Babamı teyet geçip yola devam edeli 5 dakika olmuştu. Okulum yürüme mesafesiyle ortalama 15 dakika sürüyordu. Daha önce kayıt sebebiyle gittiğim için biliyordum. Tek fark bu kez yalnızdım. Hayatım gibi. Yalnız , ıssız , sessiz. Keşke hep böyle geçseydi. Hep yollar gibi bir başıma olsaydım. Heryere gitsem , her yöne aksam ama yalnız olsaydım. Keşke gökyüzü olabilseydim. Herkes baktığında beni değil de duvarlarımı görseydi. Yalnızlığa mahkum olsaydım. İçimdeki yıldızlarla bir başıma kalsaydım.
Düşüncelerim beni hep yormuştur. Bu yüzden düşünmeyi bıraktım ve yola devam ettim. Okula vardığımda tören için okul bahçesinde toplanılmıştı. Facia , tam bir faciaydı. Kalabalıktan nefret ettiğimi söylemiştim. Fakat beni gören müdür yardımcımız Sehtap KIRIKLI hemen sırada bir yerler bulmam için beni yönlendirdi. Benin için en uygun yer olan arka son sıraya geçtim tabiki. Okulun ilk günü orda kimse olmazdı. Herkes hızla sınıflara dağılabilmek için önlerden yer kaparlardı. Okulun son günü ise bu işler tam tersine dönerdi. O zamanlarda içeride kalmayı tercih ederdim ama eğer zorla çıkarılırsam da ön sıralardan bir yer kapmaya çalışırdım. Belki çok uzak kalmazdım kalabalıkta ama hiç değilse daha az insanın bulunduğu bir yerde olurdum. Bir insan bir insandır değil mi ?
Tören bitti ve sınıflara dağılma başladı. Henüz hangi sınıfta olduğumu bilmediğim için az önce de bahsettiğim müdür yardımcısının yanına gitmeliydim.
Kalabalık tam anlamıyla dağıldığında ben de yürümeye başladım. Olabildiğince yavaş hareket ettim çünkü ne kadar yavaş kalabalığa o kadar geç varmak demekti. Adımlarım bir kar topu gibi büyürken kendimi Müdür yardımcısı Sehtap KIRIKLI yazısının altında buldum. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Başta elindeki kağıtları okumaktan içeri girdiğimi fark etmedi dahi. Sonrasında boğazımdan bir mırıltı çıkardım ve başını kaldırıp bana baktı. Ufak bir gülümsemenin ardından " Hoşgeldin canım , ne istemiştin?" dedi. Onun aksine hiçbir mimik takınmadan "Yeni geldim, fakat sınıfımı bilmiyorum. Rica etsem benim için bakabilir misiniz?" dedim. Başıyla onayladı ve "Tabiki. Adını , sınıfını ve okul numaranı alabilir miyim?" dedi. "İsmim Gece AKAN. 11. sınıfım ve okul numaram 3002." deyince önündeki bilgisayarla ilgilenmeye başladı. Birkaç dakika ardından tekrar gülümseyerek " 11 G sınıfındasın tatlım. 3. Kata çıkıp sağa yönelirsen birkaç sınıf sonra görebilirsin." dedi ve tekrar gülümserken elindeki gözlüğüyle kapıyı işaret etti. Odadan çıktığım an göz devirerek işlerine döneceğine iddiaya girebilirdim.Daha fazla uzatmadan odadan çıktım. Şu an taban katta olduğum için 3 kat daha çıkmam gerekiyordu. Ve tabiki yavaşça çıkacaktım. 5 dakikalık yürüyüşün sonunda sınıfımın bulunduğu kata çıktım. Tüm öğrenciler çoktan sınıflarına girmiş ders başlamıştı. Ağır adımlarla koridorun sağına yöneldim ve gözlerim sınıfımı araya başladı. Koridorun sonuna vardığımda onu buldum. Sanırım ders henüz başlamamış olmalıydı çünkü içerden gelen sesler bir öğretmen varken geliyor olamazdı. Ben de boş verip geri dönecekken bir öğretmen "Sen yeni misin?" diyerek önümü kesti. Başımı sallayarak onay verdim. " Hangi sınıftasın?" diye sorunca " 11 G" diye cevap verdim. " Güzel öyleyse içeri geçebiliriz." dedi. Yakınırcasına bakışlar atarken ardından içeri girdim. "Merhaba arkadaşlar , beni özlediniz mi bakayım?" diyerek içeri gülücükler saçtı. Hep bir ağızdan "Eveett!!" diye bağırdı öğrenciler. Ahhh bu bir işkence gibiydi. Daha sonra öğretmen bana dönerek boş yerlerden birini işaret etti ve " Şuraya oturabilirsin." dedi. Düşünmeden ve kim olduğuna bakmadan sıraya yöneldim ve çantamı kucağıma alarak oturdum. " Evet çocuklar açın bakalım defterleri." dedi ve öğrencilerden "Hocaam bu gün ilk gün amaa!!" gibi çığlıklar duyuldu. Hoca hafifçe gülümsedi ve " Sanırım haklısınız , biraz abarttım." dedi ve kırmızı minderi olan dönerli koltuğuna oturdu. Bazı öğrenciler hocayla sohpet ederken kimileri kendi aralarında birşeyler söyleyip kahkahalara boğuluyordu. Dışarı çıkmamız yasak olduğu için uyumaya karar verdim ve kucağımdaki çantayı masanın üzerine indirip başımı be kollarımı ona yasladım. Gözlerimi kapattım ve uyumaya başladım. Ne kadar uyuduğumu bilmiyorum ama birinin beni sarsmasıyla uyandım. Sonra bir ses duydum. Kadifemsi ve narin bir ses "Hadi uyan güzellik." dedi. Ne olduğunu anlamak için kafamı kaldırdım ve beni sarsan ellerin sahibine baktım. Buhulu gözlerimden tam anlamıyla birşey göremiyordum ama kumral saçları ve kırmızımsı dudağı rahatça seçilebiliyordu. Ona bakınca ufak bir gülümseme takındı ve " Öğlen oldu , belki birşeyler yemek istersin diye uyandırdım. Kusura bakma." dedi. Umursamazca yüzüne baktım ve daha sonra tekrar başımı çantama yasladım. Derken yine uykuya daldım. Bir süre sonra tekrar sarsıldığımı hissettim. Yine oydu. "Yemek yememiş olabilirsin ama okulda kalmayı düşünmüyorsun , değil mi?" diyip gülümsemeye başladı. Cebimden telefonumu çıkardım. Gerçekten de çıkış saati gelmiş , 15 dakika geçmişti bile. " Biraz daha uyumanı istedim ama artık gitmeliyiz." dedi. Ayağa kalktım. Kalkarken çantamı da kaldırıp tek koluma taktım ve yürümeye başladım. Arkadan yürüyüp yanıma geldi. Birlikte bir süre yürüdük. Oda benim gibi yavaş yürümeyi mi seviyordu yoksa bana ayak uydurmak için mi böyle yürüyordu bilmiyorum fakat oldukça uyumlu bir şekilde 10 dakika kadar yürüdük. Ne o ağzını açtı ne de ben. 10 dakikanın sonunda yollarımızın iki farklı kola ayrıldığını fark ettik. Bana doğru baktığını hissettim. Ben yürümeye devam ederken " Burda yolum ayrılıyor. Yarın görüşürüz güzellik. " dedi. İstemsizce dönüp ona baktım. Gülümsedi ve yoluna devam etti. Çok... garip hissetmiştim. Benimle konuşmaya çalışan ilk kişi değildi. Evet belki çok sık olmazlardı ama kendini psikolog zanneden çoğu kız ve herkesin kendini sevdiğini , konuşmak istediğini zanneden sürtükler de benimle konuşmaya çalışmıştı. Fakat o sanki sadece konuşuyordu. Kendi için değil de benim için benimle konuşmak istemişti. Bana ne oluyordu böyle. Sanki onunla konuşmak istiyordum. Kendime gelmeliydim. Düşüncelerimi dağıttım ve yola devam ettim. Birkaç dakika ardından ev göründü. Babam hâlâ köpeğin kulübesini onarmaya çalışıyordu. Gerçekten tam bir hüsrandı. Tekrar onu teyet geçtim ve odama çıktım.
Sanırım okulun ilk günü...benim için de bir ilkti....

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ AŞK
Ficção Adolescente"Ben geceydim o ise ayım olmaya kararlıydı..sonra ben de onun için yıldızları oluşturdum..birlikte parladık gökyüzünde.. ."