"burda ne işin var?"
"Doğum gününü yalnız geçirmeni istemedim"
"Nasıl izin verdiler buna?"
"Bir şekilde ikna ettim işte boşver orasını ve dilek tuttuktan sonra mumları üfle"
Lütfen başka bir evrende tekrar buluşalım...
Hafifçe pastaya doğru eğilerek bütün mumları söndürdüm
"Evet şimdi yemek yiyelim~"
"Nasıl istersen"
Mutfaktaki masanın üzerine elinde olan poşetleri ve pastayı koydu
Poşetlerden yemekleri çıkardıktan sonra oturup yemeğe başladık
"Ailen nasıl?"
"İyi"
"Neler yaptınız orada?"
"İş yaptırdılar bize ve ben buraya gelmek için kendi işlerimi de renjunin üstüne yıktım"
Ben gülmeye başlayınca o da o aşık olduğum sesiyle gülmeye başladı
"Şirin"
"Ne?"
"Şirinsin"
"Ben mi?"
"Evet"
"Ah saol"
"Gülerken yunus sesi çıkarmayı kes"
"Bilerek yapmıyorum ki"
Dedi yüzü düşerken
"Fazla tatlı olduğu için demiştim"
Yanaklarının kızarmış olduğunu kendi de fark edince yüzünü saklamaya çalıştı
Gülerek konuştum
"Ya chenle, bu kadar tatlı olma"
"Diyene bak"
"Ben tatlı mıyım?"
"Kalbimin ritmini bozacak kadar hemde"
Yutkundum
"Yapma şunu"
"Neyi?"
"Gereksiz umut vermeyi"
"Gereksiz olduğunu nerden biliyorsun"
"Çünkü bu şeyin karşılıklı olmasının imkanı yok"
"Bilemezsin jisung"
"Ne yapmaya çalışıyorsun?"
Dedim dolmaya başlayan gözlerimle
"Hislerinin karşılıklı olduğunu anlatmaya çalışıyorum"
"Ciddi misin?"
"Değil miyim sence?"
"Anlayamıyorum"
"O zaman sadece güven bana"
"Sana her zaman güvendim chenle"
"Seni seviyorum Park Jisung"
"Bende seni seviyorum Zhong Chenle"
İşte bu gün yaşadığım en güzel ve son günümdü
Bana böylesine güzel bir gün yaşattığın için çok teşekkürler chenle
***
Biraz ani olmuş olabilirBunun için kb
SONUNDA BİTİYORSUN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Go |Chensung|
Fanfiction𝙀𝙡𝙡𝙚𝙧𝙞𝙢𝙞𝙯 𝙗𝙞𝙧𝙡𝙚ş𝙞𝙠𝙠𝙚𝙣 𝙗𝙞𝙧𝙗𝙞𝙧𝙞𝙢𝙞𝙯𝙚 𝙗𝙖𝙠ı𝙥 𝙜ü𝙡ü𝙢𝙨𝙚𝙙𝙞𝙠 "𝙜𝙞𝙩𝙢𝙚𝙣𝙞 𝙞𝙨𝙩𝙚𝙢𝙞𝙮𝙤𝙧𝙪𝙢" "𝘽𝙚𝙣𝙙𝙚 𝙜𝙞𝙩𝙢𝙚𝙠 𝙞𝙨𝙩𝙚𝙢𝙞𝙮𝙤𝙧𝙪𝙢" "𝙊 𝙯𝙖𝙢𝙖𝙣 𝙜𝙞𝙩𝙢𝙚" "𝙂𝙞𝙩𝙢𝙚𝙢𝙚𝙡𝙞𝙮𝙞𝙢 𝙙𝙞𝙢𝙞?" "𝙀...