Bölüm II

567 22 11
                                    

Zindanlara giderken Harry kendini Hermione'ye bakmaktan alamıyordu.

Çok ama çok garip bir duyguydu bu. Hermione diğer kızlardan hiç de aman aman güzel değildi. Kelimenin tam anlamıyla normaldi.

Ama neden Harry kendini Hermione'ye, onun kabarık saçlarına, kahverengi gözlerine, arada kırmızılaşan yanaklarına, sevimli tavşan dişlerini konuşurken gösteren dudağına bakmaktan alamıyordu ?

Bunu bir türlü cevaplandıramıyordu. Derste çoğu soruyu yanlış yaparsam Hermione'ye rezil olurum korkusuyla cevaplamazdı bile.

Hermione de en sonunda Harry'nin kendisini izlediğini fark etti.

-Ne oldu ? Niye öyle bakıyorsun dedi sırıtarak.

-Ee... bilmem yani öylesine dalmışım.

Dalmışım mı ? Neye dalmış olabilirim ki ? Aşığım deseydim de tam olsaydı.

Bir dakika.
Bu aşk mıydı yani ? Her sabah uyanmamı sağlayan, asla peşinden koşmaktan vazgeçmediğim, bir şeyleri neden yaptığımı bilmediğim ama sadece sevdiğim için yaptığım, bilmek istemediğim, kanıt beklemediğim ama sadece inandığım şey aşk mıydı ?

Ben Hermione'ye aşık mıydım ?

Hayır asla. O benim arkadaşım, bu asla olamaz. Olmamalı.

En sonunda Gryffindor ve Slytherin öğrencileri iksir dersi için öğrenim gördüklere sınıflara gelmişti.

Snape de hemen arkalarından bir anda çıkıvermiş hızlıca masasına gitmiş ve kollarını birbirine bağlamıştı.

-Bugün sizden kuvvet iksiri yapmanızı istiyorum. Kimilerine göre basit, kimilerine göre ileri düzey olan bu iksir; iksir dünyasının temellerinden birini oluşturuyor. Tüm malzemeleriniz masalarda bulunmakta. Slytherin'i bilmem ama Gryffindor'un beceremeyeceğinden zaten eminim. Başlayabilirsiniz dedi büyük bir soğukkanlılıkla.

Altın üçlü ve diğer Gryffindor öğrencileri gözlerini devirerek masalarına geçti.

Harry ile Hermione, Ron ile Seamus eşleşmişti.

İksir yapmaya koyulmuştu herkes.

Snape onları gözlemliyor, kimilerinin daha en başından hatalar yaptığını görüyordu.

-İstersen yardım edebilirim dedi Hermione o tatlı sesiyle.

-Ah, teşekkür ederim ama bildiğim bir iksirdir. Yine de sağ ol.

Hermione, Harry'nin yapamayacağından neredeyse emin vaziyette ve yardımının geri çevrilmesinin verdiği üzüntüyle kendi iksirini yapmaya koyulmuştu.

Dersin en sonunda Snape tüm kazanları kontrol ederken içlerinden sadece birinin neredeyse kusursuz bir iksir yaptığını fark etmişti.

O kişi Harry idi.

-Vay vay vay dedi Snape büyük bir alaylı tonla.

-Demek Potter isteyince iksir dersinde başarılı olabiliyormuş. Ama Potter böylesine basit bir iksiri bile "neredeyse" kusursuz yapman yine de senin için zayıf kalmıyor mu ? dedi Snape moral bozmak istercesine.

Harry hiç aldırmamıştı, Hermione ise nasıl bu kadar başarılı olduğunu anlayamamıştı.

Tüm öğrenciler zindanlardan yukarı çıkarken Hermione Harry'i köşeye çekti ve sorgulamaya başladı.

-Sen o iksiri nasıl yaptın Harry ?

-Ne demek nasıl yaptım ? Basbaya yaptım işte.

-Şu anki yıla kadar bir kere iksir kitabı okumamış olan Harry Potter, 3. yıl öğrencisi için oldukça zor olan bir iksiri fevkalade derecede yapabiliyor. Bunu anlayamadım tam.

-Vay be, beni bu kadar iyi gözlemlediğini bilmiyordum Hermione dedi Harry.

-Ben s-sadece garipsedim o-o kadar.
dedi Hermione kızararak.

-Yani cidden gören de beni sev-

Hermione devamını anlayıp gözlerini kocaman açtı.

Ama tam o esnada Ron gelip,

-Hadisenize, sihir tarihine geç kalıyoruz dedi.

Hermione unutmuş gibi yaparak derslere odaklanmaya çalıştı. Üçü hemen sihir tarihine gitmeye koyuldular.

Cesaret - HarmioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin