-
Kim Taehyung'un tekrardan benim için o kapının önünde beklediğini bilmek yine beni tarifi imkansız duyguların içine sürüklemişti.
Kalbim ağzımda atıyordu.
Her defasında böyle mi olacaktım bilmiyordum ama önceden sürekli ters davrandığım çocuğa karşı böyle duygular besliyor olmak beni kafamın içindeki bilinmez sokaklara götürüyordu.
Artık kabullenmiştim. Ondan hoşlanıyordum.
Ben Kim Taehyung'tan deli gibi hoşlanıyordum.
Öyle ki çaldığı zili duyduğum gibi düşme tehlikesi atlamamı bile umursamadan koşarak kapıya ulaşmıştım. Tek isteğim onun kolları arasında olmaktı. Ve bu isteğim o kadar ağırdı mi kapıyı açtığım gibi onun telaşlı ancak her şeye rağmen güzel olan yüzü görüş açıma girmiş ve ben hiç beklemeden kollarımı beline dolamıştım.
Kafam göğsündeki yerini alırken sıkıca belini kavramış ve hiç ayrılmak istemediğimi belli edercesine ellerimi arkasından birbirine kavuşturmuştum.
Onunda kolları sımsıkı bedenimi sardığında hissettiğim rahatlama ve güven hissiyle derin derin soluklanmıştım. Saçlarımın üzerine bir öpücük kondurması ise gözlerimi kapatmam için yeterliydi.
"Bu ne hoş bir karşılama böyle." diyerek güldüğünde bu manzarayı kaçırmamak için hemen kafamı kaldırmıştım. Kare gülümsemesi dudaklarında ki yerini almışken dünyanın en güzel manzarası buymuşcasına izlemiştim onu.
Hoş, benim için öyleydi zaten.
"Hoşgeldin hyungie." diye mırıldandığımda gözlerinde ki ışıltıyı da aynı anda yakalamıştım.
"Gerçekten çok hoş buldum." dedikten sonra eli saçlarıma ulaşmış ve tutamlarını yavaşça okşamıştı. "İçeri geçelim mi artık?"
Sorusuyla istemeyerekte olsa ondan ayrılmış ve kenara çekilerek onunda içeri geçmesini beklemiştim. Yolu bildiği için direkt olarak odama doğru adımlamaya başlamıştı. Bende arkasından bedenini izlerken onunla beraber yürümüştüm.
Odama girerek kendini yatağıma sırt üstü attığında gülümsemiştim. Etrafa doğru açtığı kollarından birini işaret ettiğinde yüzümdeki gülümsemeyi silmeden yatağa adımlamış ve kafamı hemen göğsüne konumlandırmıştım. Bir kolumu karnını üstüne doğru attığımda ise kıkırdadığını duymuştum.
Çok güzeldi.
Tanrı şahidim olsun ki o çok çok fazla güzeldi ve bunun uzun zamandır farkındaydım ama kendimi frenlemem gerekiyordu işte.
Parmaklarını saçlarımda hissettiğim anda kapanan gözlerimle beraber derin bir almıştım.
"Geldiğin için teşekkür ederim." Fısıltı gibi çıkan sesimi nerede bıraktığımı bile bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
want to live | taekook
FanficJeon Jungkook sadece ölmek istiyordu. -İçeriğinde intihar ile ilgili olaylar var, etkilenebilecek olanların okumaması tavsiye edilir. texting instagram