9

239 15 3
                                    

"Bunu yaptığına inanamıyorum!Hem de o Ravenclaw kızı yüzünden?Ciddi misin?"

Anna arkadaşının sıkıntılı halinin sebebini öğrendiğinde yaşadığı şaşkınlığı göstermekten çekinmemişti.

"Yapmak zorundaydım Anna.Bu onun iyiliği için-"

"Hah!" diye kesti Rhea'nın sözünü."Cedric böyle mi iyi olacak sanıyorsun?Sana neden yaptığını söyleyeyim Rhea,hislerinle yüzleşecek cesaretin olmadığı için bahane arıyordun ve ilk fırsatta bunu kullandın."

Rhea kaşları çatık bir şekilde bacaklarını karnına çekti ve başını dizlerine koydu.

"Üstüme gelme Anna...Zaten berbat hissediyorum."

"Öyle olmalı zaten!" dedi Anna."Eminim ki Cedric daha da berbat hissediyordur."

"Onun gözünde sandığın kadar önemli değilim.Zamanla iyi olacaktır..."

Anna arkadaşına inanamayarak baktı."Sen öyle san."

Rhea bir şey söylemeden ayaklandığında "Nereye?" diye merakla soran arkadaşını "Biraz hava alacağım." diyerek yanıtladı.

"Bu saatte mi?Dışarı çıkmak yasak!"

Karanlık koridora çıkarken "Lumos." diye fısıldadı ve kendisini uyarmaya çalışan arkadaşını duymazlıktan geldi.Bu konuda kimsenin ona destek çıkmasını beklemiyordu elbette.

Önceki akşam o şekilde ayrıldıktan sonra okulda onu görmek sandığından daha zordu.Yüzüne dahi bakmıyordu.Zaten aksini beklemiyordu ama...Bunun kalbine yüklediği ağırlıkla nasıl mücadele edeceğini kestiremiyordu genç kız.

Hufflepuff binasından ayrılıp astronomi kulesinin merdivelerini ağır ağır tırmanırken tablolardaki resimlerin merakla fısıldaştığını ve kendisini izlediklerini farkedebiliyordu.Bir yandan Profesör Sinistra'nın buralarda olmaması için dua ediyordu.Bazı geceler dersliğe gelip saatlerce gökyüzünü izlediğini duymuştu.

O kadar boğuluyordu ki bir an nefessiz kalacağını zannedip adımlarını hızlandırdı.Öyle ki neredeyse hareket eden merdiven yüzünden duramayıp aşağı düşecekti.

Dünyanın en iyi kalpli insanını kırmamın cezası Hogwarts merdivenlerinden düşüp ölmek olamaz değil mi?

Sonunda tüm gökyüzünü görebildiği kulenin tepesine ulaşmıştı.Kapıyı açıp buz gibi havayla temas edene kadar üzerine bir şey almadığını fark etmemişti.

Kollarını kendine sararken yavaş adımlarla ilerlemeye başladı.

Orada birisi duruyordu.Sırtı kendisine dönüktü ancak biraz tanıdıktı sanki...

O silüet adım seslerini işitmiş olacak ki bir anda arkasını döndü.İstemsizce asasının ışığını söndürdü.Karanlıktaki silüet yüzünü bir süre inceledikten sonra şaşkınlıkla adını seslendi.

"Rhea?Bu sen misin?"

Genç kız da Matthew Carlson'ı gördüğü için en az onun kadar şaşkındı.Burada Profesör Sinistra ile karşılaşma ihtimalinin daha fazla olduğunu düşünüyordu oysaki.

"Burada ne yapıyorsun?" dedi genç kız daha da yaklaşarak.

"İnanır mısın aynı soruyu ben de soracaktım." dedi genç adam alaycı ses tonuyla.

Genç kız o anda elindeki dumanı tüten pipoyu fark etmişti.

"Bu yasak değil mi?"

Matthew piposunu ağzına götürmeden önce "Buraya çıkman yasak değil mi?" diye cevapladı onu.

Pine and MangoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin