10.BÖLÜM

70 7 9
                                    

Daha bu sabah işe alınan işçi gözdem olmuştu bile çok çabuk kapmıştı işi. Aslında hala neden bu kızın benimle çalıştığını bilmiyorum.

Hakan öyle istedi ve oldu herşey bu kadar basit mi?

Hakan'ı anlamak gerçekten çok zor benim için zaten dün olanlardan sonra çok daha zor.Bana napıyor bu adam bilmiyorum ama onun yanında olmak bana her defasında huzur ve heyecan veriyor mutlu oluyorum.

işlerimi işe yeni alınan sekreterim sayesinde çok erken bittiriyorum.

Aslında bu hoşuma gitmiyorda değil hani eve yine erken döneceğim bu gün de sanırım

Dediğim gibide oldu işler erkenden bitti ve eve gitmek üzereydim masayı toplayıp çıktım hemen şirketen kapı önünde bir taxi gördüm hemen bindim ve adresi verip kulaklığımı takıp yolu izlemeye başladım.

Araç biraz ilerledikten sonra eve giden yolun tersine saptı korkarak ve endişenin vermiş olduğu gerginlikle sesim biraz yüksek çıkmıştı,

"Yanlış yöne saptınız.Lütfen geri döner misiniz?"

"Üzgünüm hanımefendi dönemem."

"Ne demek dönemem hemen durdurun arabayı !"

"Emir büyük yerden hanımefendi yapamam kusura bakmayın."

"Lanet olsun sana bu emiri kim verdi?"

"Hakan Bey"

"Ne?"

"Hakan Bey hanımefendi sizi götüreceğim yerde bekliyor lütfen sakin olun."

"Tamam sakinim çabuk tut o zaman elini."

Hakan beni neden istedi ki? özür mü dileyecek? hayır asla affetmem onu dün söyledikleri çok ağırdı

sen sadece basit bir çalışansın, demişti ama beni öpmüştü? neden beni o mahalleye götürüp bana geçmişini anlatmıştı? neden evinde kalmama izin vermişti? ve bana neden bağırmıştı? her yaptığı kafamda soru işareti bırakıyordu.

Ben bunlarla kafa yorarken birden taxinin durmasıyla sarsılıp düşüncelerimden ayrıldım.

Kapımı taxici açmıştı indiğimde gördüğüm şey muhteşemdi.

Kocaman bir bahçesi olan ufak ama çok tatlı bir eve gelmiştik kulaklığı çıkartıp adamı takip ettim.

Evin kapısına geldik kapıyı açtıp içeri girdik.

Eve girerken göze çok tatlı görünen bir koridor hemen yanında mutfak kocaman bir salon mutfağın karşısında ve yukarı uzanan asimetrik ve göze hoş gelen bir merdiven vardı.

Mutfak siyah ve kırmızı tonlarında dizayn edilmiş koridor ve merdiven halıları aynı tonda bir kırık beyazla dizayn edilmiş,salon ise mavinin hakim olduğu karışık renklerle açık ve ferah görünüyordu.Evin her bir yeri farklı renklere hakimdi .Üskatta ise dört oda birde salon vardı.Odaların biri siyah ve gri tonlarında döşenmiş insanın içini burkan bir yerdi,odalardan diğeri ise krem rengi ve mor ile döşenip içeriye hoş bir görüntü vermişdiğer iki oda ise yatak odası olarak dizayn edilmiş.Birbirinden hoş iki yatak odası.

Salon salon ise kocman mor bir masa, yanı başında bir plazma,duvarlar yine krem rengi ve mor karma desenle işlenmiş hoş görünümlü ,koltuklar bağımsız bir şekilde grimsi bir tonda perdelerle bir bütünlük sağlamış adeta.Masa ise dehşet güzel hazırlanmış.Çeşit çeşit yemekler içecekler hepsi harika görünüyordu.

Bu düzeni incelemekten asla sıkılmazdım ama Hakan'ın sesi beni bu düşünceden alıkoydu.

"Beğendin mi?"

"Evet çok hoş döşenmiş.Ama benim burada ne işim var?"

"Ben istedim çünkü."

"Neden?"

"Özledim"

"Nee? Ucuz ve basit çalışanını mı özledin?"

"Mira"

Sesi o kadar mahçup çıkmıştı ki adımı söylerken ağlamaya hazır bir çocuk gibi .

"Efend"demeye kalmadan dudağıma yapıştı.Çok nazik usul usul öpmeye başladı.O kadar şakındım ki karşılık vermeyi unuttum vermedim de olan tüm gücümle ittim onu ne yaptığını sanıyor bu adam? daha dün söyledikleri aklımdan çıkmazken ne bu şimdi?

"Ne oldu?"

Hakan'ın o kalın ama muhteşem sesiyle irkilmiştim.

"Ne bu şimdi Hakan?"

"Özür dilerim ben..."

"Ne özrü bu? geçen gün öptüğün için mi yoksa geçen terslediğin küçük düşürdüğün için mi?"

Sesim oldukça sert çıkmıştı.Ben bu kadar olsun istememiştim ki

"Hepsi için "

O ses nedir ya ne kadar mahsum çıktı o ses :D ne diyorum ben ya uffff

"Ne bu şimdi ucuz çalışanlara özel yemek mi hazırlatırsın?"

"Mira üzgünüm sinirliydim anla işte ya "

sesi o kadar sert çıkmıştı ki korkmuştum istemsiz gözüm dolmuştu.gözümden iki damla yaş aktı istemsiz hayır hayır ağlıyordum bu olmamalı ne için ağlıyorum ki ben? hemen toparlanmaya çalıştım olmadı yapamadım bacaklarım beni taşıyamaz hale gelmişti tutunamıyordum olmuyordu dizimin üstüne düştüm çok sulu gözlüydüm ve bundan nefret ettim şuan hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

"Mira iyi misin?"

hala ağlıyordum Hakan ise korkmuştu sesi telaşlı geliyordu fazlasıyla.

"Mira neden ağlıyorsun? Mira lütfen konuş Miraa"

"Sen bana naptığının farkında mısın? bir anda hayatıma girdin ,bir anda hayatımın baş rol oyuncusu oldun,merkezi oldun ,bir anda ortadan kayıboldun sonrada burdasın ne bu oyun mu? şaka mı? yapma ama komik değil"

"Mira ağlama lütfen"

hala ağlıyordum ve kolumdan birinin tutuğunu hissettim Hakan canımı acıtıyordu.Bir anda beni kolumdan tutup kaldırdı hala kolumdan tutuyor ve acıtıyordu tek hamleyle duvara yapıştırdı beni

ve

"Sakın sakın benim için ağlama özür diledim ya işte yapmam bidaha canın acımasın"

Hafifce çekti elini üstümden ve hızlı adımlarla çıktı evden beni böyle bırakıp gitti bir kez daha

************
Benim ilk kitabım bu kitap bazı hatalarım olabilir bunları bildirirseniz sevinirim güzel ve uzun yazmya çalıştım inşallah seversiniz :D

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 12, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR YUDUM AŞK..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin