraya gitmiş olması da beni aşırı endişelendiriyordu. Derin bir nefes alıp arkama yaslandım ve kollarımı birleştirip sakinliğimi korumaya çalıştım.

~~~

Bütün koridorlar asker cesetleriyle dolmuş, kan gövdeyi götürmüş durumdaydı. Woojin ne ara bu kadar güçlenmişti hala aklım almıyordu. Aynanın bulunduğu odaya girdiğimizde bizi yerde yatan cansız bedenler karşılamıştı yine. Kahretsin... Ayna yoktu. Olması gereken yerde değildi.

Yoongi: ''Hyunjin!'' var gücüyle basamaklara koşup Hyunjin'in yanına çökmüştü hemen. Hızlı adımlarla yanlarına ilerlemiştim ben de.

Yoongi: ''Hyunjin.'' yüzünü elleri arasına alarak hafifçe sarsmıştı baygın bedeni. Hyunjin ise öksürerek gözlerini aralamış ve Yoongi'nin bileğine sarmıştı elini.

Hyunjin: ''K-Kralım.''

Yoongi: ''Ah, Yüce Zeus adına... Yaşıyorsun.''

Hyunjin: ''Ayna, Woojin a-aynayı aldı.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 26, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ᴡᴀʀ ᴏꜰ ᴛʜᴇ ɢᴏᴅꜱHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin