ölüme giden notlar adına yazıyorum bu sefer gerçekten de. belki de hüzünlü şarkılar adına. geride kalan intihar mektupları adına. insanların içinde basit sanılan acılar adına.
yaralara merhem olamayacağımı bilerek olsa bile bir umut yazıyorum.
ufacık bir gün ışığı. yağmurların adına yazıyorum bu sefer.
gidenin ardından bakanlara yazıyorum, istemeyerek gidenler adına yazıyorum. sebepsiz kalanlara, içinde sıkıntı olanlara yazıyorum belki de defalarca ama bunları söylemeyerek.
en ufak bir gülümsemede umut edinenlere yazıyorum, bu sefer de ben onlara gülümsüyorum. ama göz yaşları arasında acıyla gülümsemeye çalışıyorum.
yokluğu kumsallara dalga olurken kıyıya vuran çöpler gibiydi umudum. son kez tanışmıştım belki de kendimle. sevdim ve sevildiğimi sandım. yokmuş, yoklukmuş meğerse. sevilmeye açmış bu kalpler, sahte gülüşlere kanmış. kızamazdı ki kimseler, bunların sebebi bizdik.
sahte sevgilerin ardına sığınarak yüzüne maskelerine takınanlardandık. en acınasıydık belki de.
bir gün ölüme gider mi bu notlar sahiden de, bilmiyorum. yorgunluğumun ardına sığınarak yazıyorum.
sessiz geceleri benimseyerek yazıyorum. kalbimi ortaya koyarak.
gündüzlerin gece oluşunu bekleyerek yazıyorum belki de defalarca.
en acısı söze nereden başlayacağımı bilmiyorum işte. tekrar ve tekrar başa dönüyor cümlelerim. çarkın da döndüğünü sanarken kendi etrafında çevrilmesi gibi bu.
düşünemiyorum artık, dümdüzüm şu an belki de. yıllar önce adını koyduğum bir başlık altında yıllarca içimde yazarak sakladığım satırlardan sadece bir tanesi bu.
bu sefer edebiyat ya da felsefe yapmaktansa yalnız olmadığınızı bilmenizi isterim. çünkü ben çok yalnız hissediyorum.
kimse mükemmel değil, asla mükemmel olamaz. mutlu insanlar kameralar ardına gizlenirken aslında öyle bir şey olmadığını farkedebilirsiniz. insanlar kamera görünce gülümser, insanların her birini kamera olarak görürler.
sevilmek, sevmek ve yanlış sevmek. yanlışı sevilmek. doğru adı altında sesimizi çıkartamadan yanlış sevgilere maruz kalmak. bu dışarıdan bir insan değil ki. bu tamamen bizim ailemiz. doğruları adı altında nasıl da parçalıyorlar aslında bizi. ben parçalandım çünkü. kendi doğrularını dayatmaya çalışırken benim paramparça olduğumu görmediler. dinden soğuttular, sevgiden soğuttular, sevmekten soğuttular, özgürlüğü aldılar ve bitti.
ben çokça kez görmelerini bekledim. doğrusuyla yanlışıyla. belki de kendime zarar verdiğimde anlayacaklarını sandım. bir kez daha yanıldım.
seviyorum, belki de ben yanlış seviyorum, benim doğrum yanlıştır. belki de ayak uyduramayanlar onlardır.
ben yaptıklarımdan asla gocunmadım. bundan da aynı şekilde. ben bencil olamadım. ben sevdim ama yanlış doğrularımla sevdim. ben ölmek istedim. insanlar mutlu olsun diye ölmek istedim. ailemi üzmemek için, çevremi üzmemek için ölmek istedim. belki de anlatamadım bunları kimseye doğru düzgün ama ben insanları üzmek istemedim.
ben, benden nefret insanları üzmek istemedim.
BEN, BENİ SEVMEYEN İNSANLARI GERÇEKTEN BENİ GÖRÜP DERT EDİNLEMELERİ İSTEMEDİM!
ne kadar aptalmışım.
ben annemi daha fazla özgürlük istediğim için üzmek istemedim.
ama ben özgürlüğüme kıyamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüme Giden Notlar
Krótkie OpowiadaniaHer karanlık yola korka korka sonu aydınlık diye girersin. Ama ya aydınlık değilse o yolun sonu?