-ˋˏ1ˎˊ- balo meselesi, ufak bir tartışma

256 21 36
                                    

1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1. Bölüm|Balo meselesi,
ufak bir tartışma

Natasha çoğu zaman kardeşini severdi. Ancak şu dakikalarda, o çoğu zamanın içinde olmadığı kesindi.

Yelena onu aşağı kattan tüm evi inleterek babasına şikâyet ederken herhangi bir suçu olmaması bir yana, küçük kardeşi istediği şeyler gerçekleşmeyince pireyi deve yapıp ortalığı ayağa kaldırmaya alışmıştı sadece. Bu sefer tüm oklarıysa Natasha'nın üstündeydi.

"Hayır anlamıyorsun, bu çok saçma!" Yelena bir kez daha öfkeyle bağırdı ama sesinde artık bir miktar hayal kırıklığı da hissediliyordu. "Sırf benden iki yaş büyük diye o ne yaparsa ben de aynısını yapmak zorunda değilim, kendi hayatım var benim!"

"Kendi hayatın var, evet." Alexei'nin sesini duyunca gözlerini devirdi Natasha. İkisi de gereğinden fazla yüksek sesle konuştukları için kızıl kız oldukça net bir şekilde kendi odasından duyabiliyordu konuşmaları. "Kendi hayatın vardı, gittiğin son partide üstünde haplarla yakalanmadan öncesine kadar."

"Kaç defa daha söyleyeceğim? O bir kerelikti," diyerek sızlandı Yelena. "Uyuşturucu ticareti falan yapmıyorum!"

"O halde 'para karşılığı hap satıyorsun' mu demeliyim?" Alexei'nin gür sesi biraz daha yükseldi. "Aynı kapıya çıkıyor çünkü!"

"Alt tarafı bir okul balosuna gitmek istiyorum!"

"Ben de diyorum ki, ancak ablan giderse gidebilirsin. Konu kapanmıştır."

Konunun Natasha'yla uzaktan yakından alakası olmamasına rağmen Alexei'nin onu düğüm nokta haline getirmesi aslında oldukça stratejikti. Natasha'nın bu zamana kadar hiç böyle bir isteği ve arzusu olmamıştı. Olacağa da benzemiyordu. Aksine, okul tarafından düzenlenen partili-balolu aktivitelerden oldu olası nefret ederdi. Alexei de bunu kullanarak küçük kızının isteğine imkansız bir şart koymuştu.

Natasha bir iç çekip elindeki kitabın kapağını kapattı. Dakikalardır kardeşiyle babasının sesi yüzünden kitaptaki cümleleri anlamakta zorlanıyor, aynı satırı defalarca okuyordu.

"Buna hile denir!" Yelena bir kez daha bağırdı. "Natasha'nın o baloya ölse de gitmeyeceğini biliyorsun!"

"Aynen öyle." Bu sefer Natasha'nın kulağına Alexei'nin keyifli ve kendinden emin sesi geldi. Stratejik hamlesinin işe yaramasından memnundu belli ki.

Kızıl kız, bu aralar Alexei'ye kızgın olsa da bu konuda hak veriyor oluşunu inkar edemezdi. Yelena için endişelenmekte sonuna kadar haklıydı. Çünkü Natasha da aynı şekilde endişeleniyordu.

Birkaç ay önce gittiği kalabalık bir partide yakalanıp üstünden poşetlerce hap çıkmasıyla birlikte Yelena eve mahkûm olmuştu. Tek başına dışarı çıkması, hafta sonu planları, partiler ve hatta arkadaşlarına yatıya gitmesi bile yasaktı artık. Sabah Natasha'yla erkenden okula gidiyor ve yine birlikte hiçbir yere sapmadan eve dönüyorlardı. Başka bir yere gitmek için dışarı çıkacağı zamansa Natasha da yanında oluyordu. Kızıl kız bu duruma bayılmıyordu elbette ama pek şikâyetçi de değildi, çünkü kardeşinin bu hap olayına o da en az anne-babaları kadar sinirlenmişti öğrenince. Pekala, ara sıra kullanabilirdi çünkü -hadi ama!- Natasha da bazen alıyordu o haplardan. Partilerde, -okul dışı- eğlencelerde vesaire. Fakat satmak çok daha farklı bir şeydi. Eğer satıyorsa, onları temin ettiği başka kişiler var demekti ve o kişiler genellikle tam anlamıyla belanın adı olurlardı. Yelena'yı böyle bir şeyin ortasında bırakacak değildi.

The Ways To Win & Lose In LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin