"İsminin bile yıldızlardan düşmüşcesine mükemmel olacağını biliyordum." dedi parıldayan gözleriyle genç çocuk.
"Ha?" hemşire şaşırarak tekrar yaralı çocuğa döndü. "Hatırladığın başka bir şey var mı? Seni evine götürelim."
"Seul... Seul sanat lisesi. On sekiz yaşına basmış olmam gerek, başka hiçbir şey hatırlamıyorum."
Başı aşağı düşerken söyledikleriyle Seungmin yanına oturmuştu, heyecanını her an dindirmeye çalışıyordu.
"Belki de bu okulda okuyordur, şimdilik müdüre bırakıp diğer adrese gidelim.""Ah çocuklar sanırım tanışıyorsunuz, bizim başka bir işimiz daha var. Hadi sen arkadaşını götür." dedi ve ambulansa binip uzaklaştı hemşire, evet sağlık sistemleri iyi değildi ama bu kadarını da beklemiyordu Seungmin.
"Ben Seungmin, sen beni tanımasan da ben seni tanıyorum Hyunjin. Gel okulun içine geçip müdür yardımcısına durumu özetleyelim."
Okulun içine ikisi birlikte yürümeye başladı.
"Benim arkadaşım mıydın? Ailemi de tanıyor musun?"
"Tam olarak öyle denilemez, yine de gözlerinde saklı yıldızları görebiliyorum, her bir zerren tanıdık geliyor."
"Tuhafsın, peki bu okulda mı okuyorum? Polise gitmemiz gerekmez mi? Belki de okula söyleyince haber verirler, verirler değil mi?" Telaşına yenik düşüp konuştukça konuşuyordu Hyunjin, şu an kendini bile hatırlamayan birine göre sakin de sayılırdı.
"Geldik, bize yardımcı olacak birini tanıyorum." diyerek müdür yardımcısının odasına girdiler, Seungmin her şeyi kısaca anlatmıştı.
"Sangwoo ahjushi bizim için kayıtlara bakar diye umuyorum. O sürede yurdun bekleme salonunda bekleyin çocuklar."
"Tamam Noona."
Ellerini farkında olmadan birleştirdi Seungmin, bekleme odasına gidene kadar o şekilde durdu elleri. Ayıran Hyunjin olmuştu.
"Polis mi o kişi diye soracaksan evet polis." Sessizlik. Seungmin'in bütün çabalarına rağmen uzun süren sessizlik ve onu bozan Jisung.
"Seung- Bu kim? Çocuğu buraya mı getirdin, sana inanamıyorum." Yüzünde resmen hayal kırıklığı vardı.
"Kötü bir şey yapmadım ki, Jinnie için Sangwoo amcaya bilgilerini sorgulatıyoruz şimdi. Hatırlamıyor hiçbir şeyi."
Hyunjin gözlerini kısarak "Jinnie ben mi oluyorum?" dedi. "Bu kadar samimi olduğumuzu sanmıyorum."
"Şey... Boşver Noona geldi!" Topuklu sesleri yanlarına kadar devam edip durdu.
"Kayıtlarda sadece adın ve doğum tarihin gözüküyor, sanırım yurda gönderilmen gerekecek Hyunjin."
Dünyası başına yıkılmıştı çocuğun, daha yeni gözlerini açmasına rağmen, kendiyle ilgili bir şey bilmese bile en azından ailesinin olacağını ummuştu.
"Bir ailem yok mu..? Ya da bir geçmişim, tanıdıklarım?" Gözünden bir damla yaş indi, süzülerek deri koltuğun üzerine düştü. O efsanedeki yıldız şimdi çökmüştü, parlamıyordu. İhtiyacı olan tek şey, birinin onu tekrar parlatmasıydı.
"Bizim okula alalım kaydını!"
Buradan da selamlar smdiakw
Gelene kadar yolda düşüp dudağımı patlattım, disim kırıldı, korona oldum ve sımav senesindeyim ✌Hayat bazen böyledir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Counting Stars † HyunMin
FanficBilinenin aksine her yıl yalnızca bir kere yıldız kayması yaşanırdı. Tanrı, masum bir bebeğe o yıldızı armağan ederdi. O gün, o yıl onun için kaydı, sahibine ulaşmak için... •hikayenin bölümleri teknik bir sorun nedeniyle silinip karıştığı için okuy...