BÖLÜM ADI:
Kuyunun Ardındaki ParıltılarBölüm şarkıları:
Anne-marie: Beautiful
Maneskin: CoralineMedya: Coraline (Türkçe çeviri)
İyi okumalar ❣🥀
●●●
İnsan en güzel anılarını hatırlamak ama kâbus gibi olan geçmişini unutmak ister değil mi? Öyleki her şeyini verirdi böyle olması için. Halbuki işler hep tam tersi olurdu.
Kabuslarını hatırlardı insan. Kabuslarında sürünüp giderdi. Kabuslarında harabe olurdu. İyi anıları hep zihninde karanlık, görünmez ve de kaybolmuş olurlardı.
Bende böyle değildi. Ne iyiyi, ne kötüyü. Ne rüyayı, ne kâbusu. Hiçbirini hatırlamıyordum. Tek hatırladığım yerler liseden itibaren olan bir kaç anıydı. Çocukluğuma, büyüme aşamama, güldüklerime, ağladıklarıma ve hatta arkadaşlarıma varasıya kimseyi hatırlamıyordum.
Ama şu an, tam da şu an önümdeki manzarayı hatırlıyordum. Dolaba konulan kız benim küçüklüğümdü. Dolaba konulan kız bendim. Beni saklamaya çalışmışlardı ama şimdi bu sokaktaydım. Annemle babamın elini tutmuş güle oynaya ilerliyordum.
Hayır.
Annemle babam değildi.
Annemle babamın rolünde olan iki insandı. Şu an ki ben onları öyle tanıyordu. Küçükken olan ben de öyle kabullenmem için uyarlanmıştı. Hiç zorlanmadan unutmuş ve şu an ki bana ulaşmıştı bu durum.
Bu sefer her şeyi düzeltecektim. Gerçek ben kim onu öğrenecektim.
Küçük ben annemle babamın elini tutmuş güle oynaya sokak boyunca ilerliyordu. Nasıl olur da böyle olabilirdi. Kendi, öz anne ve babamı görmüştüm az önce. Şimdi ise Müjgan ve Hakan Palalı'nın elini tutmuş gidiyordum.
"Okul günün için hazır mısın Umraz?" Annem gülümseyerek kızla konuştuğu zaman önlerine atladım.
"Adın Umraz değil." Beni duyup anlamayı bırak, görmemişlerdi bile. "Sana diyorum." diye bağırdım bu sefer. "Senin adın Gonca. Umraz-" Bir an da içimden geçip gittiklerinde üzerimde bir ağırlık oluştu. Nefesimi tuttum.
"Bu nasıl olabilir?" Onlar ise hiçbir şeyin farkına varmadan geçip gitmişlerdi.
"Hazırım anne." Hayır. O senin annen değil Gonca. Bir kaç dakika sonra okulun olduğu sokağa gireceklerdi. Ondan sonrasını hatırlamıyordum. Peki hatırlamam için ne olması gerekti? Bu anıya gelmeden önce her yer karanlıktı. Şimdi ne yapmam gerekti? O zifiri karanlığı bulmam mı gerekiyordu? Ama en son paramparça olmuştu.
Sanki zihnim parçlanıyordu. Parçaların arasından anılarım gün yüzüne çıkacak gibiydi ama şimdi... Ama şimdi parçacıklar yoktu etrafımda. Boş sokakta, ne yaptığımı ve de hangi tarihte olduğuma emin olmadan duruyordum.
Yürümeye başladım. Küçük ben ve küçük benin anne baba olarak kabul ettiği insanların gittiği yola doğru ilerliyordum. İlerlemem uzun sürmedi. Çünkü birden bire sokaktan döndüğüm zaman yine düşmeye başlamıştım. Bu sefer düşerken etrafıma bakabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilit
Fantasy"Karanlıkta neyi görebilirsin?" "Nasıl hissedebilirsin her şeyini yitirdiğinde ama senin haberin dahi olmadığında?" "Hayır." diye fısıldadı nazikçe. "Sorman gereken sorular bunlar değil." "Ne peki?" Genç kızın sesi titremişti. "Bu gücü nasıl kontr...