Chaeyoung yediği pamuk şekerden biraz alıp yanında oturan Hoseok'a uzattı. Hoseok gülümseyip kızın eline doğru eğildi ve parmakları ile birlikte pamuk şekeri ağzına aldı. Chaeyoung yüzünü buruşturup elini geri çekti ve pembe tişörtüne sildi "iğrençsin!" Hoseok başını sallayıp manzaraya doğru döndü "manzara çok güzel değil mi?" Chaeyoung sıkkın bir nefes verip başını iki yana salladı "hayır değil! Senin yüzünden bu sıkıcı dönmedolaba bindik. Ben korku tüneline gitmek istiyordum!" Hoseok kolunu sinirli bir şekilde konuşan kızın omzuna attı "Chaeryoung ve Yeonjun'un yakınlaşması için bir fikirdi"
Chaeyoung bakışlarını Hoseok'a çevirdi "onları yakınlaştırmak içindi evet ama biz neden bindik!" Hoseok dudaklarını büzüp kıza doğru eğildi "çünkü diğer her kes korku tüneline girdi ve ben korkuyorum! Ayrıca bu manzarada öpüştüğümüzü hayal etsene!.. Çok romantik!" Chaeyoung iğrenir bir şekilde yanında oturan çocuğa baktı. "dalga mı geçiyorsun seninle asla öpüşmem!" Hoseok sahte bir üzüntü ile kıza doğru eğildi "kırılıyorum ama!" Chaeyoung omuz silkip pamuk şekerinden bir parça koparıp ağzına attı.
"hala öpüşmek istemediğine eminmisin?" Chaeyoung kızaran yanaklarının görünmemesi için başını kenara çevirip konuştu "biraz daha konuşursan seni burdan aşağıya atacağım!" Hoseok sesli bir şekilde kahkaha atıp kollarını kıza sardı "utanınca fazla tatlı oluyorsun pankekim!"
.......
Chaeryoung iki saattir gördüğü aynı manzaraya karşı derin bir iç çekti çocukların niyetlerini geçte olsa anlamıştı ama hiç bir şey söylemiyordu "Chae?" Yeonjun'un konuşması ile kız bakışlarını yanına çevirdi "efendim" Yeonjun bir kaç saniye kızın yüzüne bakıp konuştu "aramızdaki soğukluk artık sinir bozucu olmaya başladı eskisi... Eskisi gibi olalım" Yeonjun istemeye istemeye konuştuğunda Chaeryoung derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı "eskisi gibi olmak istemiyorum"
Yeonjun kızın söylediğine karşı şaşkın bir şekilde kaşlarını çattı "çünkü seni seviyorum"
......
Sana koluna sarılmış Seokjin'e bakıp gözlerini devirdi ve çıkışa doğru yöneldi "madem korkuyorsun neden buraya girelim diye ısrar ettin acaba?!" Seokjin dudaklarını büküp üzgün bir mooda girdi "gelecekteki sevgilinden rahatsız mı oluyorsun?" Sana koluna yapışmış çocuğa dik dik bakıp tekrar göz devirdi "sevgili olacağımızı nerenden çıkardın? Aramızda ne geçtide buna vardın?" Seokjin, Sana'ya inanmaz bir bakış atıp elini kalbine koydu "seni tam on beş dakika sırtımda taşıdım! Daha ne geçmesi gerekiyor??"
"dalga mı geçiyorsun?" Seokjin başını ciddi bir şekilde iki yana salladığında Sana ağlamaklı bir ses çıkardı "bak tamam çok yakışıklısın, güzel geniş omuzlara sahipsin ve çok uzunsun ayrıca beni sırtında taşıyabilecek kadar da güçlüsün ama bu sana ilgi duyduğum anlamına gelmez" Seokjin muzip bir şekilde gülümseyip kızın yüzüne doğru eğildi "bence bana ilgi duyman için yeterli sebepler ha?"
Sana başını iki yana sallayıp ardından sinsice gülümseyip Seokjin'e doğru döndü ve ellerini ceketinin yakalarına koydu "şu an ilgi duymadığım gelecekte duymayacağım anlamına gelmez. tabii güzel bir çıkma teklifi alırsam" Seokjin sesli bir şekilde kahkaha atıp kafasını geriye attı "şanslısın bebeğim çünkü karşında dünyanın en romantik adamı duruyor!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
