SORU YAĞMURU..

71 9 3
                                    

Masa mükemel hazırlanmıştı.Her şey en ince ayrıntısına kadar incelenmiş,renkler mükemel vaziyetteydi.Bu adam benim pembeye olan zaafımı nerden öğrenmişti merak ediyordum.ben iç dünyamda kendi kendimi yiyorken Hakan'ın o mükemel sesiyle irkildim.

"Yemekler soğudu oturmuyor musun?"

"Aahh çok özür dilerim yorgunluktan oturmayı bile unuttum."

bana bakarak sırıtıyordu.Aslında haklıydı gülmekte kim yorgunluktan unutur ki oturmayı ama benim daha açklayıcı cümlelerim yoktu.

Yemeğe başlayalı epey bir zaman olmuştu.sesizliği bozan taraf olmuştum.

"Ne işle meşgulsün Hakan "                                            

"Üniversite mezunuyum lakin babamın mesleğiyle uğraşıyorum yani holding işletiyorum."

"Ne iyi peki memnun musun baba mesleğinden?"

"Elbetteki hayır yıllarca bu işi yaptım ben küçüklüğümden beri hep bir merak vardı içimde babamla bu merakımı birlikte yendik bana işimde usta olmayı en ince ayrıntısına kadar anlattı şuan bile beni eğitiği için ona minettarım."

"bütün günün holdingte mi geçiyor?"

"yok işlerimi ne zaman bitirdiğime bakıyo bazen işim olmuyor gitmiyorum,bazen  gün boyu full çalışmam gerekiyor."

"hmm"
"Hep ben mi bahsedeceğim kendimden kendinden bahseder misin?"
"peki merak ettiğin konulara değinelim var mı öyle bir konu?

"Aslında evet ilk tanıştığımız gün ev arkadaşından bahsettin ailen nerede ki ev arkadaşınla kalıyorsun yani tabi özel değilse anlatırmısın?"

"yok özel değil yani onlar New york' ta ben Türkiye'de yaşamayı seviyorum onlar ise yurt dışında o yüzden ayrıyız ama iletişimimiz kuvvetli"
"Ya peki sen New york'ta mı doğdun?"
"Evet 18 yaşıma kadar ordaydım üniversite okumaya geldim buraya"
"Ne güzel ben üniversiteyi burda okumak istedim lakin ailem eğitimin burda iyi olmadığını düşünüyordu o sıralar ve ben o yüzden İngiltere'de okudum."

"Bence Türkiye'deki eğitim anlayışı çok iyi herkes bir birine yardımcı oluyor eğitime önem veriliyor bu çok iyi bir anlayış bence"

"Bencede..."

Yemeklerimizi yemiştik.tatlılarımızı da yemiştik kalkıyorduk.Arabanın önüne geldik ben şöför koltuğuna o ise  şoför koltuğundaki yerlerimizi almıştık. araba o kadar sıcaktıki başımı cama yaslar yaslamaz  hemen uyuya kalmıştım.

gözlerimi açtığımda Hakan'ın beni nazikce uyandırmaya çalışıyordu.

"Miraa miraa miraaa!!"

koltuktan doğrulup

"Efendim"

"Hadi gel benimle  yatakta yat."

"Tamam"

Arabadan indiğimde görkemli bir villanın önündeydik merakıma yenilip hemen sordum.

"Bizim eve gidiyoruz diye biliyordum burası neresi?"

"Sizin eve gittik ama ev arkadaşın evde değildi sanırım bende bu gece benle kalabileceğini düşündüm yani sokakta kalamasın"

"iyi saol ya"

Sabah gözümü actığımda henüz erkendi işe gitmeme daha iki saat vardı.Hemen üstümü değiştirdim ve bu kocaman evde banyo aramaya koyuldum sonunda ba şarılı olmuştum.elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfaktan gelen mütiş kokulara yöneldim mutfağın kapısından içeri baktığımda ise çok şaşırmıştım.Bir erkeği ilk defa mutfak işi yaparken görüyordum.Bu tuhaf mı yosa normalmi bilmiyorum ama bence tuhaftı.Hakan beni fark etmişti.

"Günaydın uyuyan güzel"
"Günaydın"

"Ne o kızarmış ekmek sevmez misin?"

"Yok severim hemde çok"

"Problem ne o zaman"

"Bi problem yok sadece büyük bi holding patronunun  yemek yapmayı bilmesi hatta kahvaltı hazırlaması tuhaf bence"

"Öğrenciyken kendi yemeğimi yapıyordum evi kendim topluyordum dağınıklığı hiç sevmem ve başka birinin yemeğini de yemem yani tanımadığım birinin yaptığı yemeği"

"Bence ben yapmış olsaydım kesin bayılırdınız  bayefendi"

"Benim ekmeklerimi yemeden konuşmayın hanım efendi"

Bunu söylerken kıkırdıyordu fark etmiştim.

Kahvaltımızıda yaptıktan hemen sonra saolsun hakan beni işyerime kadar bırakmıştı.

BİR YUDUM AŞK..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin