Gecenin bi zamanında bazı ablalar ile bir sokakta oturmuş müşterilerini bekliyorum. Müşteri ne acı bi kelime değil mi? Ucuz, kirli bir kelime. Yanımda uzun saçlı, gözlerine sürme sürmüş, göz kapaklarına morumsu bi far sürmüş, gözleri olabildiğince içimi ısıtan bi kahve gibi ve saçları siyah, kendi hâline bırakılmış bi abla var. Dudakları bilindik bi kırmızılıkta en parlağından. Boynunda uzun zarif bir kolye ama ucuz sanırım, ucuz olan bazı şeyler daha mı kaliteli?!
Mini ettği ve atlete benzeyen üstü ile ana caddenin rüzgarından titriyor bacakları, elleri, dudakları ve kirpikleri ve en çokta kalbi üşüyor idi sanırım. İçindeki titreme gözlerinden birkaç damla düşürdü. Elimi uzatıp bir damla tuttum parmağım ile ve " Üşüdün galiba , hep soğuktan ben de ağlarım yani soğuk olunca." dedim.
Gülümsedi ve "Ah evet soğuktan, üşüdüm biraz." dedi.
Sesi titredi soğuktan, evet üşümüştü içi buz tutmuştu hatta, çok soğuk hava çok soğuk ama üşüyen bedeni değildi.
Yanımda oturan diğer abla da üşüyordu ve diğeri ve diğeri ve caddenin karışısında ki ablalar, hepsi çok üşüyordu. Bi araba yanaştı zengin bi marka araba idi. Siyahtı yeni yıkanmıştı çünkü araba ışıldıyordu. Camdan bi baş uzandı, gri bir takım elbise giymişti sanırım. Gömleğin üst düğmeleri yoktu söküp atmıştı sanırım. İşler iyi gitmemiş demek ki, kötü giden işler erkekleri delirtir, zor tabi. Adamın yüzü hiç yıkanmamış mı acaba? Kara bi bulut çökmüş yüzüne, sisler içinde kaybolmuş bi orman misali güzükmüyor, huzur vermiyor bilakis tedirgin ediyor ve belki acı veriyor. Abla kalkıp gülümsedi, parlak gülümsedi uzayda simsiyah bi ışık misali, görünmüyordu ama vardı ben gördüm. Arabaya bindi, dönüp bakmadı bana, hiç ardına bakmamış bi kadın gibi. Ardında kimsen yok ise bakmazsın ve en çokta ümit yok ise bakmazsın. Haklıydı kim onun yerinde olsa idi ardına bakmazdı. Abla yaralanmıştı bacaklarında çizikler yada kollarında ki morluklar değil onlar elbet geçerdi. Ablanın ruhu yaralı idi ve kim bilir belki paramparça idi. Gözleri bir ölününkinden farksızdı. Araba çok durmadı ve gitti abla da gitti her gece olduğu gibi şanslı ise tabi . Ne bedbaht bi şans değil mi? Saatler geçti ablalar birer birer gitti. Caddede bir bir gidişlerini izledim. Acaba onlar ne zaman kendilerinden gitmişlerdi. Yerden kalktım ben de üşüdüm, yarın yine gelmeye karar kıldım. Abla üşüyüp gözünde yaş akıtır ise tutarım diye. Belki bi battaniye getiririm, sıcak çayda yaparım, yaparım değil mi? Abla üşümüştü belki ısınır. Acaba adı neydi? İsimsiz miydi, milyonlarca kadın gibi? Yarın sorarım ismi yok ise isim veririrm. Yıldız derim bir yıldız kadar parlak bi gülümsemesi var ve belki bir gün herkes görür o gülümsemeyi. Görür değil mi? Kim görmek isterse görür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumun Satır Araları
De TodoNereden başlamak gerek ne yazmak gerek. Ruhum parçalanıp yeryüzüne yayıldı. Toplamak için yorgun ve dahi kırgınım. Uzun satırlar veyahut kısa satırlar ifade etmek fayda etmiyor içimde kayıp giden ben ile başbaşayım.