Pine and Mango

6

Balo günü sonunda gelip çatmıştı! Hogwarts'da herkesin üstünde balo telaşesi vardı.

"Ah hala Carlson'ın sana teklif ettiğine inanamıyorum.Bu anı nasıl kaçırabildim lanet olsun!"

Rhea makyajındaki son rötuşları yaparken gülmeden edemedi.

"O sarhoş halinle George Weasley ile baloya gitmeyi kabul ettin Anna.Daha şaşırtıcı olan bir şey varsa o da budur." diye kıkırdadı.

"Ahh..." diye inledi genç kız."Tüm gece ikizlerin aptal şakalarını dinleyeceğime inanamıyorum..."

Şaka bir yana kendisi de hala Carlson'ın dikkatini nasıl çektiğinden emin değildi.Pek konuşmuşluğu yoktu.Hakkında tek bildiği kızlar arasında yakışıklılığıyla nam saldığı ve Cedric'in en çok takıldığı arkadaşlarından biri olduğuydu.

Rhea aynaya son kez baktığında bu görüntünün hoşuna gittiğini düşündü.Okyanus mavisi omuzlarını açıkta bırakan vücudunu saran ve dizlerinin hemen üstünde biten elbise babasının ona hediyesiydi.Dalgalı açık kahverengi saçlarını omuzlarından aşağı bırakmış yüzüne de abartı olmayan bir makyaj yapmıştı.

"Muggle ürünleri gerçekten harika.Bir ara beni alışverişe götürmelisin." diye konuştu arkadaşı hayranlıkla onu süzerken.

İnce topuklu gümüş rengi ayakkabısını da giyerken "Sen de bir büyücüye göre harika görünüyorsun Anna Lilith Stiles." dedi Rhea.

"Bu kadar övgü yeterli haydi geç kalmayalım!"

*

Balo salonuna girdiklerinde içinde bir heyecanın yükseldiğini hissetti.

"Merlin'in sakalı...Harika görünüyor!"

Anna salona hayranlıkla bakarken Rhea'nın onu hafifçe çekmesiyle merdivenden aşağı inmeye başladı.

Rhea dikkatli bir şekilde merdivenden inerken uzaktan kavalyeleriyle duran ve onlara el sallayan altın üçlüye gülümsedi.Granger onay işareti yaparak dudaklarıyla okunur bir şekilde "Harika görünüyorsun!" diyordu.O da aynı şekilde "Sen de harikasın!" diye karşılık verdi.

Merdivenlerin sonuna geldiklerinde George Weasley kalbinden vurulmuş gibi bir hareket yaparak Anna'yı karşıladı.Anna göz devirirken Rhea kıkırdamıştı.

"Harika görünüyorsunuz leydim.Sizi çalmam gerekecek."

Anna yapmacık bir gülümseme ile Weasley'in reverans yaparak uzattığı elini tuttu."Biraz sonra yanına kaçarım." diye fısıldayarak ondan uzaklaştı.

Rhea onlara gülerek bakarken gözleri Matthew'i aramaya başlamıştı bile.

Neredeydi bu çocuk?

"Rhea?"

Yan tarafından gelen oldukça tanıdık o ses ile bakışlarını sesin sahibine çevirdi.

Cedric Diggory resmi cüppesiyle harika görünüyordu.Her zamanki gibi...Nasıl daha da yakışıklı görünebilirdi?Genç kız kendisine bakan ela gözlere takılıp kalırken bir an bayılacağını düşündü.

"Bu...Sensin değil mi?Rhea Goldsmith?" dedi genç adam şaşkınlığını belli eder şekilde.

Genç kız hafifçe gülümsedi.

"Benim Diggory.Daha fazla şaşırırsan alınacağım.Normalde o kadar paspal görünmüyorum."

Cedric gözlerini kırpıştırarak güldü.

"Ah hayır...Normalde de çok gü-Paspal değilsin.Demek istediğim..."

Rhea güldü.

"Sakin ol Diggory.Şaka yapıyorum.Bunu iltifat olarak alacağım."