Dolaşmaya devam ettim. Bir Köylünün Evine gidip bir bakmak istedim ama Hava kararıyordu. Şerafettin abi çalışanlarına "Mesai Bitti!" diye bağırıyordu. Bende Evime girdim. Zombiler Kapıya vuruyordu. Süleyman ve ben hiç aldırış etmiyorduk. Saat 2'lere kadar Sohbet ettik ve uyumak için Yataklarımıza gittik. Ben, Zombinin Kapıya vuruşundan rahatsız oluyor ve uyuyamıyordum. Kulağıma Kağıt soktum ve uykuya daldım. Sabah olmuştu. Süleyman uyuyordu. Süleyman'ı uyandırdım. Süleyman biraz uykucuydu ve erken kaldırdığım için bana biraz kızmıştı. Beraber dışarı çıktık. Süleyman'ı Şerafettin abi'nin Madenine götürdüm. Şerafettin abi'nin yanına gittik.
Muhammed : Şerafettin abi biz senin Madeninde çalışmak istiyoruz. Kabul ediyor musun?
Şerafettin : Hmm... Tamam Muhammed. Süleymanla beraber Madenimde çalışabilirsiniz. Zaten sen, biz Köylüler gibi değilsin. Ellerin birleşik değil. Daha iyi çalışırsın.
dedi ve ikimizde birer Demir Kazma alıp Madene girdik. Maden aydınlıktı. Çünkü buralarda çok fazla kişi çalıştığı için her yer Meşale doluydu ve hiç Maden kalmamıştı. İyice derinlere indik. Karanlıklaşmaya başlamıştı. Boşuna Meşalemiz gitmesin diye daha koymuyorduk. Dahada karanlıklaşmıştı. Artık Meşale koyma zamanının geldiğini düşünerek Envantere Elimizi attık. Ben Meşale çıkarırken Süleyman yavaş yavaş yürüyordu. Tam Meşale çıkarttığımda Süleyman'ın bağırma sesini duydum. Yere düşüyordu. Aşağısı çok büyük bir Madendi. Süleyman ölebilirdi. Çok korktum ve onu kurtarmak amacıyla bende atladım. Tam yere düşeceğimiz anda öleceğimizi düşünmeye başladım.
Muhammed (Yüksek Bir Sesle) : Süleyman! galiba biz burada öleceğiz. Hakkını Helal et.
Süleyman (Yüksek Bir Sesle) : Hakkım Helal olsun Kardeşim! Sende Helal et.
Süleyman'ın üzerinde hakkımın olduğunu düşünmüyordum. Ne de olsa beni Evine aldı, Yedirdi, İçirdi ve beni dolaştırdı. Her işime yardımcı olmuştu ama tabikide Hakkımı Helal ettim.
Süleyman ve Muhammed : Eşhedû elle ilâhe illallah ve eşhedû enne Muhammeden abdûhû ve Rasûlûhû
Diyerek Şehadet getirdik ve Düştük!!!