26. Bölüm: Gözlerine Sahip Çık!
Derek hemen telefonu açtı ve bir süre Stiles'ın konuşmasını bekledi. Noah'la karşılaşmak istemiyordu.
"Derek?"
Onun yumuşak ve kırılgan sesini duyduğunda Dünya'sı başına yıkılıyor gibi hissetti. Onun yanına gidemiyor, nasıl olduğunu göremiyor, alnına bir öpücük bırakıp iyi olacağını söyleyemiyordu.
"Bebeğim?"
"Bugün ameliyat olacağım"
Derek koltuğa oturup telefonu tutmayan elini saçlarına geçirdi ve sıkıntılı bir nefes verdi. "Gelecek misin?"
Derek saate baktı. Öğlene geliyordu. Noah bundan ister hoşnut olsun, ister hoşnut olmasın hastaneye gidecekti. Stiles göremeyecek olsa bile kafasını salladı. "Geleceğim tabii ki. Yalnız bırakır mıyım ben seni"
"Yanımda yokken bunu söylemen çok ironik"
"Lütfen" dedi Derek yalvaran bir tonda "yapma böyle Stiles. Söz verdim geleceğim"
"Önemli değil Derek gelme istersen. Babam dışarda Miles'la konuşuyor şimdi. Ameliyata da o girecekmiş" Sevgilisinin titrek nefesini duydu Derek. Ardından daha boğuk bir sesle tekrar konuştu Stiles. "Babam onunla bizi ayarlamaya çalışıyor Derek. Eğer ameliyat iyi geçerse beraber yemeğe çıkacakmışız"
Derek sinirle ayağa kalktığında montunu giyindi. "Öyle mi" diye sordu hastaneye doğru hızlı adımlar atmaya başlarken.
"Ona bayılıyor Derek. Yardım et lütfen"
Derek telefonu Stiles'ın suratına kapattı ve koşarak hastaneden içeri girdi. Artık ezberlediği odaya gitmek için merdivenleri tırmandı ve Miles'la konuşan Noah'ın yanına vardı.
"Senin burada ne işin var?"
"Sevgilimin doktoruyla konuşmalıyım. Sonuçta ortada bir çift Kehribar göz var"
Noah kaşlarını çatarak Miles'a baktı ve Derek'te çabucak genç doktorun koluna girip doktor odasına girdi. Hızlıca boş odanın kapısını kilitledi ve işaret parmağını Miles'a tehditkar bir biçimde doğrulttu.
"O mavi gözlerini Stiles'tan çekeceksin anladın mı?
"Pardon?"
"Sevgilimden uzak durmanı söylüyorum"
"Çok affedersiniz beyfendi ama buna hangi cüretle karışıyorsunuz?"
"Stiles'tan uzak duracaksın ve ikimizde mutlu olacağız. Hem başka göz doktoru yok mu koca hastanede"
Miles derin ve uzun bir nefes alıp işaret parmağıyla Derek'in göğsünü dürttü. "Buradaki en iyi doktor benim seni ahmak. Ve emin ol bu mavi gözler tamamen bana ait..."
Derek sadece sakin olmaya çalışarak Miles'ın boğazından tutup kapıya yasladı. "O mavi gözleri yuvalarından ayırıp kendime ait yapmadan sen kendi hür iradenle gözlerine sahip çık"
Derek çabucak kapının kilidini açıp koşar adımlarla sevgilisinin odasına vardı. Hâlâ kapida bekleyen Noah'ı yok sayarak içeri girdi. Stiles'ın boynuna sarıldı. "Geldim" dedi. Arkasından koşar adım içeri giren şerifi umursamadı. Stiles aniden gülümseyerek kollarını Derek'in belinde birleştirdi ve bir süre boyunca onun boynuna bıraktı sıcak nefeslerini. Onun yeşillerini görememek kendine öylesine batıyordu ki...
"Korkuyorum" diye mırıldandı eskisinden çok daha titrek ve zayıf olan sesi. Derek bunun olmasının gereksiz olduğunu söylemek istercesine cıkladı.
"Şşh sakın! Ben buradayım tamam mı seni asla bırakmayacağım ve bu ameliyat olağanüstü geçecek" daha sonra fısıldadı: "Eğer iyileşirsen seni kaçıracağıma söz veriyorum"
Stiles buna karşı gülümseyerek kafasını salladı. Tekrar yatağa uzandığında Derek'in gözleri küçük beyaz komidinin üzerindeki saate takıldı.
9.00
Zaman gelmişti.
Birkaç doktor gelip Stiles'ın yatağını dikkatlice ameliyathaneye sürükledi ve kapının önündeyken Derek onları durdurdu. Yavaşça sevgilisinin kulağına eğilip "Güçlü dur tamam mı" diye mırıldandı. Stiles ise bu soruyu bekliyor gibi hızla kafasını sallayıp gülümseyerek elini salladı.
Sandalyelerden birine oturduğunda Noah'la saatler sürecek olan ameliyatın ilk dakikasına girdiler. Yarım saat sonra Scott, Allison ve Theo geldiğinde Derek hızla ayağa kalktı.
"Siz?"
"Aynen kardeşim biz" dedi Scott. O kadar sinirliydi ki Derek'e karşı sırf şerifin hatrına susuyordu.
"Bil bakalım Stiles'ın ameliyatını kimden öğrendik. Seni hayırsız"
Theo kollarını göğsünde çaprazlayarak sorduğu sorunun hemen arkasından Şerifi gösterdi. "Bay Stilinski söyledi"
"Bize neden haber vermedin Derek? Onu almazdık"
Allison daha sakindi. Az çok yalnız kalmak istediklerini anlıyordu ama bu farklı bir boyuttu.
Derek umursamaz bir tavır takınarak boş koltukları gösterdi. "Oturun daha 4 saat var"
------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mesaj- Sterek/Texting
Fanfiction"Sadece onun benden hoşlanma ihtimalinin daha da çoğaldığını öğrendiğimde başlamıştı her şey. O beni tanımıyordu ama ben onu her şeyiyle tanıyordum"