Sabah uyandığımda koltukta tek başıma uyuya kalmıştım Ayaz üzerime battaniye örtmüş etrafta ses seda yok ayağa kalktım yukarı çıkıp Ayazın odasına girdim eşyaları kurcalamaya başladım sonra kendimi yatağa atıp yüz üstü yatım tavanla bakışmaya başladık
"hiçbir şey yok üzüntü neşe yok sadece korkuyorum öğreneceğim şeylerden"O kadar uzun süre orda yatmışım ki uyuya kalmışım Ayaz eve gelmiş beni yatağında gördüğünde şaşırdığını söylemişti benim uyanmamı beklerken yemeği hazırlamış sonrasında bir PlayStation oyunu açıp oynamaya başlamış uykumdan uyanmayınca endişelenip bakmaya gelmiş beni sarsarak uyandırdı uyumaktan gözlerim morarmış yorgun argın bitmiş bir şekilde gözlerinin içine baktım simsiyah gözleri bana endişeli bir şekilde bakıyor
"Gece iyi mısın" kafamı salladım
"oh şükür sabahtan beri neden uyuyorsun" utanarak da olsa cevap verdim
"2 gündür uyumuyorum kapı'nın arkasında ne olduğunu merak etmiştim şimdi ilk ise duyacaklarımdan korkar oldum"
"anlıyorum seni" kolunu tutup yatağa çektim sarılıp göğsüne yattım o da bana sarıldı şaşırdığını hissediyordum. Dün o derbederdi şimdi de ben derbeder oldum
Kokusu çok güzel. Rahat huzurlu uyuyabiliyordum artık Ayaz bana çok iyi geliyor belki de belki de sadece beni anladığı için iyi geliyordu ablam neden sevmemişti Ayazı geçmişlerinde ne yaşadılar acaba kim benim peşimde ya da sadece benim peşimde mi düşüncelerimden zar zor kurtulmuşken Ayaz kulağıma fısıldadı
"Gece" ben de ufak bir fısıldıyla
"efendim" sanki bizi kimse duymasın görmesin istiyorduk
"teşekkür ederim"
"ne için"
"yanımda olduğun benimle uğraştığın için"
"önemli değil seninle uğraşmıyorum... Asıl sen bana yardım ettin"
"kapıyı öğrenmek istemiştin sana kaba davrandım aslında böyle biri değilim"
"nasıl birisin ya ablama nasıl aşık oldun bahsetsene biraz" merak ediyordum nasıl karışmıştı bu işlere
"senden biraz küçüktüm o zamanlar annem vardı sadece babam askerde şehit olmuştu annem asker olmamı istiyordu o zamanlar babam da şehit olunca asker olmamı söylemeyi kesti zaten asker olmak istemiyordum büyük rütbeler saygı para hiçbişey aslında umrumda değildi bir gün okulumu değiştirmem gerekti babam şehit oldu diye benimle babam yok diye dalga geçen aciz insanlardan vardı eski okulda ben da AYLA KOLEJİNE geldim Ayla koleji çok zengin ve düzgün insanların barınabildiği bie okuldu okulda disiplinlik olmak yoktu eğer kavga ederseniz direkt okuldan atılırdınız hala da öyle bu kolejin sahibi kızı Aylayı trafik kazasında kaybetmiş kızı yaşatmak için de böyle bir okul yapmış kız çok disiplinliymiş birinin bir insana zarar vermesi onu çok sinirlendirirmiş ama insanların düşüncesine ve alışkanlıklarına saygı duyarmış tek saygı duymadığı şey uyuşturucu ve alkolik olacak şekilde içmekmiş bu yüzden bu Kolejde insanların barınması zor kızı 18 yaşında vefat etmiş bunu bize her okulun yıl dönümünde anlatırdı okulun yıl dönümü kızın doğum günüymüş" okulun neden bu kadar disiplinli ama aynı zamanda da servest ve rahat böyle baba her insana nasip etseydi keşke...
"babası çok iyiymiş kız çok şanslı" saçlarımı koklayarak öpmeye başladı
"babanın iyi olup olmaması önemli değil yanında seni seven insanlar varsa eğer mutlu olursun Gece"
"ya sen seni sevdikleri için mutlu oldun mu"
"asıl sevmesini istediğim insan beni sevmediği için pek de mutlu olamadım"
"Işıktı değil mi"
"evet"
"çok mu sevdin"
"evet o benim Işığım onun için herşeyi yapabilirim ama... o benim için yapmaz"
"sevmiyor mu"
"sevmiyor..."
Sevmiyormuş yanında böylemesini seni Aşkla seven bir adam varken sevmiyormuş...Kitaplığımın en üst rafındaki öylesine bir kitabı aldım yatağımın üstüne atlayıp kitabı okumaya başladım maksat kitap okumam değildi kafamı dağıtmaktı uzun zamandır ne kitap okuyorum ne şarkı dinliyorum yorulmak buymuş demek düşüncelerim beni ağır ağır uykuya sokarken bir anda telefon çalmaya başladı tam uykuya geçecekken gözlerimi korkuyla açtım ellerim ağır ağır telefona gitti arayan bir numaraydı açtım kulağıma götürdüm ama ses gelmedi
"alo orda mısınız" ses yok
"alo..." kaba bir ses geldi telefondan
"yaa doğruymuş demek telefon numaran Işık hanım şaşmıyor"
"kimsiniz ablamı nerden tanıyorsunuz"
"hala ablam diyor Gece sensin değil mi"
"evet ben Gece"
"Gece... İyi isim değil mi peki hikayesi nedir öğrenmek için hazır mısın"
"neler diyorsun sen tabiyki ismimin hikayesini biliyorum"
"bildiğine o kadar da emin olmamalısın"
"kim olduğunu söyle bana"
"kim olduğumun önemi yok Ayazla yakınsınız he öyle görünüyor"
"b-bunu nerden biliyorsun ki"
"Ayaza benim aradığımı söyle sana ağzını açamayacağından eminim ne kadar yakın olursanız olun"
"sen-" dıt dıt dıt kapandı sanırım o silahların sebebi bu adam. neden beni aradı? İsmimin hikayesi nedir? Bunların nedenlerini öğrenmeliyim öğrenmek istediğim hiçbir şeyi öğrenemedim umarım bu sefer öğreneceğim.30 dakika sonra
Ayazın evindeydim ona böyle birinin aradığını söyledim sustu
"Gece peşine düşecekler seni göndermeliyim yurt dışında nerde yaşamak istersin"
"şaka yapıyorsun herhalde bana bunu açıklanmayacak mısın ayrıca intikam almak istiyorum"
"seni tehlikeye atmam Gece yapamam bunu sen bana emanetsin intikam alamazsın biz yapamadık sen hiç yapamazsın"
"bana hakaret etmeyi kes intikam alabilirim"
"söyle ne yapacaksın Gece bulunca ne yapacaksın o adama"
"gerçekleri gerçekten söyleseydiniz öldüreceğimi söylerdim"
"boş laflar savurmaktan başka bişey yaptığın yok"
"o zaman öğret Ayaz üstüme gelip durma"
"Gece beni dinle-" kapıyı çarpıp gittim caddede hızlı hızlı yürüyorum nereye gideceğim napacağım bilmiyorum artık açıklama istemiyorum 1 ayda yaşlandım resmen gözlerimin yaşlar akıtmasını durduramıyorum.10 dakika sonra
Hala hazılı yürüyorum nefes alıp sakinleşmeye çalışıyorum olmuyor. Arkamdan biri gelmeye başladı doğru ya Ayaza bizi takip ettiklerini ima ettiklerini söylememiştim takip ediliyordum eminim telefonu elime almaya kalkışırsam boğazımda bir bıçak hissedeceğim filmlerde hep böyle olurdu ne yapmalıydım ki izimi kaybettirip Ayazı aramalıyımAyaz'ın anlatımı
Ne kadar sorumsuz bir velet bu ya nereye gitti şimdi bu offf...
"Ya biri takip ederse ya"
"of Ayaz of salak mısın ederler tabi aramışlar kızı salaksın sen salak "
Anahtarı alıp kapıyı çarpıp çıktım evden nerde bulacaktım şimdi Işık bana onu emanet etti ben naptım of neden yalnız bırakıyorsun kızı Ayaz Ayazzz arabayı alıp caddeleri gezmeye başladım insan olmayan caddeleri hızlı hızlı giriyordum 20 dakika sonra bıraktım arabayı ara sokaklara girmeye başladım artık umudum tükenmişti son ara sokağa girdiğimde karanlığın zirvesi olan bir sokak elime telefonu alıp flaşını açtım etrafa doğru tuttuğumda kanımı dondurmasına sebep olan birşey gördüm
"Gece..." kanlar içinde yerde kendini kaybetmişti
"bıçaklanmış..." telefonum çalmaya başladı açıp hoparlöre aldım
"*mırıldanmalar* Ayaz sahip çıkamadın mı yoksa Işığa bakmadığın gibi"
"öldü mü"
"hangisi"
"ikisi de"
"haaa Işığı bilmiyorum ama Gece ölmedi ben olsam hızlı olurdum yakında ölecek" hızlı hızlı korkuyla nefes alıp vermeye başladım telefonu hızla kapayıp Geceyi kucağıma aldım arabaya doğru hızlı hızlı yürümeye başladım araba'nın arka kapısını açıp geceyi yatırdıktan sonra t-shirt ümden bir parça koparıp Gece'nin yarasına sardım kanamasını durdurmasını umuyordum kapıyı kapatım kendi koltuğuma oturdum hastaneye sürmeye başladım yetiştirmeliydim o pislik doğru söylüyor Allah kahretsin ki doğru söylüyor sahip çıkamadım ne Işığa ne Geceye öğretmeliyim bişeyler öğretmeliyim ki hızlı kırılmasın hastaneye ulaştığımda acilden gelen bir kaç hemşire Geceyi kucağımdan alıp sedyeye yatırdılar...1 saat önce Gece'nin anlatımıyla
İzimi kaybettirmek için ara sokaklara girdim çıkmaz bir ara sokağa girdiğimde telefonumu alıp köşeye geçtim tam Ayazı arayacakken karanlıktan adamı fark edememiştim karnımda tahammül edemediğim keskin bir acı vardı sonrasını hatırlamıyorum gözlerimi hastanede açtım öylece sanki uyumuşum da gene o rüyalardan görmüşüm gibi ama bu rüya değildi doktorlar başımda sağlık durumumu kontrol ediyorlar gözlerim etrafta gezerken kapıya dikkat ettim gözlerim açıldı bir anda beni bıçaklayan adam bakıyordu benim gördüğümü görünce hızlı hızlı yürümeye başladı sonra Ayaz odaya girdi doktorla bişeyler konuştu doktorlar odadan çıkarken Ayazla odada yalnız kaldık Ayaz konuşmaya başladı
"Gece iyi misin" ruhu yok gibi konuşuyor ama bedeni konuşuyor ruhu ölmüş Işık vurulduğundan beri ruhu ölmüş gibiydi ama şuan farklı bir ölüş yaşıyor gibiydi
"iyiyim"
"özür dilerim kaba davrandım istediğini yapacağım seni eğiteceğim en azından kendini korumalısın ben her zaman yanında olamıyorum işe yaramıyorum"
"işe yaramıyor değilsin ani hareket ediyorsun ve önemli değil beni eğitmeyi kabul ettiğin için ben teşekkür ederim Ayaz... "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Ay
RomanceKırıldı hayallerim yıkıldı tek tek ölümle burun buruna da geldim yıkılmadım hiç her insan özeldir ve bu özel insanların hikayesi