"Irmak nerede?!"
Nefes nefese ve endişeli çıkan sesiyle telefonumu cebime atıp önünde durdum. Tanrı şahit ya o çok güzeldi.
"Çocukların uyku saati gelmişti bende uyuttum onları."
Dememle derin bir nefes alıp başını salladı, heyecanlandığım için terleyen ellerimi pantolonuma sürtüp yerdeki minderleri gösterdim.
"Oturalım mı biraz? Hem sıcak bir şeyler de ikram ederim size."
Kararsızca durdu ve arkamda uyuyan çocuklara bakıp başını salladı. O minderlere otururken ben kantinde ki görevliyi aradım ve çay istedim. Çocuklardan kahve kokusuna katlanamayanlar vardı ve rahatsız olmalarını istemiyordum.
Onun yanına mindere oturduğumda ikimizde bir süre sessiz kaldık. Zaten çaylarımız da gelmişti. Beyaz kulplu bardağı kendime alıp diğer kırmızı olanını da Zerrin'e verdim.
Dudaklarını bardağa yaslamasıyla sertçe yutkundum ve önüme döndüm.
"Aslında bir kuzenim var burada yaşıyor. Kendisi psikolog, size yardımcı olabilir diye düşündüm."
Hızlı hızlı ve utançla konuşmam son bulunca kıkırdamasını işittim ve yerde olan bakışlarımı yüzüne çıkardım. Gülmek, ona çok yakışıyordu.
"Lütfen germeyin kendinizi benimle konuşurken. Hem lütfen sizi de çok uğraştırdık daha fazla zahmet vermek istemiyorum."
Başımı iki yana salladım ve gülümsedim. "Hayır lütfen bu benim görevim. Ayrıca kuzenimin de görevi bu, eminim ki size yardımı dokunacaktır. gerçi kendisi benim psikolojimi bozdu da o ayrı."
Dediğimle kahkaha attığında hızla eliyle ağzını kapattı ve çocuklara baktı. Çocukların uyanmadığını görünce sessizce güldü ve giydiği tuniğin etek kısımlarını düzeltti.
"Bu doğallık, size yakışmış."
Neyden bahsettiğini anlamıştım ve yanaklarımın kızarmasına engel olamamıştım. "Gerçekten mi?"
Sorumla içimden kendime küfrederken bir süre kızaran yanaklarımı inceledi ve konuştu. "Gerçekten. Yani makyajdan daha çok yakışmış, tabi makyaj da yakışıyor yakışmıyor değil ama-"
"hey sakin ol. ne demek istediğini anladım."
Dudaklarını ısırıp gülümsedi.
Tanrım, ben çok fena aşık olmuştum."Hala, sen mi geldin?"
Irmak uykulu sesiyle konuşunca ikimizde ona döndük. Zerrin elindeki bardağı yere bırakıp ona doğru gelen yiğenine sarıldı.
"Evet bebeğim ben geldim, bugün birkaç şey olmuş diye duydum?"
Irmak dolu gözleriyle kafasını salladı ve burnunu çekti. "hala ben aslı'ya cicek verdim diye benimle dalga geçtiler. aslı da utandığı için benimle konuşmadı bende sinirlendim döbdüm onları."
Olay şimdi anlaşılmıştı, Irmak ne kadar uğraşsam da bana kendini anlatmamıştı. Zerrin'in ondaki etkisi farklıydı.
"Bebeğim bir daha böyle bir şey olursa öğretmenine söyle tamam mı? Öğretmenin o çocukları uyarır ve hepsi senden özür diler."
Bu sefer bakışları bana döndü. "Öyetmenim gerçekten de benden özür dileyley mi?"
Kıkırdayarak başımı salladım. "Yaramaz çocukları sevmez kimse bu yüzden özür dilemeleri gerekir. Ve yarın geldiğinde hepsi senden özür dileyecek. Söz veriyorum."
Ağlamaya başladı ve o küçük kollarını boynuma sardı. "Teşekküy edeyim kahyamanım."
Gülüp saçlarını öptüm. O sırada Zerrin'de ayağa kalkmış elini uzatmıştı. "Biz bugün erken çıkabilir miyiz öğretmenim?"
Dediğinde şaşkınlıkla gülüp başımı salladım. "Elbette!"
İkisini yolcu ederken kalbimde büyük bir coşku vardı. Aramızda ki çekim hissedebilecek bir güçteydi, bunun bir tek ben mi farkındaydım yahu?
...
tum okurlar fark etti merak etme bebegim agisbzkags
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stay with me | gxg
ChickLitzerrin bir kütüphane görevlisi, melisa ise yasaklı elmayı tatmış bir üniversite öğrencisi. tamamlandı.