Sızı

32 7 2
                                    

Zamanın çaldığı her ne varsa hepsini geri istiyordu . Geçmişe mazi derler böyle bir söz duymuş muydun daha önce ? Elinden alınan , kendinden çalınan her ne varsa geri alacaktı . Kararlıydı . Her zamanki gibi uyandı . Buz gibi suyla " sanki hayatın gerçekleri yeterince yüzüne vurmuyormuş gibi " elini yüzünü yıkadı . Dün geceden çıkardığı kıyafetlerini büyük bir özenle elleri ile ütüleyerek düzeltti . Giyindi ve evden çıktı . Geçmeyen bir öfkesi vardı hayata karşı . Ne yapsa olduramıyordu bir türlü . Barışamıyordu şu lanet hayatla . Kendine olan saygısını da yitirmişti çoktan zaten . Herkes kendi derdini dünyanın en büyük derdi sanar ya hah tam da öyle işte . Sanki bir yolunu bulsa o gücü kendinde toplayabilse son verecekti hayatına . Belki de bunu onun için başkası yapmalıydı . Aman ya ne saçma düşünceler bunlar sabah sabah . Okula gitmek üzere yola koyulmuştu . Küçük bir eve doğmuştu . Annesi Ev hanımı babası ise bir tırcıydı . Aşk evliliğiydi onlarınki. Annesi babasına tek görüşte vurulmuştu . Babası da keza öyle . Aileler bir süre sorun çıkarsa da bu aşkı kabul etmişlerdi sonunda. Evlenmelerine razı olmuşlardı . Daha sonrasında bu aşk yuvasında bir haber alındı . Annesi hamileydi . Gel zaman git zaman aile aşklarının meyvesini almak üzereydi . Sonra ne mi oldu ? Doğdu . Doğduğundan itibaren babasıyla çok fazla vakit geçirme imkanı da olmamıştı çünkü babası sürekli olarak ülke dışına bazı seyahatlere giderdi . Uzun süreli seyahatler . Bebekliğinin büyük bir kısmında annesi ona hem anne hem de baba olmuştu . Allah var ya hiç de eksikliğini hissetmemişti . Hem babası ona her hafta mektup gönderiyordu . Unutturmuyordu kendini yani . 6-7 ayda bir eve geliyor eşyalarını bırakıp yenilerini alıyor Annesine 6-7 ay yetecek kadar para bırakıp gidiyordu . Hem arkadaşlarının babalarına bakıyordu pek bir fark yoktu açıkçası . Onlar birlikte olsa dahi arkadaşları hala mutsuzdu hayatlarından . Yani bir insana ne verirseniz verin fazlasını istemezler mi zaten ? Nankör varlıklar . Babsıyla mutlu bir çocukluk geçirmek isterdi tabiki ama halinden de mutsuz değildi . Sonuçta bu babasının işiydi . Açta kalmamak açıkta kalmamak için yapıyordu bunu keyfinden değil ya . Uzun bir çocukluk ve bir anne modeli . Annesine hayrandı . Çok seviyordu annesini . Rol model almıştı kendine . Ben de annem gibi olacağım diyordu hep . Yaşadıkları toplumda evde bir erkek olmadığı zaman kadına kötü gözle bakarlardı . Ama annesi bunu başarmıştı . Adeta bir kaya gibi başlarını hiç öne eğmeden yaşadılar uzunca süre . Annesi yuvasına gelebilecek en ufak zararda ateş püskürüyordu resmen . Bu kadar güçlü bir kadının çocuğu olduğu için kendiyle gurur duyuyordu . Yıllar içerisinde annesinin zihnini okuyacak kadar iyi tanımıştı annesini . Adeta ağzından çıkacak her kelimeyi daha annesi söylemeden biliyordu . Zeki de bir çocuktu aslında . Derler ya bebekler zekalarının büyük bir çoğunluğunu annesinden alır . O annesinin çocuğuydu . Babasını pek fazla tanımaya fırsat bulamadığı için pek fazla ortak nokta bulamıyordu aralarında . Ara sıra fotoğraflara bakınca en fazla kaş göz benzetmesi yapabiliyordu . Tanıdığı kadarıyla iyi bir adamdı aslında . Annesinin anlattığına göre bir kanatları eksik melekti . Mahalledeki ilkokula gidiyordu . 1. sınıfta ne heyecanlanmıştı ama . Hala her yerde anlatıyor biliyor musunuz ? O heyecanı başka hiçbir yerde yaşayamadığını . Ne kadar tatlı . İlkokul bitince aynı şehirde bir lise de okumaya başlamıştı . Okulu şehrin köklü okullarındandı . Başarılı bir şekilde de yerleşmişti okula . Okuldan tanıdığı bir kaç arkadaşı vardı ama Toprak o çok farklıydı . Canıydı ciğeriydi . Annesiyle babasının bir tane çocuğu daha olsa o kadar severdi . Toprakla güzel bir dostlukları vardı . Aynı şehirde aynı üniversitede aynı bölümü okumak istiyorlardı . Her genç gibi aynı eve çıkmak gibi bir planları da vardı hem . Can dostlarıydı birbirlerinin . Ölüme bile giderlerdi birbirleri için . Oh sonunda vardı okula . Çok yavaş yürüyor bu ya . Tamam ana karakter olabilirsin ama okula da geç kalma . Ah uzaktan iki tane kahverengi göz gördü . En sevdiği kahverengi gözlerdi onlar . Toprağın kahverengi gözleri . Toprak yaz tatilinde Antalya ya gitmişti . Ailesi sınav senesi motive olabilsin diye okul öncesi rahatlatmaya götürmüştü Toprağı . Toprak her ne kadar onun da gelmesi için ısrar etse de gidemezi . Babası ülke dışındaydı . Annesini yalnız bırakamazdı uzunca bir süre . Ne annesi ne de o alışık değildi bu duruma . Kocaman sarıldı Toprağa sıktı onu kollarıyla . Sevdiği zaman tam seviyordu . Toprağın nefesi kesilince sıkmayı bıraktı kafasına bir tane vurdu . " Seni çok özledim şapşal " dedi . O pamuktan yanağına bir öpücük kondurdu . İlk ders öncesi Lise Müdürü Gökhan Hoca tüm öğrencilere ve son sınıflara sınav döneminde başarılar diledi . Ve içeri girdiler . Sınıfta yeni kimse yoktu . Herkesi tanıyordu . Toprakla her zamanki yerine oturmak isteyince yerin çoktan kapıldığını gördü . Farklı bir sıra buldular . Önemli olan nerede oturdukları değildi . Birlikte olmalarıydı . İlk dersleri edebiyattı . Nasıl da severdi edebiyat dersini . Şiirler onu alır uzaklara götürürdü . Bazen kendini Toprağın cimciği ile kendinde bulur ve dalaşırlardı bir süre .Ama öğretmenleri kızınca utanırlardı . Sınıfta da kimse pek onlarla iletişim kurmak istemezdi . Onlar kendi dünyalarında güzeldiler . Hem o dünya iki kişilkti en azından O nun için . Toprağın bir sevdiği vardı . Gerçi her ne kadar O'nu ilgilendirmese de sinirleri bozulmuyor değildi . Her gün aynı tantana her gün aynı telaş okula gidip geliyordu . Sınav senesiydi . Okulu aksatamazdı . Dersleri de iyiydi aslında ama içinde bir sıkıntı vardı geçmeyen . Her şey allak bullak olacak gibi sanki dünyası tersine dönecek gibi hissediyordu . Ayrıca annesini bırakıp nasıl üniversiteye gidebilirdi ki . Babasının emekliliğine az kalmıştı fakat babası hala çalışmayı planlıyordu . Hayatı böyle sürüp giderken adım adım kendinden uzaklaşıyordu . Kendinden vazgeçiyordu . Peki ya affedemediklerimiz ? Onlar yakamızı bırakıyor muydu ? Affetmeden gidilmeli miydi ?

KATRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin