Bölümde bazı sahneler var. Etkilenecekler ve rahatsız olacaklar yalvarırım okumasın. Bu kitabın açıklama kısmına da yazmıştım zaten angst diye. Lütfen uyarılarımı dikkate alın.
Burgerciden çıkmış hastaneye gidiyorduk. Yine sevgilimin elini tutmuş kendimi dünyanın en güvenli yerinde hisseder gibiydim.
İkimiz de mutluyduk ve huzurluyduk.
Bu akşam tahmin ettiğimizden daha güzel geçmişti." Yarın da başka bir yere gidelim mi? Bugün çok güzeldi, yarın da böyle olsun istiyorum."
" Gidelim meleğim ama umarım hastaneden izin alabiliriz."
Kıkırdadım.
Hastanenin bizden bıktığına emindim." Uykun geldi mi? İstersen bir taksi çağırabilirim, yorulduysan söyle sevgilim. "
" Hayır yorulmadım. Aksine oldukça enerjiğim! "
" Pekala. "
Dedi ve elimi tuttuğu eline bir öpücük bıraktı.
Zaten az kalmıştı, 10 dakikaya varmış olurduk.Gece saatleri olduğu için önümüzü sadece sokak lambalarının aydınlattığı kadarı ile görebiliyorduk.
Karanlık biraz korkutucu olsa da Seonghwa yanımda olduğu için korkmadım ve eline daha çok tutundum.Tam o sırada bir kaç ayak sesi bize doğru geliyordu. Herhalde bizim gibi evine giden insanlardır diye düşünüp aldırış etmedim.
Ama ses iyice korkutucu olmaya başlamıştı.Hızlı nefes alış verişlerimi fark eden sevgilim korkmamam için beni kendine çekti.
" Sakin ol meleğim sadece normal insanlar."
Dedi beni rahatlatmak istercesine. İnsan olduklarını zaten anlayabiliyordum ama yürüyüşleri bana tuhaf gelmişti. Normal yürümüyorlardı da sanki daha gürültülü yürüyorlardı.
Bir kaç dakika sonra karanlıktan dolayı yüzlerini seçemediğim iki kişi tam önümüzde durunca hemen Seonghwa'nın koluna sarıldım. Seonghwa da bunda bir terslik sezmişti. Beni arkasına doğru çekti.
" Sorun ne?"
Dedi Seonghwa adamların amacını anlamak ister gibi. Adamlardan biri bir adım daha yaklaştı bize. İkisi de oldukça iri yapılıydı.
Yüzlerini hala tam net seçemiyordum." Seninle bir problemimiz yok dostum."
Dediğinde içime bir su serpilmişti. Ama rahatlamam uzun sürmemişti.
" Ama arkandakini daha net görmek isteriz."
" Ne demek görmek istersiniz? Ne diyorsun sen?"
Seonghwa sinirlenmeye başlamıştı. Korkuyordum. Daha çok sarıldım ona.
" Diyorum ki şu arkana saklanan güzelliği bizimle de paylaş."
Duyduğum cümle ile kalbim adeta göğüs kafesimden çıkacakmış gibi attı. Gözlerimi kapattım. Seonghwa'ya olabildiğince daha sıkı sarıldım beni burakmaması için.
" Korkma meleğim sana bir hiçbir şey yapamazlar. Ben buradayım. "
Dedi güven veren bir tonda.
Boynuna bir öpücük bırakırken ona muhtaç bir şekilde konuştum.
"b-beni bırakma. Çok k-korkuyorum."Beni tam arkasına alınca kendisi bir adım öne çıktı. Oldukça sinirlenmişti.
" Onun kılına dokunmaya kalkarsanız hepinizi bu dünyadan silerim, hiç acımam!"
" Alt tarafı sevgilini bizimle paylaş dedik, canını ver demedik birader sakin. "
Alay eder bir tonda konuşup gülmeye başladılar. Seonghwa'nın yumruğunu sıktığını gördüm. Çok ama çok korkuyordum ona bir şey olmasından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blue #seongjoong ✓
FanfictionBana "maviyi anlatır mısın?" dedi. Yüzüne baktım, acı tebessüm vardı. O an içimin yandığını hissettim. Benim gibi biri, maviyi sadece renk olarak görürken ona ne anlatabilirdim ki? [mini fic - angst] 一 ©teddystick