2

187 11 0
                                    

Şaşkınlığını üzerinden atamazken karşısındaki sıcak bakışlı çocuğun gözlerinden kendini alamıyordu.Onları hiç bu kadar yakından görmemişti.Nasıl bu kadar mükemmel olabilirdi?

"Rhea?" derken yavaşça geri çekildi Cedric.Dudaklarında o bilindik güzel tebessümü yer bulurken Rhea ismini ondan duyunca şaşkınlığını biraz da olsa üzerinden atmıştı.Şimdi ise hızlanan kalp atışlarıyla mücadele edecekti.

"Ben de seni görmeyi umuyordum."diye devam etti Cedric."Koridorda Anna'yı gördüm.Bana burada olduğunu söyledi."

"Ah." dedi sadece Rhea.

Bir süre sessizce birbirlerine bakmaya devam ettiler.Bir şey söylemesi gerekiyordu ama dili tutulmuştu sanki.

Her zaman açık sözlü ve kendinden emin konuşurdu.Neden bu çocukla karşılaştığında böyle oluyordu ki?

Cedric hafifçe güldü."Seni neden aradığımı biliyorsun değil mi?"

Galiba bugün yemekteki olay içindi.

"Madam Pomfrey'in yanından geliyorum şimdi.Yaptığın şeyin muggle yöntemi olduğunu ancak çok etkili olduğunu söyledi.Sana minnettar olmalıymışım çünkü hızlı davranmasaymışsın ölebilirmişim."

"Ah." dedi tekrar.Artık farklı bir ses çıkarabilir miydi?

"Şey..." Gözlerini kapatıp tekrardan başını kaldırdı ve bu sefer kendini biraz daha toparladı."Önemli değil.Kim olsa aynısını yapardı."

Bunu bugün daha kaç kere söylemek zorundaydı?

Cedric başını iki yana salladı.

"Yapamazdı Goldsmith.Sadece sen yapardın.Ve ben sana hayatımı borçluyum."

Utanç içinde gülümsedi genç kız.

"Hayır o kadar önemli bir şey değildi gerçekten.Lütfen kendini borçlu hissetme."

Güzel çocuk ona doğru bir adım attı.Böylece çam kokusunu alabilmişti genç kız.Gözlerini kapatıp içine çekmemek için zor tuttu kendini.

"Hiç değişmemişsin Goldsmith." dedi kısık sesle.Hafifçe eğilip yüzünü kızın yüzüyle aynı hizaya getirdi."Bakışların...İlk günkü gibi."

5 Yıl Önce

"Müzik dinlemeyi seviyorum derken muggle müziklerini kast ettiğini düşünmemiştim." dedi küçük oğlan gülerek."Ama bu şarkıyı sevdim.Başka güzel şarkıları da var mı?"

Küçük kız gülerek walkmaninden başka bir şarkı açtı.

"Buna bayılacaksın o zaman." demeyi de ihmal etmedi.

Daha yeni tanıştığı bu çocuğa bu kadar çabuk alıştığına inanamıyordu.Anna ile bile arkadaş olması çok uzun sürmüştü.Ama bu çocuğu yıllardır tanıyor gibiydi.

"İstersen sende kalsın şimdilik.Sonra verirsin."

"Gerçekten mi?" dedi şaşkınca çocuk."Daha beni tanımıyorsun bile.Ya geri vermezsem?"

"O zaman sana bir hediye vermiş olurum ve bu beni çok mutlu eder." diye cevapladı neşeyle.

Küçük oğlan ve küçük kız birbirlerine neşeyle gülümserken neden bu zamana kadar tanışmadıklarını soruyorladı içten içe.

*

"Sen şu an ciddisin değil mi?!"

Anna'nın amansız çığlığı henüz sabahın erken saatlerinde Hogwarts büyük salonunda yankılanmıştı.Birkaç ters bakışın da odağı olmuşlardı.

Pine and MangoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin