16.05.1998
"Leyla! Gel buraya seni küçük sürtük. Benden kurtulabileceğini mi sanıyorsun? Cehennemin dibinede gitsen benden kurtulamazsın!"
Nefes alış verişlerim sıklaşırken karanlık dar sokağa çıplak ayaklarımla adımımı attım. Azrailimin sesi her geçen saniye bana yaklaşırken sokağın içinde adımlarımı sıklaştırdım. Ayağıma batan bir camla ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı.
Ellerimi ağzıma götürecektim ki bir başka el tarafından ağzım kapatıldı. Kalbim deli gibi çarparken duvar dibine sürüklendim. Arkamda ki beden kıpırdayamayayım diye beni sıkı sıkıya tutuyordu.
Sokağın girişinden Azrailimin sesini tekrar duydum. "Leyla çık ortaya beni uğraştırma! Seni ben bulursam fena olur."
Şuan ağzımı kapatan ve kaçmayayım diye beni sıkı sıkıya tutan adam Azrailim değilse kimdi?
"Korkma küçük kedi, sana zarar vermeyeceğim," diye kulağıma fısıldadı. Elini yavaşça ağzımdan çekti.
"Kimsin sen? Lütfen bırak gideyim," dedim fısıltıyla. Arkamda ki adam cevap vermeden beklemeye başladı. Morluklar la kaplı kolumu sıkı sıkıya tutup kaçmama izin vermiyordu.
"Leylaaa!" Azrailimin sesini tekrar duyduğumda gözlerimi sıkıca yumdum. Sesi bu sefer çok daha yakından geliyordu.
"Sesini duyduğunda korkudan zangır zangır titrediğin bu adam, kim?" diye sordu yabancı.
"Babam, aslında üvey babam," dedim kısık sesle.
"Neden seni arıyor?" diye sordu. Benimkinin aksine sesi normal yükseklikte çıkıyordu ve bu beni daha çok korkutuyordu.
"Lütfen sessiz olun. Yoksa beni bulacak."
"Sorduğum soruya cevap ver küçük kedi," dedi sert bir sesle.
"Evden kaçtım," dedim titreyen sesimle.
"Neden evden kaçtın?"
"Annem öldükten sonra o beni taciz etmeye başladı. Ona izin vermediğimde de bana vurmaya başladı, daha fazla dayanamadım," dedim gözyaşlarım sessizce akarken.
"Leyla nereye sokuldun seni küçük orus-" Üvey babamın sesini kulağımın dibinde patlayan silahtan çıkan kurşun kesti. İri cüssesi tam önümde yere yığılırken arkamdaki adam kolumu bıraktı.
2 yıl boyunca tacizine ve şiddetine maruz kaldığım Azrailim sandığım adam hareketsiz bir şekilde yerde yatıyordu. Ağzından akan kan asfalt zemine çoktan damlamaya başlamıştı bile. Gördüğüm manzara ağzımın bir parça açılmasına sebep olurken duvar dibine dizlerimin üzerine çökmüştüm.
Gözümün önünde gerçekleşen hiçbir şeye tepki veremiyordum. Bir araba gelip tam önümde durdu. İki adam yerdeki cansız bedeni bağaja koyup arabaya binip gittiler.
Siyah paltolu yabancı bana yaklaştığında kendime gelebilmiş korkuyla adamın gözlerinin içine bakmıştım. Elini bana doğru uzatıp beklemeye başladı.
"Hadi ama burada öylece senin elimi tutmanı bekleyemem küçük kedi," dedi gülümseyerek.
Titreyen elimi yabancının eline uzattığımda elimi hızla yakalayıp beni ayağa kaldırdı. Elimi bırakmadan sokağın girişine doğru yürümeye başladı.
"Kaç yaşındasın sen?" diye sordu az önce katil olmamış gibi soğukkanlılıkla.
Yutkunup boğzamı temizledim. "16 efendim," dedim kekeleyerek.
"Annen öldüğünde kaç yaşındaydın?"
"14," dedim.
Siyah bir arabanın önünde durduğumuz da elimi bırakıp yolcu kapısını açtı. Bana bakarak "Bin hadi," dedi.
İtiraz etmeden arabaya binip ellerimi kucağımda birleştirdim. Yabancı, sürücü koltuğuna oturup ısıtıcıyı çalıştırdı. Tenime nüfus eden sıcak havanın beni rahatlatması gerekirken ben her geçen saniye daha çok geriliyordum.
"Kimin kimsen var mı küçük kedi?" diye sorduğunda bakışlarımı yabancıya çevirdim. Bir teyzem vardı ama oda beni başından def etmiş üvey babamın eline bırakmıştı. Başkada bildiğim bir akrabam yoktu.
Başımı iki yana sallayıp başımı eğdim. Bana sahip çıkacak birileri olsaydı şuan bu arabanın içinde tanımadığım ve güvenmediğim bu adamla oturuyor olmazdım.
"Az önce seni, sana hayatı zehir eden bir adamdan kurtardım. Bunun bir karşılığı olmalı küçük kedi," dediğinde kocaman açılmış gözlerle yabancıya baktım. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştum.
"Benden ne istiyorsunuz?" diye sordum titreyen sesimle.
Yabancı, beni şöyle bir süzdükten sonra gülmeye başladı. "Sakin ol küçük kedi, oradan bakılınca sapığa mı benziyorum?" dedi. Rahat bir nefes aldım. Katildi ama en azından sapık değildi!
"Peki ozaman benden ne istiyorsunuz? Size verebileceğim hiçbir şeyim yok," dedim.
"Öğreneceksin küçük kedi," dedi gülümseyerek.
Arkamdan uzanan bir el ağzımı ve burnumu bir bezle kapattığında olduğum yerde debelendim ama bilincimi yavaş yavaş kaybettim.
" Aramıza hoş geldin küçük kedi. "
🐾🐾🐾
Bunu buraya atıp kaçıyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KEDİ 🐾 "Leila"
Action"Ona zarar verme. Ne istersen yapmaya hazırım." Koyu kahve gözlerini bir müddet yüzümde gezdirdi. Ona yeni bir oyun oynamamdan korktuğu bariz ortaydı. Ülkenin en tehlikeli mafyası Küçük Kedi diye hitap ettiği bir kadından korkuyordu. İşte bu komikt...