Ertesi günler, oldukça sakindi. Kimse Julia'nın yokluğuna alışamamıştı. Hyunjin herkesden ayrı oturuyor, kimse ile konuşmuyorken Soobin tam anlamı ile çıldırmıştı.
Derslere girmiyor, zamanının tümünü basketbol sahasında geçiriyordu. Birkaç kişi, onunla alay ettiklerinde Soobin onları yumruklayacaktı, tabi Kai ve Taehyun engel olmasaydı.
Julia'nın yakın arkadaşlari Ryujin, Chaeryeong, Yuna ve Yeji ise iyi görünmeye çalışıyordu. Herkes iyi olmadıklarını biliyordu, kendileri bile. Fakat bunu görmezden geliyorlardı.
Julia'nın ölüm haberinden 3 gün sonra, sabahın ilk saatlerinde okulda bir koşturmaca vardı. Choi Jisu için bir anma töreni yapılcaktı.
Jisu en başarılı öğrencilerin arasındaydı. Sadece ders açısından değil, okullar arasında düzenlenen yarışmalarda birincilik genelde onun elindeydi. Herkes olağanüstü sesini dinlemek isterdi. Bazen ise sadece satranç oynayarak çoğu kişiyi geri planda bırakırdı.
Choi Jisu, tek bir şey ile ilgilenmek yerine birden fazla şey ile ilgilenmeyi severdi. Şarkı söylemek, satranç oynamak, dans etmek, amigoluk ile ilgilenmek bunlardan birkaç tanesiydi.
Öğrenci konseyi başkanı Park Rosé, sabah erkenden okula gelmiş, Julia'nın okula getirdiği başarıların simgesi olan madalyaları alıyordu, anma töreninde sergilemek için.
Okul gazetesinin yazarı Jung Hoseok ise, bu hafta birkaç öğrenci ile röpörtaj yapıyordu. Onlardan Julia'yı anlatmalarını istemişti. Hepsi Julia'nın getirdiği başarıları, kendilerine nasıl davrandığı ve nasıl biri olduğundan bahsetmişti.
Öğretmenler ise hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye çalışıyorlardı, yalan söylemeye gerek yok, hiçbiri Julia'nın yokluğuna alışamamıştı.
Lalisa ve Yeonjun'a gelirsek, ikisi de bugün okula gelmişti. İkisi de birbirinden kötüydü. Yeonjun, Soobin gibi kavga etmek için yer arıyor, Lalisa ise hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyordu. Kız kardeşinin öldürüldüğünü düşünürsek bu oldukça ürkütücü bir durumdu.
Yeji, koridorda topuklularını yere vurarak dolabına ilerliyordu. Kendi dolabına geldiğinde ilk işi yan dolaba bakmak olmuştu.
Choi Julia'nın sevenleri, dolabı onun için süslemişlerdi. Çeşit çeşit çiçekler vardı, mektuplar ve çikolata kutuları. Yeji'nin yüzünde minik bir tebessüm oluştu, Lia çikolataya bayılırdı.
Daha sonra buraya bir çiçek bırakacağını kendince aklına not etti ve dolabını açarak ihtiyacı olan kitapları çantasına doldurdu.
Daha sonrasında anma töreninin yapılacağı spor salonuna gitti. Hala herkes gelmemişti.
Spor salonuna göz gezdirdiğinde sevgilisi Yeonjun ve erkek kardeşi Hyunjin'in yanının boş olduğunu gördü.
Kiminle oturacağına karar verirken Ryujin Yeji'ye seslendi ve kendisinin yanının boş olduğunu gösterdi. Yeji ise iki erkeğin arasında seçim yapmaktansa Ryujin'in yanına oturmayı tercih etti.
Törende ilgi çekici pek bir şey olmamıştı. Lia'nın okula getirdiği başarılardan, derslerinden ve örnek bir insan oluşundan bahsedilmişti.
Yeji, birkaç kere gözlerini salonda dolandırmıştı. Yuna, ne kadar pek sevmese de kuzeni Soobin'in yanındaydı. Fakat birbirlerinden bağımsız görünüyorlardı. Chaeryeong ise törene biraz geç kalmış, en yakındaki boş yere yani eski sevgilisi Kang Taehyun'un yanına oturmak zorunda kalmıştı.
Yeonjun, asla kafasını kaldırmamış, tüm tören boyunca elleri ile oynamış, bazen ise yumruklarını sıkmıştı. Yeji erkek arkadaşının sinirlenince nasıl biri olduğunu bildiği için biri ile kavga etmemesini umdu. Lalisa ise tören boyu kıpranmıştı, yanında erkek arkadaşı Jeon Jungkook, diğer yanında en yakın arkadaşlarından biri olan Kim Jennie vardı.
Sonunda tören bittiğinde Yeji de herkes gibi spor salonundan ayrıldı ve kendi sınıfına gitti. Kimya öğretmeni Bay Lee'nin sınıfa girmesi ile günün ilk dersi başladı.
••• Dershaneden vakit bulup bu saatte bölüm atan via be like;
Soobinciğime gif bulana kadar biryerlerimi yırttım ✌🏻
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
