Siz de takdir edersiniz ki herkesin birilerine anlatmak istediği ama anlatacak kişi olmadığı için anlatamadığı çok şey vardır için de. Ha! Benimki tam da öyle işte. Bu nedenle o yaşadığım her şeyi sizlere anlatmayı planlıyorum!..
Herkesin olur ya hani, yaşadığı evden artık sıkılan ya da ücreti fazla geldiği için taşınmaya karar veren bir ailesi, işte benim ailem de bu karara varmıştı. Artık o iki katlı olan evimizden taşınacaktık. Yaşadığım sokakta bir sürü zorluklar çekiyordum, bu taşınma fikri en çok benim hoşuma gitmişti sanırım. Her ne kadar taşınacağımız evden daha güzel olsa da taşınacağımız için seviniyordum. Yeni bir sokak, yeni insan yüzleri ve yeni sosyalleşmeler beni bekliyordu. Kimseyle aslında fazla konuşan bir kız değildim ama her zaman illaki bir tane yakın arkadaşım olurdu. Ama genel olarak kimse ile muhattap olmazdım. Aylardan Ekim, Ekim'in 12'si hayatımın en güzel günlerinden biriydi çünkü yarın taşınacaktık. Taşınmak çok yorucudur biliyorum ama sonunda o sokaktan kurtulacaktım diye çok heyecanlıydım. Aklımda bir soru vardı, acaba oradaki insanlar nasıl? Ve bu sorunun cevabını tabii ki de 13 Ekim de alacaktım. Şu an saat 23.52 ve bir an önce yarın olmasını istediğim için uyuyacağım. Umarım yarın harika bir gün olur...
O çok beklediğim 13 Ekim sonunda gelmişti. Tüm beklentilerimin sonucunu bugün öğrenecektim. Bütün eşyalarımız toplandıktan sonra, taşınacağımız evi temizlemeye gelmiştik annem ile. Temizlik bittikten sonra babam ve arkadaşları eşyalarımızı kamyona yükleyip getirdiler. Orada kalan ıvır-zıvırları daha sonra ben gidip yeni evimize getirmiştim. Evimizi yerleştirdik herşey çok yolunda gibiydi. Aslında yolundaydı, o zaman aklımda kalan o çocuk kimdi? Tabii ki "ne çocuğu hiç bahsetmedin?" diyeceksiniz. O eve temizliğe geldiğimizde sokakta bana sürekli bakan bir çocuktan bahsediyorum...
Öylesine güzel bakıyordu ki bana, ilgi duyuyormuş gibi, hoşlanıyormuş gibi, ilk görüşte aşk gibi...
O gün yeni evimizdeki ilk gecemde hep bu aklımdaydı. Neden baktığını çok merak ediyordum. Fakat ben de ona sürekli bakmış gibi olmuş muyumdur? diye de düşünmedim değil. Belki de o da benim ona neden baktığımı sorguluyordur kendi içinde. Neden bakayım? Tabii ki o bana baktığı için ben de ona bakmıştım. Onunla aynı sokakta oturduğumu tahmin edip bilmiştim. Gerçekten de aynı sokakta oturuyorduk artık. Bu düşüncelerin ardından yeni bir sabaha uyanmıştık. Kahvaltımı yapıp evi toparladıktan sonra dışarı çıkıp yeni sokağımızı ve yeni insanları görmeyi çok istiyordum. Kardeşlerimle birlikte bizim kapının önünde biraz durduk. Ardından yukarıdan birisinin bize "şşt!" diye seslendiğini duymuştum. "Bana mı seslendin?" diye sorduğumda bunu onaylamıştı. İki tane kız. Birisi evinin camında birisi de o kızın kapısının önünde duruyordu yanlarına gittim ve tanıştık klasik bir tanışmaydı ayrıca tanıştığım ilk kişiler de onlar olmuştu. İkisinin adı da aynıydı. Birisi Nisa, diğeri ise Nisanur. Onlar ile tanışırken tam karşılarındaki binadan gri kazaklı birisini görmüştüm. Bizi izliyordu, geçen sürekli bakıştığım çocuktu o. Artık evini de öğrenmiştim. Bizim evimiz ile onların evi arasında sadece iki bina vardı. O kadar yakındık ki onunla aramda birşey olsa mutlaka çok üzülürdüm kötü giderse. Çünkü hergün birbirimizi görecektik. O gün hep aklımda bu vardı. Asla ona aşık olmamam gerekiyordu. Yoksa bunların sonucuna katlanmak benim için çok zor olacaktı. Genelde içimden geçenler hemen olurdu. Haliyle bunun da olacağı kesindi...O günü böyle sonlandırmıştık. İlk bir hafta böyle sakin geçmişti. Ama bir haftanın sonunda bir akşam dışarı çıkmıştım. Kardeşlerim de o çocuğun yanındalardı. Yanlarında birkaç tane çocuk ve Nisa'lar da oradaydı. Ne yaptıklarını merak ettim. Evde de canım sıkılıyordu, üstümü giyindim ve yanlarına gittim. Orada koşu yarışı yapıyorlardı. Çok çocukça gelebilir belki ama çocuktuk işte... Yaptıkları yarışta benim de bulunmamı istediler. Ve o çocukla yapmam için çok uğraştılar. Tüm bu uğraşlarına yenik düştüm ve orada onunla yarıştım. Bir veya en fazla iki adımla o kazanmıştı. O yarıştan sonra biz de konuşmaya başlamıştık. Konuşmaya başladık dediğim sadece isimlerimizi söylemiştik. Onun dışında ben çok utanıyordum ama onu bilmiyorum...
Keşke o yarışı hiç yapmasaydım ve hiç tanışmasaydım onunla.
Çünkü bundan sonraki günler de o taşındığımız sokaktan kaçarken buraya tutuldum. Yağmurdan kaçarken doluya tutuldum misali...