4:Uzayan işler.

104 12 26
                                    

Herkese selam! Ufak bir tanıtım yapıp hikayeye geçeceğim. Yeni bir karakter ekleniyor; shotonun1i yeni karakterimiz♡

Adı; Ahsen Akame Nakamura shotonun1i
Türk-Japon Melezi
Omega
23 yaşında
Şarkıcı (Popüler)
Bekar
Bir kedisi var, adı Minnoş. Siyah tüylü ve yeşil gözlü.
Kısa beyaz saçları ve kırmızı gözleri var.

Hikayeye geçebilirsiniz, iyi okumalar!

________________

Japonya'dan hemen gitmek istiyordu İzuku. Dün geceden sonra asla ama asla bir daha buraya adımını atmazdı. Gözleriyle gördüğü bir şeyi yalanlamaya çalışacaktı işte, ne bekliyordu ki?

Julia ile bu konu hakkında konuşuyorlardı şimdide. "Seni yalnız bırakmamalıydım. Neden bana haber vermedin ki?" dedi Julia. Üstündeki kırmızı takım elbisesini düzeltti ve oturduğu yerde dikleşti. "Julia, aniden oldu zaten. Bende diyorum ki; hemen gidelim. Zaten işimiz de kalmadı." dedi İzuku.

Julia derin bir nefes verdi. "Üzgünüm İzuku ama işim uzadı. Muhtemelen bir ay daha burada kalacağız. Defileden sonra sürüsüyle teklif geldi. Hepside çok büyük miktarda para teklif ettiler. Reddedemem. Hinata'ya haber verdim. İzne ayrılıp yanımıza gelecek." dedi.

İzuku gözlerini kapattı ve sinirle soludu. Ne yapacaktı şimdi? Resmen bu iğrenç anılarla dolu yerde kalacaktı bir ay boyunca. "Ben geri dönsem olmaz mı?" dedi masumca. Julia başını 'hayır' anlamında salladı. "Teklif aldığım biri var. Türk-Japon melezi bir şarkıcı. Seninle ısrarla buluşmak istediğini söyledi." dedi. İzuku bıkkınca bir nefes verdi. "Peki, görüşelim. Lâkin benim karşıma çıkmasına izin verme şu adamın." diyerek ayağa kalktı. Önündeki bebek arabasını ittirerek asansörlere ilerledi.
-
Buluşma saatine bir saat kalmıştı. Şu şarkıcı ile görüşmek için pekte can attığı söylenemezdi. Lâkin birini kıracak kadar kalpsiz de değildi. Heleki kendini görmek isteyen birini hiç kıramazdı. Saygısından ödün veremezdi.

Üstündeki açık kahve takım elbiseye baktı. Altına uyluklarına kadar gelen bir çizme giymişti. Kahverengi takım elbisesinin altına çok güzel oturmuştu. Aynanın önünden yatağına geldi ve yatakta oyun oynayan kızının yanına oturdu. "Gel bakalım anneye." dedi. Kollarını uzattı. Lauren elindeki kırmızı, peluş küpü attı ve kollarını hızla annesine uzattı.

İzuku kızını kucağına aldı ve sarı tutamlarını okşadı. Çilek kokan, yumuşak tutamlar, elinde hoş bir his yaratıyordu. Lauren annesi saçlarıyla oynadığı için mayıştığında başını annesinin omzuna koydu. İzuku gülümsedi. En sevdiği hareketi buydu minik kızının. Başını omzuna koyup ellerini boynunda duran zümrüt kolyeye uzatırdı. İzuku'nun içi titrerdi o zaman. Huzur bulurdu.

Bir süre öyle durdular. Daha sonra İzuku ayağa kalkıp Lauren'in çantasını aldı ve odadan çıktı. Otelin lobisine indiğinde Julia'nın kendisini beklediğini görmüştü. Yanına gittiğinde "Nasıl olmuşum?" dedi Julia hemen. İzuku gülerek "Güzele ne yakışmaz." dedi.

(Yazar burda kendini övmüyor bdksbd İzuku kibarlık olsun diye öyle demesini uygun gördüm. O yüzden egolu olduğumu düşünmeyin.)

-
Araba durduğunda geldikleri yere bir göz gezdirdi İzuku. Krem tonlarında, iki katlı bir villaydı burası. Bahçe kapısını korumalar açıp geçmeleri için yol verdiklerinde yavaşça ilerlediler taş yolda. Önlerine bir çalışan çıktı. "Beni takip edin lütfen." dedi. Julia ve İzuku onu takip etmeye başladı. Arka bahçeye geldiklerinde etrafı saran güzel bir koku vardı. Bahçe rengarenk çiçeklerle doluydu. Hepsinin kokusu karışmış, hoş bir koku oluşturmuştu.

Bahçenin ortasındaki kamelyaya geldiklerinde kısa beyaz saçları ve kırmızı gözleriyle onları bekleyen güzel şarkıcıyı buldu gözleri ikisininde. Ayağa kalktı kadın. Hemen gidip sarıldı onlara ve "Hoşgeldiniz." dedi. İzuku gülümsedi. "Hoşbulduk." dedi. "Oturun lütfen. Sizinle mühim bir konu konuşmam lazım." dedi. Devam etti; "Ben Ahsen. Ahsen Akame. 23 yaşındayım. Memnun oldum." dedi. İzuku gülümsedi ve "Bende İzuku." dedi. Lauren'i göstererek "Bu da kızım Lauren." dedi. Lauren isminin söylenmesi ile başını kaldırıp sevimlice annesine baktı. "Bak kızım, merhaba de hadi." dedi İzuku. Lauren annesine bir gülücük gönderdi. Daha sonra Ahsen'e döndü. "Yeyaba." diyerek minik ellerini salladı.

Ahsen şeker komasına girecekti az kalsın bu hareketiyle. Gülümsedi ve "Merhaba Lauren." dedi. İzuku'ya döndü. "Babası kim?" dedi. Bilmiyordu ki, hassas bir konuydu. "Şey," diye başladı söze İzuku. "Babası...beni aldattı. Lauren'e hamileyken boşandık." dedi. "Vay şerefsiz. Tanıdık biri mi?" dedi Ahsen. "Katsuki Bakugou." dedi hızlıca İzuku. "Kapat Lauren'in kulağını bir." dedi Ahsen. İzuku kızının kulaklarını kapattı.

Ahsen yabancı bir dille hızlıca sövmeye başladı. Julia ve İzuku anlamadılar. Şarkı söylüyor sandılar. İzuku ise hala anlamamıştı neden Lauren'in kulaklarını kapatmasını istediğini. Ahsen sövmeyi bitirince onlara döndü. Julia "Daha demin şarkı mı söylüyordun?" diye merakla sordu. "Yok, sövüyordum." dedi Ahsen. Gülüştüler.
-
Dedikodu ve fitne fesatlıkla geçen iki saat ardından ciddi konular konuşmaya gelmişti sıra. "Evet, gelelim konumuza." dedi Ahsen. "İzuku, bu seni ilgilendiriyor." dedi. İzuku kaşlarını çattı ve "Dinliyorum." dedi.

"Biz seninle kuzeniz."

_______________________

Kısaydı, biliyorum ve üzgünüm. Çok fazla geciktirdim.

Neler atlattım neler bir bilseniz nkdbdks

Buraya gelemediğim süre boyunca sürekli sağlık sorunlarıyla uğraştım. Ve yoğun bakıma yattım sekerim yükseldi. Doktor az kalsın makineye bağlıyormuş beni. Yasama şansım azmış falan filan. Cuma günü çıktık işte hastaneden. Öyle yani. Neyse geçti gitti.

Umarım beğenmişsinizdir aşklarım<3

Ve umarım begenmissindir shotonun1i

Sizi seviyorum ve görüşürüzz<3

ᴄʜᴀɴɢᴇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin