I don't want to be your friend, I want to kiss your neck

10.2K 856 458
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


-

Kapı çalıyordu.

Ve ben kapının arkasında kimin olduğunu görmeden biliyordum.

Buradaydı, benim için. Benim için buradaydı ve bana destek olmak için gelmişti.

Nasıl olmuştu bilmiyordum fakat bir şekilde olmuştu işte. Ne olduğunu bilmediğim hislerimin bir şekilde altında kalmıştım ve elini bana uzatan kişi oydu.

Kim Taehyung.

Beni annemden bile daha çok umursuyordu, bana ilgi gösteriyordu. Tüm bunları neden yaptığını bilmiyordum ama bir şekilde beni iyi hissettirmeyi başarıyordu işte.

Şimdi yavaşça araladığım kapının arkasından dolu gözlerim ve dağınık saçlarımla bakarken beni bu halimle gördüğü için utansam bile umursamamaya çalışıyordum. Demiştim ya, o benim için buradaydı ve başka bir şeyin önemi yoktu.

Önce yüzümde oyalandı bakışları. Yavaşça tüm yüzümde gezindi. Biraz ağladığım için kızarmış olan burnumun ucu ve yanaklarımda oyalandı. Ardından üstümü taradı ve sonra tekrar gözlerimde durdu.

Benim aksime o daha iyi görünüyordu. Gözleri mesela... benimki kadar cansız değildi. Ama anlamıştım yine de ben bana hala kırgın olduğunu.

"Girebilir miyim?" Tereddüt dolu sesi beni kendime getirirken hızla geri çekilerek kapıyı daha fazla açmış ve içeri geçmesi için alan bırakmıştım ona.

İnce bedeni kapıdan içeri süzülmüş ve salona doğru adımlamıştı.

"Odama gidelim." Pürüzlü sesimle duraksamış ardından kafasıyla beni onaylamıştı.

Önden ilerleyerek onu odama kadar peşimden getirmiştim. Koyu mavi tonlarının hakim olduğu odama girdiğimizde derin bir nefes aldığını işitmiştim.

Ardından bileğime dolanan parmakları hissetmiştim. Vücudumu hızla kendine doğru çekerek beni kolları arasına aldığında dolmak için bahane arayan gözlerim tekrar dolmuştu. Kalbimdeki kırıklar canımı daha fazla acıtmıştı sanki.

Kollarım ile ince belini sardım ve kafamı göğsüne bastırırken titrek bir nefes aldım. Bir eli ensemde ki saçlarla oynarken diğeri sırtımdaydı.

"Normalde bunu yapmayacaktım ama berbat görünüyordun."

Kollarım belinde daha sıkı bir hal alırken alnımı iyice bastırdım göğsüne ve burnumu çektim.

"Sümüklü mü oldun birde?" diye sorduğunda bu sefer kendimi tutamayıp gülmüştüm.

Kafamı kaldırarak alttan ona baktığımda keskin çene hattına takılmıştı gözlerim direkt olarak. Kim Taehyung cidden fena bir çocuktu. Keskin ama yumuşak görünen çenesine dudaklarımı değdirmek istemiştim. Dudaklarım orada gezinsin ve ikimizde bu durumdan hoşnut olalım istemiştim. İstemekle kaldım.

want to live | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin