Kontrollü Güçler

52 5 1
                                    

Uzun zamandır yazamıyordum sizden çok özür dilerim. Bir hastalığım yüzünden hastaneden hastaneye gittim biraz ara açıldı :) okurken umarım sıkılmazsınız.

Malia hastaneden çıktıktan sonra hepimiz tekrardan ahşap eve döndük. Ortamda büyük bir sessizlik vardı. Hiç birimiz bir şey diyemiyorduk. Malia'nın kolyesinin kaybolması hepimizi korkutuyordu. Bizi koruyan, saklanmamız da ve iletişim kurmamızda yardımda bulunan bu kolyelerden biri kayıp. Korkumuz kaybolması değil, kolyenin vahşetler de olma ihtimali. Eğer ki Malia'nın kolyesi vahşetler de ise bizim kurduğumuz planların çoğunun öğrenebilir ve bize tuzak kurabilirler. Anlam veremediğim olay şu ki ; insanlara zarar vermemizden korkup bizi yok etmeye çalışmaları. Oysa ki bizim tek amacımız neden farklı olduğumuzu bulmaktı. Ve sessizliği bozan Alice den kararlı bir ses tonuyla şu sözler çıktı " yeni bir kolye yapmak kolay olacaktır, fakat eğer vahşetlerin elindeyse bu kolye aynı kolye yapmamız yine bizim zararımıza olacaktır" Lucas, Alicenin sözünü kesip " Ama Alice yeni 7 kolye tasarlamam belki günler belki haftalar alır. 6. Ve 7. Kişiyi bulmuşken 8. Kişiyi bulmaya başlamazsak zaman kaybederiz." Dedi telaşlı ve hızlı bir şekilde. Alice Lucas'a dönerek "Merak etme ben sana yardım edeceğim" dedi. Saatin geç olduğunu fark edip Daniala bizi eve bırakması gerektiğini söyledim.

Danial bizi eve bıraktıktan sonra ben güzel ve sıcak bir duşun ardından yatıp uyudum. Malia ise daha banyoya giremeden uyuya kalmıştı. Sabah olduğunda düşündüğüm tek şey "ilk defa bu kadar huzurlu uyanmam" olmuştu."Bu gün kendimi normal ve huzurlu hissediyordum fakat bunun nedeni neydi ? Tamamen eskisi gibi hissediyordum, diğer insanlardan farksız gibi." Diye saçma düşüncelere kendimi kaptırmışken aşağıdaki sesleri duyup aşağı indim.

Annem: Sana gidemezsin dediğimi binlerce kez tekrarlatıyorsun. O tatile gidemezsin.

Malia: Bütün dönem boyunca derslerime çalışıyorum fakat hiç bir zaman karşılığını alamıyorum. Diğer kızlardan farkım ne anne farkım ne ben neden gidemiyorum .?

Ve sanırım garip bir şeyler oluyordu çünkü bu diyalogları daha önce hatırlıyordum...Olamaz şimdi anladım, yine istemeden zamanı bükmüş olabilirim derken Malianın bağırmasıyla gözlerimi kapadım. 10-15 sn sonra gözlerimi açtığımda günümüzde gece saat 4.40 ta aşağı kattaydım. Fakat annemle Malia burda değillerdi. Tanrım bana yardım et güçlerimi artık kontrol edebilmek istiyorum. Gittikçe daha kötüye gidiyor.

Saat 5'e doğru Malianın aşağı gelişini gördüm "senide mi uyku tutmadı ?." "ya, ya sorma hiç uyuyamadım. Sen neden kalktın?" "uyku tutmadı dedim ya" Dedi ve buz dolabındaki soğuk su şişesindeki suyu, bardağa dökmeden kafasına dikti. O suyu içmeye devam ederken, ben yukarıya yatmaya gittiğimi söyleyerek odama çıktım. Ve kafamı yastığa koyduğum gibi uyudum. Sabah saat 8.30 da alarmın çalmasıyla zorla uyandım. Susadığımı fark edip aşağı indim ki Gördüklerim bürün susamışlığımı götürdü. Çünkü Danial ve Malia bana, benim pijamalı halime gülerek bakıyorlardı. Mailanın kolundan sıkıca tutarak hızlıca yukarıya çıkardım. "Danial'ın burda ne işi var? Ve bana neden haber vermedin?"Diye sorduğumda Gülerek cevap vermesi benim sinirlerimi daha da arttırıyordu. "Ne olacak kızım ya, benimde haberim yoktu bu gün okula gitmememiz gerektiğini ahşap evde çalışmamız gerektiğini söyledi." Ve beni hazırlanmam için odada yalnız bıraktı. -Danialı gördüğümde neden bu kadar heycanlanmıştım ki, ne diyorsun Kira kendine gel!- Düşünmeyi bırakıp hızlıca hazırlandım ve aşağı indim. Ve kahvaltı yapıp tam evden çıkacakken Danial arkamızdan seslenip "Kızlar, o ahşap eve yürüyerek gitmeyi düşünmüyorsunuz umarım?" dedi ve sırıtarak ikimizinde kolundan tutup gözlerini kapadı. Geçen günkü gibi yine kendimi 5-10 saniyelik bir boşlukta gibi hissettim, ve gözlerimi açtığımızda o ahşap evdeydik. Fakat farklı bir şey vardı ki, O ahşap ev gitmiş resmen büyük bir parkur gelmişti. Heyecanlı bir şekilde "burada mı çalışacağız, hadi başlayalım." Dedim. Sesim yankılanmıştı, sanırım çok yüksek sesle konuşmuştum. "Hop sakin ol bakalım ufaklık, ilk önce sizi test etmemiz lazım." -UFAKLIK ne be resmen bana ufaklık dedi- Diye düşünmemin altında sadece "Peki ben hazırım" yatıyordu.

Birden sert bir rüzgar esti, ve rüzgarın geldiği yöne baktığımızda Alice ve Lucasın geldiğini gördük. Alice'in "Hadi başlayalım" demesinin ardından Lucas "ben hazırım bile" dedi. Alice "Malia, ilk seninle başlayalım. İlk önce zihnini boşalt ve oynatmak istediğin nesneye bakarak onu hareket ettirdiğini düşün. ilk başta yapsan bile kontrol etmen zor olacaktır" dedi ve hemen ardından Malia çalışmaya çalıştı. Malia bunu yapmaya çalışırken pür dikkat hepimiz onu izliyorduk. İlk önce sağ elini kaldırdı ve 15 metre uzaklığımız da ki küçük tenis topuna benzer topa yöneldi. Gözlerini kıstıktan hemen sonra topun oynadığını gördük. Top yavaş bir şekilde havaya kalktı ki, kapının hızla açıldığını gören Malia dikkatini bozup topu yere düşürdü. İçeri giren Adamdı. Yüksek ve heyecanlı bir şekilde "Hey bensiz mi başladınız. Neyse nasıl gidiyor" diye sordu. Alice arkasını dönüp "Eğer kapıyla savaş içine girmeden içeriye girmeyi düşünseydin belki daha iyi olabilirdik." dedi ve Lucasın sert kahkahasıyla oda yankılandı. Malia, Alice ile kenarda çalışmaya devam ederken Lucas benim gözlerime baktıktan hemen sonra gözlerini Daniale çevirdi ve "hazır mıyız.?" diye sordu. Cevap vermeme fırsat vermeden Danial kolumdan tuttu ve başka bir odaya ışınladı. Ardından Lucas geldi. Geldiğimiz oda camlı bir odaydı, aynı sorgu odası gibi. Sağ üst köşedeki kamera dikkatimi çekmişti. Danial ve Lucas camın diğer tarafında bana bakarken bende tek başıma boş odada onlara bakıyordum. Lucasın sesi biraz fazla çıktığından korkmuştum. "Hey beni duyabiliyor musun.?" diye bağırdı. "Duyuyorum." dememin ardından Mikrofonu Danial alıp neler yapmam gerektiğini anlatmaya başladı. "Kira ilk yapman gereken şey; zamanı durdurmaya odaklanmak. Zamanın akışının senin elinde olduğunu unutma, bunu yapabileceğine inanman lazım. Kendini sıkmadan zaman hızının gittikçe yavaşladığını, daha da yavaşladığını hayal et. Oda sessizdi. "zamanın yavaşladığını hayal etmem için, zamanın hızını hissetmem gerekmez mi? Oda da zamanın akışını hissetmeme yarıyacak hiçbir şey yok" dedim kendimden emin bir şekilde. Lucas yanıma gelip "Evet bunu düşündük. Fakat risk almamız gerekecek"ardından danial ışınlanarak yanımıza geldi ve "Lucas bana bu topu fırlatacak" dedi ve elinde ki kırmızı beyaz karışımı renklerindeki topu gösterdi. Lucas geri adımlarını kullanarak odanın diğer köşesine gittikten sonra Danial ile aralarında 10 metre kadar fark vardı. Biraz heycanlanmıştım.
Lucasın "Hazır mısın?" Sorusuyla daha da heycanlanmıştım. "Evet , sanırım hazırım"
Lucas sol elindeki topu sağ eline alarak gerildi ve atışını yaptı. Kendimi rahat bırakmaya çalışıyordum. Top havalandı ve Daniala yaklaştı. Topun hızını hissetmiştim. İki elimi yanlara doğru kaldırdım ve dur diye bağıracaktım ki, arkadan bir çığlık sesi geldi çığlık sesinin geldiği tarafa döndüm fakat ben döndüğümde sessiz bir ortam oluştu. Arkamı geri döndüğümde top havada asılı kalmıştı. Sanırım artık ögreniyorum.

ESRARENGİZ PATLAMA.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin