Lovers&Death

423 63 111
                                    

Yokuşun sonundaki evde fazla vakit geçirdiğini hiç de önemsemeyen Harry, üzerinde Louis'nin kıyafetleriyle, onun yatağında, onunla birlikte otururken, siyah dikdörtgen plastik tabaktaki sushilerden bir tanesini daha ağzına attı iştahla.

Louis ağzındakini çiğnerken, gözleri dikkatle Harry'yi izliyordu. Dudaklarında bir tebessüm yoktu ama en hakikatli tebessümler ona bakan gözlerinde doğuyorlardı o an.

"Bugün antrenmana gitmedim," dedi ağzındakini yuttuğunda.

Harry hâlâ ağzı doluyken ona bakıp, "Şimdiden zararlı bir sevgili olduğuma inanamıyorum," dedi şakayla karışık.

"Henüz geç olmuş sayılmaz."

Louis'nin dudaklarında şekillenen gülümsemeyi izlerken, bunu aniden çalan telefonu yüzünden sonlandırmak zorunda kalmıştı Harry. Louis, kendi telefonunun yanında duran siyah telefonu komodinin üzerinden alıp ona uzattığında, Harry hızlıca ağzındakini yuttu ve ekrana baktı.

Arayan Zayn'di. Telefonu yanıtlayarak kulağına götürdüğünde, "Harry," demişti titrek bir sesle Zayn. Onun ağladığını anlayan Harry'nin kaşları çatılırken Louis'ye baktı ve, "Zayn, ne oldu?" diye sordu yumuşak bir sesle ağlayan arkadaşına.

"Harry lütfen," dedi Zayn hıçkırarak ağlamaya başlamadan saniyeler öncesinde, güçlükle. Harry'nin kaşları iyice çatıldığında, Louis onun endişeyle gerilmiş suratını izliyordu dikkatle. Harry anlamayarak, "Hey," dedi ses tonunun yumuşaklığını korumaya devam ederken. "Ne oldu, söyle bana."

Sabahın sekizinde onun kendisini arayıp telefonda ağlaması için epey önemli bir şey olması gerekiyordu. Anlam veremeyen bakışlarla Louis'nin gözlerine dalıp gitmişken, "O adamı bırak lütfen," dedi Zayn yalvarırcasına ve burnunu çekti.

"Yine mi aynı konu?"

"Harry lütfen. Ben bir rüya gördüm ve-"

"Zayn bugün yanına geleceğim ama şimdi kapatmak zorundayım," diye böldü onu Harry. Louis dikkatle kendisini izliyordu ve telefondan yükselen sesi de duymuştu. Mavi bakışları anında fırtına bulutlarıyla gölgelenirken, Harry telefonu kapatarak yatağa fırlattı sıkıntıyla.

Zayn, suratına kapanan telefonun ekranına bakarken kendisine doğru çektiği bacaklarına daha sıkı sarıldı. Kargaları düşünmemeye çalışıyordu. O adamın üzerine konmuş, etrafında uçan kargaları Harry'ye getirişini, kargaların Harry'yi görmesiyle birlikte arkadaşına doğru uçuşunu, Harry kargaların saldırısına uğrarken buna hiçbir şekilde irade göstermeyişini düşünmemeye çalışıyordu Zayn.

Elindeki telefonu bağırarak duvara fırlattı ve suratını kollarınıın üzerine gömüp ağlamaya devam etti. Harry irade göstermiyordu, göstermeyecekti.

Harry, yatağın üzerinde açtığı kartlara dikkatle bakarken, "Kartlarımı yanımda taşıdığım için bana kaçık muamelesi yapmazsın umarım," demişti düşünceli bir sesle Louis'ye.

Louis, tıpkı onun gibi gözleri kartları tarıyorken, "Aslında sana kaçıkmışsın gibi bakmama sebep olacak şey bu kartlar değil, herkesin seni uyarmasına rağmen etrafımda dönmeye devam edişin," demişti. Sesi sabit, duygudan yoksundu.

Harry neredeyse sert bir bakışla gözlerini ona dikti, ardından, "Herkesi sikeyim o zaman," dedi bakışlarının yanı sıra tamamen sert bir sesle. "Canım seninle olmak istiyorsa olurum, bu istediğim son şey olacaksa bile zerre umrumda değil."

Yaydığı destenin içindeki ölüm kartı bu sözlerle sabırsızlansa da, Harry açacağı kartları topladı ve yeniden hızlıca karmaya başladı. Louis onun profesyonel bir şekilde hareket eden ellerine bakarken, "Neden onları açmadın?" diye sormuştu.

𝐓𝐀𝐑𝐎𝐓: 𝐂𝐚𝐫𝐝 𝐌𝐚𝐬𝐭𝐞𝐫// 𝐋𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐒𝐡𝐨𝐫𝐭 𝐒𝐭𝐨𝐫𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin