22 Eylül 2005
Minik bebek artık büyümüş, beş yaşına basmıştı. Bu sefer doğum gününe ilk arkadaşı olan Jisung da gelmişti. Seungmin heyecanla etrafa koşturup gülücükler saçarak herkesi mutlu ediyordu. Annesi ve babasının dün yaşanan kavgası geride kalmış, hep birlikte mumları üfleyerek hediyeleri alıyorlardı. Jisung arkadaşının ne sevdiğini bilmediğinden ona annesi ile bir araba seti almıştı ve şu an birlikte onu inceliyorlardı.
Jisung ona adını artık yazabildiğinden bahsederken o da heyecanla kendinin de yazabildiğini söylüyordu. Aklına Jinnie geldiğinde dudaklarını büzüp etrafına bakındı ama göremedi, eline kırmızı arabayı alıp odasına gitti ve içeri girip onu gördüğünde yanına oturarak arabayı uzattı. "Bu sefer benimle üflemedin." dedi. "Her sene birlikte mumları üflüyorduk."
"Arkadaşların vardı Seungmin."
"Arkadaşlarım olması, ki bir tane arkadaşım var, seni istemediğim anlamına gelmiyor. Akşam da birlikte oynayalım o zaman!" Heyecanla söylemişti ellerini çırparken.
"Akşamları burada olamıyorum ki, olmam gereken yere dönmem gerekiyor. Hadi sen arkadaşınla oynamaya devam et, ben hep yanındayım." diyerek gülümsedi ve arabayı aldı.
"Senin ay taşın gibi bu da bende kalsın."
"Tamam Jinnie!" diye ellerini çırptı, kapıda onu izleyen arkadaşı onu tuhaf karşılarken duvarın arkasına saklanıp annesine söylemeyi düşündü ama sonra vazgeçti. Seungmin odadan çıktığında onu durdurarak "Kiminle konuşuyordun?" diye sitem etti.
"Şey, kimseye söylememelisin. Benim bir arkadaşım var ama onu kimse göremiyor."
"Hayali arkadaş gibi mi!?"
"Aslında hayır, o sadece size görünmüyor ve gerçekten var. Her neyse aramızda bir sır değil mi?"
"Sır, kimseye söylemeyeceğim." dediğinde ikisi de gülümseyerek oyunlarına devam ettiler. Jisung söylemese bile babası çoktan her şeyi anlamış ve annesine anlatmıştı. Ne zaman odasına girse kendi kendine konuşuyor oluşları, yalnız oyun oynamak istemesi ve dahası sayesinde anlaması pek de zor olmamıştı.
Akşam olduğunda hediyelerini annesiyle birlikte toplayıp yatağına uzandı ve kapı kapanınca duyduğu gürültüye kulak verdi.
"Onu artık bir çocuk psikiyatrine götürmeliyiz, küçük değil beş yaşında ve hayali bir arkadaşının olması normal değil!"
"Desene bir de psikiyatre götürmekle uğraşacağız, oğlunu nereye istiyorsan götürerek beni uzak tut." dedi kadın. Ardından saçlarını karıştırıp bahçeye çıktı. Seungmin korkudan ve duyduğu "oğlunu" kelimesinden ötürü ağlamaya başlamıştı bile.
Babası içerideki televizyonu kapatıp elleri sinirden titreyerek iyisinden bir doktordan randevu aldı ve oğlunun yanına gitti, ağladığını fark ettiğinde saçlarını okşadı. "Şşt, hepsi geçecek." dedi. "Hepsi geçip bitecek."
O çıktığında Seungmin'in aklından tek bir şey geçiyordu. O gerçekten de yok muydu, dört yıldır gördüğü Jinnie'si bir hayali arkadaştan ibaret olamazdı değil mi? Gözlerini bu sefer uyumak için kapatırken mırıldandı kendince.
"Seni özlersem yıldızlara bakacağım, Jinnie'm."
Tekrardan selam! Nasıl gidiyor~ Benim hoşuma gidiyor sanırım <3
Bir de limited albüm aldım mutluluk fışkırtıyorum size de söylemek istedim ✌
Kendinize iyi bakın, sizi seviyorum!
❣🧸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Counting Stars † HyunMin
FanficBilinenin aksine her yıl yalnızca bir kere yıldız kayması yaşanırdı. Tanrı, masum bir bebeğe o yıldızı armağan ederdi. O gün, o yıl onun için kaydı, sahibine ulaşmak için... •hikayenin bölümleri teknik bir sorun nedeniyle silinip karıştığı için okuy...