Ikary olağan gücüyle cehennemin boş ve ıssız yerinde koşuyordu.
Biliyordu ki peşinde onu gerçeklikten silmek isteyen Diablo vardı.
Ikary kurtulduğunu sanarak durup derin bir nefes aldı.
İşte o anda o geldi...
Elinde Azrail'in Kılıcı vardı.
Ikary tepki veremeden Diablo onu üstüne atlayıp kılıcı havaya kaldırdı.
Ikary: DİABLO LÜTFEN DUR!
Bu onun son sözleriydi.
Bu sözlerden sonra Ikary'in yüzüne onlarca kılıç darbesi gelmişti.
Diablo Ikary öldükten sonra bile kılıçla vurmaya devam ediyordu.
Ta ki tüm siniri gidene kadar.
Diablo tüm bu işin ardından Ikary'i bir portal aracılığıyla uzayın derinliklerine yollamıştı.
...
Tüm bu kabustan sonra Ikary dehşetle gözlerini açmıştı.
Artık emindi o geliyordu.
Aceleyle dışarı çıkmıştı, tanrılar ve tanrıçalar onun bu acelesi e anlam vermiyordu ve ne olduğunu da sormaya korkuyorlardı.
Çünkü bu durumlarda Ikary öfkeli olurdu ve yalnız kalmak isterdi.
Ama Zeus farklı düşünüyordu.
Zeus: Hey dostum biraz yavaşla. Ne oldu bu acelen ne?
Ikary: Yavaşlayamam Zeus. Çok önemli işlerim var. Şimdi beni yalnız bırak.
Zeus: Hadi ama eski dostuna ne olduğunu söylemeyecek misin?
Ikary Zeus'u dinlemeden saraydan dışarı çıkıyordu.
Zeus: Cidden ne olduğunu söylemeyecek misin?
Ikary: Eğer çok meraklıysan söyleyeyim şu anda korumakla görevlendirdiğim evren büyük bir tehlike içinde. Ve o tehlikeyi durduramazsam bu tehdit bir tek koruduğu evreni değil sizde yansıyacak. Yani şimdi yolundan çekil ve görevini yapmaya izin ver.
Zeus: Büyük bir işe benziyor. Yardım istemisin?
Ikary: Kişisel bir iş Zeus... Kişisel bir iş.
Ikary'nin son kelimeleri kin dolu bir ses tonuyla çıkmıştı.
Ikary aniden elini havaya kaldırmıştı, havaya kalkan elinde bir kılıç oluşmuştu. Bunu hisseden Ikary elini hızlıca indirmişti.
Şu anda karşılarında karanlık bir yere açılan bir portal vardı.
Ikary: Sizler zaman farkından dolayı benim sadece birkaç saatliğine gittiğimi sanacaksınız ama emin olun ki orada en az 6 aylık bir işim var.
Ikary bu lafı dedikten sonra hızlıca portala girmişti.
Artık tek yapması gerek onu beklemekti.
*O sırada cehennem*
Diablo bütün olayı Arakid'e anlatmıştı.
Diablo: Bak dostum cidden onun yaşaması benim için sıkıntı değil. Benim için sıkıntı olan şey bana meydan okuması... BU ÂCİZ VARLIK KENDİNİ NE SANIYOR!
Diablo bu son sözleriyle elindeki içki şişesini yere fırlatmıştı.
Araknid: Bak neden bu işi bu kadar dert ettiğini anlamıyorum. O senin yarattığın âciz bir varlık. Onu tek başına yenebilirsin.
Diablo: Bunu ben de biliyorum. Ama onu gördüğümden beri sanki... Ondan korkuyor gibiyim.
Araknid: B-bir dakika sen korkuyor musun?! Ama bu imkansız!
Diablo: Ben de öyle sanardım.
Araknid: İstersen onla savaşa biliriz. Böylece onu yenip şu gereksiz ve aptal korkunuda yeneriz. Bu fikre ne dersin?
Diablo: Mükemmler fikir. BlackGhoul Ve Kara Lordu da çağır.
Araknid: Hemen efendim.
İki dakika sonra
Diablo onlar da olan her şeyi anlatır.
Diablo: Bu dakikadan sonra sizden iki şey istiyorum. İlk olarak bu konuyu kız kardeşime belli etmeyin tepkisi ne olur hiç bilmiyorum. İkinci olarak benim sonuna kadar benle olduğunuz için sağ olun.
BlackGhoul: Bak kanka eyvallah senle istediğin yere geliriz de ulan Kara Lord ve ben iblislerin bir üstü gibi bişeyiz bizden ne bekliyorsun çok merak ediyorum.
Diablo parmak şıklatır.
Diablo: Ölümsüzlüğün tadını çıkarın.
Araknid: Güzel bütün iş bittiğine göre nerede savaşacağız?
Diablo: Karanlık bir yerde.
Diablo herkesi Ikary'nin evrenine ışınlamıştı.
Araknid, BlackGhoul, Kara Lord ve Diablo karanlıkta ilerliyorlardı
Araknid: Normalde karanlığı severim ama... Bu korkutucu bir karanlık
Diablo fısıldayarak: Birde bana sor
Black: Bişey mi dedin?
Diablo: Sadece Ikary'nin ne zaman çıkacağını merak ediyorum... Çünkü biliyorum ki şu anda bizi izleyip zevk alıyor
Karanlığın o çıkmıştı... Ikary
Ikary: Diablo sana kaç kere diyeceğim "Ben sen değilim"
Diablo: Kesin öyledir mazoşist.
Ikary bu söz üzerine biraz sinirlenmiş gibiydi
Ikary: Sadede gelsek daha iyi olur gibi.
Kara Lord: Bende öyle düşünüyordum.
Kara Lord hızlıca Ikary'in üzerine atlamıştı
Ama havadayken yavaşlamaya başlamıştı
Fazla geçmeden Araknid bunun nedenini anlamıştı
Ikary elinden tuttuğu kum saatini ters çevirmişti tüm bu zaman olayında o zaman olmuştu
Ama kendisi bir tanrı olduğu için bişey olmamıştı
Araknid: Zaman tanrısı olduğunu bilmiyordum
Ikary: Bende senin tanrı olduğunu bilmiyordum.
Diablo: Bence senin dediğin gibi yapalım "Sadede gelelim"
Ikary: O kelime öyle kullanılmaz aptal
Diablo elinde bir tırpan oluşturmuştu
Araknid: Hey o tırpan süs için değilmiydi? Neden savaşa getirdin?
Diablo: Bu tırpanı hiç bir zaman tam anlamıyla kullanmadım.
Araknid: Peki özelliği ne?
Diablo: Şöyleki tanrıların ölümü olarak bilinen bu silah herkesi sadece bir dokunuşta öldürebilir
Ikary: Yanılı-
Ikary cümlesini tamamlamadan Diablo onun arkasına ışınlanıp tırpanı boynuna dayamıştı
Diablo: İstersen deneyebiliriz
Ikary: Büyük bir zevkle
Ikary dikkatli bir şekilde yere dizlerinin üzerine çökmüştü
Ikary: Hadi al kellemi
Diablo: Aferin öleceğini bildiğin için teslim olursun onurlu bir davranış o yüzden seni acısızca öldüreceğim
Diablo tırpanı ile hızlıca Ikary kellesini almıştı...
Diablo herkesi Ikary'nin evrenine ışınlamıştı...
Tekrardan...
Ikary elindeki evreni yerine koymuştu
Ikary: Onlarda biliyor ki savaşmak boş. Bu iki tanrının savaşının tüm evreni yok edeceğini biliyorlar. Ama Diablo bunun farkında değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevginin Sonsuzluğu Sezon 2 (Yeniden yapım)
FanfictionAslında bu hikâyeyi çok önceden yazmıştım ama Bana baya kötü gelmişti. O yüzden en baştan yazıyorum.