Gün çoktan ağarmış, sabah olmuştu. Harry her ne kadar uyanmak ve güne başlamak istemese de, her zamanki gibi yapmak zorunda olduğu şeylerin farkındaydı ve yatağından kalktı.
Ve yine her zamanki gibi dostu Ron'u uyurken buldu.
Üzerini değiştirip, saçını düzelttikten sonra onu da uyandırıp hazırlanmasını söyledi.
Ortak salona inip onu beklemeye koyuldu. Biraz bekledikten sonra geldiğini gördü ve o da ayağa kalktı.
Portre deliğinden aşağı inip büyük salona doğru yürümeye başladılar.
-Bugün hava ne kadar güzel dedi Ron.
-Evet öyle, derslerden sonra biraz gölde takılmaya ne dersin ? dedi Harry.
-Olur tabi ama çok açım bir an önce yemek yemek istiyorum dedi Ron.
Harry onun aksine hiç de aç değildi, alışkanlıklarından dolayı mıydı yoksa değişen duygularından mıydı bunu kendisi de bilmiyordu ama kahvaltı etmek ona hiç cazip görünmüyordu.
3. Yıllarındaydılar. İlk sene kafasının arkasında Voldemort'u taşıyan bir öğretmeni yenmişlerdi. Sonrasında ise Voldemort'u günlükten geri dönmeye çalışırken yenmişlerdi.
Bunca aksiyonun içinde hayat süren Harry bu senenin de boş geçmeyeceğini ama Karanlık Lord'un sonraki hamlesinin ne türden olabileceğini kestiremiyordu.
Gerçi boş geçmiyordu da zaten.
Sirius Black isminde bir Azkaban tutsağı kaçılması imkansız bir hapishane olan Azkaban'dan kaçmıştı ve söylentilere bakılırsa Harry'nin peşindeydi.
Harry şimdilik bunları düşünmüyordu, bunların ayırdına vardığında çoktan büyük salonun kapısına geldiğini fark etti.
Hemen Gryffindor masasındaki yerlerine gittiler.
Harry masaya baktığında Hermione'nin çoktan orada olduğunu gördü. Mutlu olmuştu, hemen dersine gidip orada beklemeye koyulurken ders çalışmıyordu. Onları beklemişti.
-Nihayet geldiniz dedi Hermione gözlerini devirerek.
-Ne yapabiliriz ? 3 yıl oldu ve senin gibi kolay uyanamadığımızı anlamış olman gerek dedi Ron bozuk atar gibi.
-Günaydın Hermione dedi Harry.
-Günaydın Harry, bugün oldukça yoğun geçecek. İlk iksir dersimiz var, sonrasında sihir tarihi ve bir de karanlık sanatlara karşı savunma dersimiz var.
-Karanlık sanatlara karşı savunma öğretmenimiz iyi biri olsa çok güzel olur, malum ilk sene kafasının arkasında Voldemort'u taşıyan bir adam vardı ve ikinci senemizde ise kendini beğenmiş, egoist, sahtekârın teki vardı dedi Harry.
-Hey ! Lockhart hiç de fena bir öğretmen değildi.
-Bu yorumu öğretmenliğine yaptığına emin misin Hermione ? Bence sen onu beğendiğin için böyle söylüyorsun.
Hermione kızarmıştı. Geçen sene de Harry sürekli Lockhart hakkında olumsuz yorumlar yapardı. Ve sürekli Hermione'ye onda ne bulduğunu sorardı ?
Sahi, neden sürekli onu neden beğendiğini soruyordu ki ?
Yoksa ?
Hermione bir süre sonra kendine geldiğinde şöyle dedi,
-Neyse ne. Hadi iksir dersini kaçırmak istemiyorum, hızlı olalım dedi.
Ve altın üçlü masalarından kalkıp zindanlara doğru gitmeye başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesaret - Harmione
Teen Fictionİkisi de birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı. İşin en garibi de birbirlerinin gözlerine değince, sanki ikisi de hiç ilgilenmiyormuş ve öyle bir şey yapmamış gibi tavır takınıyorlardı
