kafede kendine bir şeyler aldıktan sonra masaya geri döndü hyunjin. minho ise çoktan almış olduğu kahvesini içiyordu. "çok fazla yemiyor musun?" dediğinde hyunjin ağzına atacak olduğu lokmasını yemeden önce çirkin bir bakış attı.
"ne alaka?" lokmasını çiğnerken konuşmuştu. "her neyse! iki gün sonra 17 yaşına giriyorsun, yarın gece bir parti yapıyoruz ve sen bakirliğini bozuyorsun. nasıl plan?" hyunjin çoktan ağzına attığı ikinci lokmasini yuttuktan sonra konuştu.
"partideki herkes gaymiş gibi konuşuyorsun. okulda 5 gay var ise ikisi biz değil miyiz? sen tam gay bile değilsin." minho gülerek elini arkadaşının omzuna yerleştirip sıktı. "merak etme sana birini ayarladım bile, o görevi sana bırakamazdım. doğru düzgün kimseyle konuşamıyorsun bile."
hyunjin kaşlarını hafif çatarak konuşmaya başladı. "o zaman kimi ayarlaaa.. j-jisung?" kafeye giren ve onların yanına doğru gelen jisung'u görmesi ile dudakları kıvrıldı.
"sen cidden en iyi arkadaşsın minho." sessizce mırıldandıktan iki saniye sonra söylediklerini geri aldı.karşısında öpüşen ikiliyi bir süre izledi. sevdiği çocuk ve en yakın arkadaşı, harika. boğazını temizledikten sonra öpüşen ikiliyi ayırmak amaçlı konuştu.
"bana birini ayarlamaktan bahsediyorduk."bölüm atasim geldi bir de
depresyona gırdım 🧍🏼💨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐛𝐫𝐨𝐨𝐤𝐥𝐲𝐧 𝐛𝐚𝐛𝐲' 𝐡𝐲𝐮𝐧𝐥𝐢𝐱
Fanfiction"jisung so lovely, 'jisung my boy.. i love him, i love him, i love him!' so hey, wow, fuck you hyunjin!"