4.BÖLÜM Ayaz

14 0 0
                                    

Resim dersindeydim yeniden yeni resim öğretmeni yaklaşık 1 aydır derslere girmiyordu yine gelmeyecek sanıyordu bütün sınıf kapı açıldı ve uzun boylu resim öğretmeni içeri girdi herkesin yüzündeki şaşkınlık okunuyordu atolyeye zor indiriyordum herkesi iyi ki de indirmiştim
"merhaba çocuklar üzgünüm yaklaşık 1 aydır yokum sizi özledim evet beni o kadar da tanımadığınızın farkındayım fakat artık sizinleyim" yüzüne dikkatle baktığım sırada gördüklerim içimi titretti öğretmenin yüzünde fondöten vardı belliydi elleriyle yüzü aynı renk değildi boğazlı bir kazak giymiş fark edilmemek için ama ben anlamıştım renkleri çok iyi ayırt ederdim kimsenin fark etmediği belliydi
Bir kız öğretmene doğru koşarak
"öğretmenim nerelerdeydiniz 1 aydır sizsiz kimse çizim yapmak istemiyor" öğretmene yakışıklı olduğu için yalakalık yapıyordu kız resmen zorla indiriyordum herkesi
"hocam gece çok güzel resimler yapıyor o eski hocamız ışık hocanın kardeşidir" evrenin değidiği cümle beni ürpertirken
"öyle mi göster bana yaptığın resimleri görmek için can atıyorum" diyerek bana yürümeye başladı elim ayağım dolaştı hem zaten konuşamıyorum neden beni riske attın evren ah
Sessizce "tuval mi kara kalem mi" dedim
"tuvallerini görmek çok isterim sonra kara kalemlerini de çıkartırsın"
"öğretmenim eeee burdaki tuvallerin yarısı benim eeeee yarısı da ablama aittir"
"hangileri göster bakalım"
O anda sanki kendi başıma konuşuyormuşum gibi ayağa kalkıp
"ablam tuvale resim yapmayı çok sever o yüzden ben de çok seviyorum sağda duvarda asılan tuvaller benim soldakiler onun"
"ortadakiler kimin sen resim başkanısın sanırım"
"evet öyleyim ortadakiler burda yapılmış gelmiş geçmiş en iyi resimlerdir ablam öğretmenlik hayatında en iyi tuvali çıkartan öğrencileri hep duvara astı ama çok insan yoktu ablam çok seçici bir insan"
"anladım öğle tenefüsünde buraya gel seninle konuşmak istiyorum adın geceydi değil mi"
"evet"
"hangi sınıftasın"
"11-E"
"anladım derse geçelim hadi çocuklar" çok garip ablam ve benim çizimlerim diğer resim öğretmenlerinin asla ilgisini çekmezdi bilmiyorum neden fakat kimse resimlerimizi anlamazdı bu öğretmende bir gariplik var
Ders sonu
"evet arkadaşlar çıkabilirsiniz"
"gece sen kal"
"peki öğretmenim" öğlende isteyecekti neden durdu ki şimdi herkes bir bir çıktıktan sonra
"evet demek sen ışık hanımın kardeşisin"
"evet"
"çok konuşmuyorsun he biraz donuk gibisin"
"öyle değil konuşamıyorum"
"bir sıkıntın mı var"
"hayır aslında sadece..." utanmıyorum aslında öylece birden oluyor bir konuşmayı kafamda planlamadan konuşamıyorum planlasam da o an cümleyi toparlayamıyorum
"sadece ne"
"düşünmem gerekiyor söyleyeceğim şeyi yoksa" bir kaç dakika bekledikten sonra
"cümleyi toparlayamıyorum"
"anladım senden bir şey isteyeceğim"
"burdaki duvarda asılı tabloların hepsini çıkartmanı istiyorum merak etme geri takılacak"
"geri takılacaksa neden çıkartıyoruz"
"farklı sıralarda koyacağız ve bazılarını dolaba kaldıracağız" birkaç saniye düşündükten sonra
"senin için müdürden izin alacağım yapmaya başla" diyip kapıyı çarparak gitti bu da neydi şimdi merdivenlerden birini alıp kendi tarafımdaki tuvalleri sökerken 10 dakika sonra zil çaldı ve herkes deli gibi sınıflarına koşmaya yürümeye başladı resim dersi olanlar ne yapacaktı diye düşünürken bugün pazartesi olduğu aklıma geldi bugün sadece bizim sınıfın ve 11-C nin dersi vardı resime ama 11-C nin dersi çoktan geçmişti 5. derse giriyordu insanlar 11-C ye girmemişti sanırım bu öğretmen buraya gelmişe de benzemiyorlardı bizim de ilk dersimize girmemişti ablam gideli 1 buçuk ay olmuştu 3 ay sonra geleceğini söylediği için o kadar endişe etmiyordum belki yoğun olduğu için açamıyordu telefonlarımı kapı açıldı
"ben geldim izin aldım senin için"
"teşekkür ederim öğretmenim"
"bana öğretmenim demene gerek yok Ayaz de"
"ama öğretmenim siz benden çok büyüksünüz"
"ben böyle istiyorum lütfen bana bu şekilde hitap et sınıftayken Ayaz hocam diyebilirsin öğretmen biraz sıkıcı geliyor"
"peki Ayaz hocam" sonrasını derin bir sessizlik aldı ben merdivende ablamın tarafını sökerken öğretmen de eski öğrencilerin resimlerini indiriyor ve koyuyordu hepsi bittikten sonra
"bu tuvalleri tek tek sil sonrasında yapan insanların adlarını listele kim kaç tablo yapmış onu da yaz"
"Ayaz hocam buraki eski öğrencilerin bıraktığı tabloları geri vermeyi mi düşünüyorsunuz"
"hayır ışık hanımın seçtiği böylesine değerli insanlara bakmak istiyorum aklımda bir fikir var"
"peki hocam" 1 saat sonunda yorulmuş ve aç haldeydim öylen dışarı dahi çıkmamıştım Ayaz öğretmen içeri ellerinde yemeklerle girdiğinde insanları listelemeye başlamıştım bile benim burda 8 tane tuvalim vardı ablamınsa 6 ve bir yarım tuval diğer adları tuvalden bakıp yazarken
"hadi gel soğutma yemekleri"
"tamam hemen geliyorum bir dakika hocam"
Tuval listesi:
Gece Çelik 8
Işık Çelik 6
Azra Maya 1
Akın Kırcal 1
İpek Kaynak 2
Ezra Irmak 1
Kayra Eroğlu 1
Ayaz Mert Alev 3
Şaşkınlıkla isimin bana tanıdık geldiğini düşündüğüm sırada aklıma eskiden ilk ablamla resim atolyesine girdiğim gün gelen Mert bu muydu yoksa olabilir iki ismi varmış demek
"hadi gelsene acıkmadın mı"
"hemen geldim" koşup yemeğimi yemeden önce
"teşekkür ederim"
"ne demek ben teşekkür ederim bana yardım ettiğin için" bir yandan yemek yiyip bir yandan acaba bu Mert şimdi nerdeydi rezil olduğum Mert sonrasında gözüme çarpan fondötenle iyi kapatılmamış bir yara şaşkınlıkla baktığımda Ayaz öğretmenin benim yarasını fark ettiğimi gördüğünü gördüm konuşmaya başladı
"1 aydır bir işle uğraşıyordum o yüzden oldu önemli bişey değil"
"eminim kimse eeee fark etmemiştir"
"sadece yakından belli olur" ufak bir sessizlikten sonra
"eee listede kimler var say bana bakalım"
"hatırladığım kadarıyla Azra, İpek, Akın, Ezra, Kayra bir de şey sanırım eeeee... Ayaz Mert diye biri"
"hm tek tek tuvallerini bana göster o zaman neler yapmışlar bakalım"
"peki hocam"
"bugün yurtta kalmıyorsun"
"neden nerde kalacağım"
"benimle kalacaksın sana yaptıracağım bir kaç şey var sen yurtta kalırken bunları yapamazsın müdürden kendi evine gitmen için izin alamadım fakat bende kalabilirsin" nasıl bir öğretmenin evinde kalacağım ki müdür nasıl izin vermemişti evime gitmeme normalde izin verirdi neyse sadece işimi yapacağım
"peki hocam ne yapacağım"
"panoya asmak için tuvalleri düzenleyecek slogan ve bir resim yarışması için konu ve jurileri belieleyeceksin" titrek bir sesle
"T-Tek başıma mı"
"evet sana güveniyorum ve resim yarışması için afiş de hazırlayacaksın jurileri de kulüpten resimden anlayan birini yap müdür ve ben de olacağım sen de katılacaksın resim yarışmasına ödülü söylemeyeceğim sürpriz"
"anladım sanırım siz çok fazla insanın katılaması için ödülü söylemeyeceksiniz"
"aynen öyle" güzel bişeydi bu ben de katılacaktım



Ters AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin