Haşmet, odasına gitti ve yatağına uzandı, tavana baktı, gülümsedi ve emine'nin gözlerine baktığı anda düşünmeye başladı, gözleri parlıyordu, ona sarıldı, kokusu muhteşemdi, sarıldıkları anın geri gelmesini ve sonsuza kadar orada kalmasını istedi, düşünürken uyudu.sabah beşti haşmet uyandığında tekrar uyuyamadı bu yüzden yatağından kalkıp pencereye gitti dışarı baktığında havuzun yanındaki bankta oturan emine'yi gördü, üstünü değiştirip aşağı indi, havuzun yanına gitti, Havuza giderken yanına bir şal almış, arkasından gelip şalı sırtına geçirmiş, emine boşluğa bakıyordu, sonra sırtında eller hissedince arkasına bakıp haşmet'i görmüş, yüzüne gülümseyip teşekkür etti ve Haşmet yanına oturdu.
Emine: çok erken uyandın!
Haşmet: geri uyuyamadım, sende fazla erken uyandın , iyimisin?
Emine: iyim,beni kurtardığın için teşekkür ederim, ve özür dilerim
Haşmet: neden özür diliyorsun?
yere baktı ve utangaç dedi ki
Emine: önce seni suçladığım için, ve şimdi benim üzenden başına belaya girecek
Haşmet Eliyle Emine'e başını çenesinden kaldırdı,
Haşmet: galiba bu en tatlı belaya benim başına galdı
emine, Haşmetin gözlerinin baktı, az önce söylediğini beğendi, utandı, sonra ayağa kalktı,
Emine: ben seni kahve yapım
cevap beklemeden mutfağa gitti, emine'nin utanıp kaçma şekli haşmet'i arkasından güldürdü, emine mutfağa vardığında yanaklarını hissetti, utangaçlıktan kızarmışlardı,kahveyi yaparken Haşmet düşündü, biraz önce ne dedi ve dün onu nasıl tuttu, sonra kendi kendine
Emine: saçmalama emine, böyle düşünme, hatta sen hiç düşünme, sadece Serkan düşüne
kahveyi yapmaya bittirdi ve fincanları aramaya başladı, dolapları açmaya başladı, haşmet arkasından geldi ve önündeki dolabı açtı, iki fincan aldı, ve önüne koydu, bu an emine kalbinin daha hızlı attığını hissetti, ve Haşmet ona bu kadar yakın olma hissini hoşuna gitti.
Haşmet: sanırım bunları arıyordun
Emine: evet , nerye kahvene içmek istersen?
Haşmet: eğer üşümedin bahçede içelim
Emine: tamam sen git ben şimdi kahveye geleceğim
Haşmet onundan gitti emine kahve fincanlar koydu, ve Yeniden kendine konuştu
Emine: onu gördüğümde neden böyle oluyor? Neden bana yaklaştığında böyle hissediyorum?
Emine bahçeye çıktı ve elinde kahve fincanlarının olduğu bir tepsi, haşmet'e bir fincan verdi, diğerini aldı, sonra koltuğa oturdu, haşmet bir yudum aldıktan sonra,
Haşmet: güzelmiş
Emine: ne güzelmiş? Kahve?
Haşmet: kahve güzel olmuş, ama ben seni kastettim
Emine bunu söylemesini beklemiyordu, yüzündeki küçük gülümseme kayboldu, yüzüne kıpkırmızı oldu, sonra yüzünü ondan çevirdi, kahve fincanını masaya koydu, kendi elleriyle oynamaya başladı, ne diyeceğini bilemedi.
Ömür bu an bahçeye gelmiş,Ömür: günaydın abi, günaydın emine abla nasıl sen?
Haşmet: günaydın ömür
Emine: günaydın ömür, iyim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam yolu
Short Story Bazı hikayeler hüzünlü bir başlangıca var, bazılarının hüzünlü bir sonu vardır. ama bizim hikayemiz üzücü bir hikaye.