2. Bölüm

41 5 30
                                    

Yeni bir bölümle karşınızda olan ben. Medyaya bayıldım. Sizler bölümü okumadan önce bir şey söylemek istiyorum. Bu bölüm için bir spoiler vereyim. İlk olarak karşılaşma var. Nasıl mı karşılaşacaklar? Bilmem... İyi okuyun ama. Biraz fazla betimleme yapabilirim. En sevdiğim şey ne de olsa. Ayrıntılı anlatımları çok severim. Ama sıkmayacak şekilde olursa. İyi okumalar💜

Pasaport işlemlerini halletmiş ve bavulumu teslim etmiş bir şekilde son kontrolden geçmeyi bekliyordum. Sıra vardı. Bugün havalimanında kalabalık oldukça yoğundu. Uçakta yanıma alacağım sırt çantamın içindeki siyah şapkamı alarak başıma geçirdim. Sıra bana yaklaşmıştı ve kimse tarafından tanınmak istemiyordum. En azından basın duyup hakkımda yalan yanlış şeyler çıkarsın istemiyordum. Yani bazı yayın kuruluşları. Çünkü bu sabah bir yayın kuruluşuna canlı olmaması ve bir gün sonra akşam saatlerinde yayınlanması için bir röportaj vermiştim ve kısa süreliğine Kore'de yaşayacağımı duyurmuştum. Orada bir dizi projesi için bulunacağımı herkes öğrenecekti ve ben sadece daha erken olmaması için uğraşıyordum. Güneş gözlüğümü gözüme geçirip bakışlarımı yanımda duran Çınar'a çevirip ona bakmaya başladım. Stresten iyice terlemişti. O da burada görülme ihtimalimizden oldukça rahatsızdı.

Sol elimi sağ koluna koyup bana bakmasını sağladım ve ona yavaşça gülümsedim. Kafamı yukarı aşağı hareket ettirerek sorun olmayacağını belli etmek istedim. Tabi stresten ne anladığını çözememiştim. Ama bana gülümseyince anladığını çözdüm ve başımı önüme çevirdim.

O sırada ayaklarıma çarpan sert bir şeyle bir adım öne attım ve arkamı döndüm. Yere baktım ve bunun küçük bir bavul olduğunu gördüm. Yerde sürüklenmiş olmalıydı. Kafamı kaldırıp bu tarafa doğru başında siyah şapka ve siyah maskesiyle koşan bir adam gördüm. Onun bavulu olduğunu anlayıp yere eğilip sapını elime aldım ve bavulu tutup kaldırdım. Biraz ağırdı. Allah aşkına küçücük bavula ne koyabilirsin bu kadar?

Birkaç adım ötemde durup ellerini dizine koyup soluklanan adama doğru ilerlemeye başladım. Sanki ben adım attıkça zaman genişliyor ve ağır çekimde yürüyormuş gibi hissediyordum. Bu nedenle ayağımdaki sızıyı bile unutmuştum.

Adımlarım onun önünde durduğunda bavulunu uzattım ve gülümsedim. Ellerini dizlerinden çekmiş bana bakmaya başlamıştı. Aşağıya doğru çekik gözleri vardı. Bu durumda onun Koreli olduğunu anlayabiliyordum. Gözlüğümü gözümden çıkardım ve "Dikkat edin lütfen. Bana bir zararı olmadı fakat ciddi bir şekilde ayağımdan yaralanabilirdim. Bir çocuğa da gelebilirdi. Emin olun bu kadar az hasarla kurtulamayabilir ve ailesi de bu kadar sakin olmayabilirdi." diye Korece bir cevap verdim. Kaşlarını kaldırıp bana baktı ve başını aşağı yukarı oynatarak yutkunup bavulunu alıp arkasına döndü ve pasaport kontrol yerine adımlamaya başladı.

Arkamı dönüp sırama ilerlemeye başladım. Sırama gelince, "Ne oldu?" diye soru soran Çınar ile arkamı döndüm ve "Hiçbir şey." diyerek tahminime göre arkadaşları olduğunu tahmin ettiğim kişilerin yanında arkasını dönmüş bir şekilde bakışlarını bana çevirmiş bakan adama baktım. Yanındaki ondan uzun olan arkadaşı ona bir şeyler söylüyordu. İçimde garip bir ürperti hissettim ama Çınar'a belli etmedim. Onun önüne dönmesiyle bende önüme döndüm ve bana gelmiş olan sırayla öne adımlayıp son kontrolümden geçtim.

***

Bluetooth kulaklığımı kulağımdan çıkarıp yanı taraftaki koltukta uyuyakalan Çınar'a baktım. Business Class'ta uçuyorduk. Yani herkes tek koltuktaydı. Çınar'da boyun yastığını boynuna geçirmiş rahatını kurmuş bir şekilde uyuyordu. Ama ben uyuyamıyordum. Uçaklar beni her zaman tedirgin ederdi. Yolculukta bile havayolunu tercih etmeyen bir insandım ben. Küçüklükten kalmış bir korkuydu. Bu korkumu yenmeyi başarmıştım fakat yine de tedirgin oluyordum. Küçükken ailemle teyzemlerin İzmir'de ki yazlığına giderken uçağı tercih etmiştik. 9-10 yaşlarında falandım ve uçak türbülansa girmişti. O günden sonra her uçak yolculuğunda korkum baş göstermişti ve babam ile annemin işi nedeniyle hep tayinleri çıkıyordu. Ben de onlarla beraber gitmek zorunda kalıyordum. Ailem de bu korkumu yenmek için çok uçak yolculuğuna çıkmıştım ve sonunda yenmiştim. Tabi biraz da psikolojik destek sayesinde.

KORE USULÜ AŞK / KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin