Kayıplar elimizden giderken bizdende bir parça götürüyordu. Her kayıp bizi biraz daha eksiltiyordu. Eksikleri fark ettiğimiz zaman kayıplar canımızı daha fazla yakardı.
Bir kayıp bizden en fazla ne eksiltirdi ki ?
Mira'dan birçok şey eksiltmişti. Umut'u kaybettiğimiz günden bu yana yaklaşık bir hafta geçmişti. Bir hafta boyunca ne doğru düzgün benimle konuşmuştu ne de yemek yemişti. Odasında kendini dış dünyadan soyutlamış bir şekilde vaktini geçiriyordu.
Okul idaresi durumu bildiği için bir hafta bize izin vermişti. Mira'nın bu bir hafta dışında okula geri döneceğini zannetmiyordum.
Günlerdir yemek yemediği için ona hafif bir çorba yaptım , midesine birşeyler girmesi gerekiyordu. Kaseye bir kepçeden biraz fazla çorba koydum , tepsiye; biraz ekmek ,bir bardak su ve bir kaşığı bıraktıktan sonra Mira'nın odasına doğru ilerledim.
Kapıyı çaldım ama ses gelmeyeceğini bildiğim için beklemeden içeriye girdim.
Tatlı kokusu.
Benim küçük güzel kızım, canın yanıyor ve ben buna dayanamıyorum. Acının iliklerine kadar işlediğini hissediyorum ama elimden hiçbir şey gelmiyor. Acını bana vermek ister misin ?
Acını bana verebilirsin.
Kalbini sızlatan o ağrıyı nasıl taşıyorsun narin yüreğinde ?
Doğru söyle sen , benden bile daha güçlüsün değil mi ?
Sana yemin olsun güzel kızım , canını yakanı cehenneme ben göndereceğim.
"Mira , gel güzelim sana çorba getirdim,"
Penceresinin önünde duran tekli koltuğa sırtını yaslamış bir vaziyette oturuyordu. Dışarıya değil gökyüzüne bakıyordu. Gözlerinin aradığı şey dışarıda değildi, gökyüzündeydi.
"Yok yemeyeceğim, saol."
Sesi o kadar kırılmıştı ki küçük bir bebeğin ince sesi gibiydi.
"Günlerdir ağzına tek bir lokma koymadın, sen yemediğin zaman ben yiyebiliyor muyum sanıyorsun?"
"Ezel gerçekten yemek istemiyorum. Midem aç değil, kalbim aç. Kalbimi doyurabilicek bir şeyler varsa onları getir bana olur mu ?"
Boğazımdaki yumruk soluk boruma oturdu , nefes almamı engelledi.
"Pekâlâ, abin ve aleyna birazdan burada olur. O geldiğinde nasıl olsa yiyeceksin."
Bana cevap vermedi ve yukarıyı izlemeye devam etti , daha fazla orada duramayıp elimdeki tepsi ile odadan dışarı çıktım.
Sözleri eskisinden çok farklıydı, Mira eskisinden çok farklıydı. Bir haftada o kadar başka biri olmuştu ki , hem aynı kişiydi hem değildi sanki.
Tepsiyi olduğu gibi mutfak tezgahına bıraktım ve balkona çıktım. Masanın üzerinde duran sigara paketinden bir dal aldım ve kenarda ki çakmak yardımıyla ucunu alevlendirdim. Yoldan gelip geçen arabaları izlerken çok hissizdim. Bir haftada bu evde birçok şey değişmişti, en başta biz olmak üzere.
Ömrü sona gelen sigara izmaritinin celladı olup söndürdüm. Kapı zilini evin içinde dolaştığında ayağa kalkıp kapıyı açtım.
Merih Çelin ve Aleyna Aksel.
Merih , Mira'nın ağabeğiydi. Aleyna ile yaklaşık 2 yıldır ilişkileri vardı. Merih okulu yarıda bırakmıştı, kendi isteğiyle liseyi bitirdikten sonra bir dövme stüdyosu açmıştı. Aleyna stajyer veterinerdi, Merih ile klinikte tanışmışlardı. Merihin köpeği hector sayesinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEĞİNİ TAK (+18)
Ficção AdolescenteArafta kalmak kolay değildir. Seçenekler bazen insanın sonunu getirir, ama bazen Kurtuluşu olur. Ezel Kuray arafta kalmaya yakın bir kadındı. Peki onu kurtaracak olan seçenek neydi ? ÇİÇEĞİNİ TAK. ...