"Daha iyi misin inui ?"
"İyiyim Takemichi. Sorun yok gidebilirsiniz artık."
"Hasta hasta seni bırakamayız"
"Sorun yok gerçekten iyiyim ben."
"Peki gideceğim kendine dikkat et olur mu ?"
"Tamam görüşürüz dikkatli gidin."
İnui, Hinata ve Takemichi'yi uğurladıktan sonra hızlı bir şekilde yere düştü yürüyecek gücü yoktu. Gerçekten hastaydı. Ruhende iyi değildi. O sırada evden şıkan Kokonoi onu görmüştü.
"İnui ? İnui ? Beni duyuyor musun ? İyi misin ? İnui?"
"İyiyim"
Bu cevaba ikiside inanmamıştı. İnui titriyordu. Gözleri kapanıyordu. Gerçekten iyi değildi. Kokonoi İnui'yi hızlıca kucağına aldı ve yavaş adımlarla eve girdi kapıyı kapattıktan sonra İnui'yi yatırıp ateşini ölçtü.
"Çok ateşin var bu kadar hasta ne yapıyordun sen ?"
İnui cevap veremedi. Çok başı ağrıyordu ve üşüyordu. Koko inui'yi sırtına aldı ve hızlıca lavaboya götürdü ve soydu. İnui'yi güzelce yıkadı ve giydirdi. Ardınsan tekrar ateşini ölçtü. Biraz daha iyiydi. İnui çoktan uyumuştu. Kokonoi kalkıp çorba yapmaya çalıştı ama 2 denemeside hiç başarılı olmamıştı. Tam pesedecekken inui mutfağa girdi. Kokonoi çorba yapmaya çalışırken çoktan 2 saat geçmişti bile.
"Ne yapıyorsun sen tangur tungur?"
"Çorba deneme 2"
"Çorba yapmana gerek yok. İyiyim ben."
"Hayır gerek var. Hastasın."
"Bana bakmana gerek yok 18 yaşındayım kendime bakabilirim."
"Baya bakıyorsun kendine İnui. Her yer içki şişesi dolu. Bu kadar çok içersen hasta olursun ki olmuşsun."
"Koko iyiyim ben."
"Değilsin."
"İyiyim gerçekten."
"İnui sen beni kandırabileceğini mi sanıyorsun ? Sus ve içeriye yat ve ben sana gel diyene kadar odandan dışarı çıkma."
O gün kokonoi tüm gün boyunca inui'yle ilgilendi. İtiraf etmeliydi. İnui'nin hasta olması hariç her şey çok güzeldi. Akşam eve gittiğinde bunları tek tek defterine not aldı.
İnui ise akşam kokonoi gider gitmez kendini lavaboya attı ve kustu. İçinin boşalmasıyla rahatlayıp eline içki şişesini aldı ve dışarıda sokaklarda yürümeye başladı. Bu aralar bunu hep yapardı bazen eve gelir bazen ise dışarıda sızardı. Bu gün ise parka gidip uzandı sweatshirtünün üzerindeki ceketini çıkartıp kendine yastık yapıp banka koydu ve gökyüzünü izlemeye başladı.
"Biliyor musun Kokonoi ? bu dünyada insanların güzel diye adlandırdığı hiç bir şey güzel değil. Sadece sensin güzel olan. İnsanlar adelete inanır. Ben inanmıyorum. Senin bu kadar güzel olman adaletli değil. Gökyüzü kıskanır seni. Ay, güneş, yıldızlar hepsi. Aynı gökyüzüne bakıyoruz ama aynı yerde bile değiliz. Üzücü. Sensizlik üzücü ve acı dolu ama biliyor musun ben bu acıya çoktan alıştım. Doğduğum günden beri."
İnui kulaklığını taktı ve kendini şarkıya teslim etti. Gece boyu içti müzik dinledi ve her şeyden çok sevdiği adamı düşündü ilerleyen saatlere doğru gece inui'nin bağırışlarını ve çığlıklarını işitti. Aslında sehsiz ama sesli olan o ağlamayı içindeki fırtınayı gördü gece.
İnui Seishu acı çekmeye mahkumdu.
E Coraline piange
Coraline ha l'ansia
Coraline vuole il mare
Ma ha paura dell'acqua
E forse il mare è dentro di lei
E ogni parola è un'ascia
Un taglio sulla schiena
Come una zattera che naviga
In un fiume in piena
E forse il fiume è dentro di lei, di leiVe Coraline ağlıyor
Coraline’in kaygısı var
Coraline deniz istiyor, ama sudan korkuyor
Ve belki de deniz onun içinde
Ve her kelime bir balta
Sırtında bir kesik
Tam bir nehirde yelken açan bir Sal gibi
Ve belki de nehir onun içinde, onun içindeUmarım beğenirsiniz.
Yorumlarınızı okumak gerçekten çok güzel...
Seviyorum sizi <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘛𝘢𝘬𝘦 𝘔𝘺 𝘏𝘢𝘯𝘥 𝘈𝘯𝘥 𝘕𝘦𝘷𝘦𝘳 𝘓𝘦𝘵 𝘎𝘰|𝘒𝘰𝘬𝘰𝘯𝘶𝘪
RomanceAnla artık ben Akane değilim Kokonoi. Ben Seishu'yum. Lütfen, sana yalvarırım bana bu gözle bakma.