Yorum sınırı; 50
Oy sınırı; 13Elbise medyada, ve üzgünüm ki smut diğer bölüm. Sınır ne kadsr hızlı geçilirse, bölüm o kadar hızlı gelir. Lütfen yorum yapın. 😭
Önümdeki aynadan, üzerime giydiğim iki parçalık kıyafeti süzdüm. Üstü siyah, askılı ve oldukça dekolteliydi. Göğüslerim ne çok büyük ne de çok küçüktü. Bu yüzden üst kısım tam oturmuştu. Siyah etekle birleşen parçalar, kendimi güzel hissettirmişti. Siyah göz makyajım ve koyu kırmızı rujum ile mükemmel görünüyordum.
Hazırladığım odaya eksik var mı diye bir baktım. Yatağın yanına bir masa getirtmiş, üzerine güzel bir örtü sererek sabahtan beri görevliyi zar zor ikna ederek yaptığım yemekleri masaya koymuştum. İki tane şamdan eklemiş, kuru güller serpmiştim. Aydınlatmayı değiştirmiş, kırmızı bir ışık yaptırmış ve ortamı daha sıcak, daha romantikleştirmiştim. Doğum günü paatasını gece tam on iki de dolaptan çıkaracak ve ona güzel bir sürpriz yapacaktım.
Saat 9'a geliyordu. Jungkook birazdan evde olurdu. Buraya geleli yaklaşık bir yıl olmuştu ve ben bugün ilk defa bu koca malikaneyi gezmiştim. Bulunduğum yer, milyon dolarlıktı. Mutfağı bile kocamandı, diğer odaları siz düşünün. Eteğimi düzeltelerek sandalyelerden birine oturup beklemeye başladım.
Yaklaşık yarım saat sonra pencereden gecenin karanlığında bir far ışığı gözüktü. Heyecanla ayağa kalkıp daha da kısalmış eteğimi düzeltirken pencereye yaklaştım. Jungkook, bir tanrı gibi arabasından inip eve doğru yürümeye başladığında şimdiden sıcak basmaya başlamıştı. Uzun zaman olmuştu birbirimize dokunmayalı.
Duş falan alacaktı büyük ihtimalle. Ama illaki yanıma gelecekti. Kavgalı olmadığımız ya da benim cezalı olmadığım günler dışında gece beni görmeden yatmazdı. Ve dediğim gibi olmuştu. Kapıya vurma sesi geldi ilk başta. "Lalisa, müsait misin güzelim?" Gülümsedim. "İçeri gel Jungkook." Kapıyı yavaşça açmaya başladı. O anlar heyecandan nefesimi tutmuştum ve olanlar sanki yavaş çekimde yaşanıyor gibiydi. Odaya girdiğinde yüzünde ilk başta şaşkınlık vardı. Odayı kaşları havalanmış bir şekilde güzelce süzdüğünde gözlerime baktı. Ona doğru yürümeye başladığımda gözleri yavaşça gözlerimden aşağı indi ve vücudumu gözlerindeki parlaklık ile süzmeye başladı.
Tam önünde durdum. "Hoş geldin." Diye fısıldadım gülümseyerek. "Neler oluyor Lalisa?" Daha da gülümsedim. Bu gece, gururumu son kere kenara atacak, Jungkook'un sabah bana karşı tepkisine göre, bir karar verecektim. "Bize yemek hazırladım, sürpriz. Otur. Yorgun ve açsındır." dedim elim ile yanağını okşarken. Gülümsedi. "Harikasın." Elini tutarak çocuksu bir heyecan ile Jungkook'u masaya çektim. "Vay canına. Fazla iştah açıcı görünüyor." Övgü ile gülümsedim.
"Çünkü ben yaptım. Hepsini. Senin için." dedim ve dudaklarına bir öpücük kondurdum. "Sen odandan mı çıktın?" dediğimde afalladım. "Evet ama sadece yemek yapıp sofrayı kurmak içindi, özür dilerim." dedim gözlerimi kırpıştırarak. Derin bir nefes aldı. "Ah, Lalisa. Hadi oturalım." dediğinde sevinçle kıkırdadım. Güzel gözleri bana döndüğünde alt dudağımı ısırarak ve ona arkamı dönerek sandalyeye yürümeye başladım. "Siktir ya." dedi. Küçük bir kahkaha attım. Kalçalarım, ona güzel bir manzara sunuyor gibiydi.
Bana doğru yürüdüğünü hissettiğimde ne yapacağını anlayarak hızla sandalyeye kuruldum. Eş zamanlı olarak Jungkook üzerime düştüğünde gülmekten bayılacak gibiydik. Kalçama vuracaktı, ama ben sandalyeye oturduğum için üzerime düşmüştü ve biz şuanda bunun için gülmekten yarılıyor gibiydik.
İnsan sevdiğinin yanında olduğunda, sarhoş olması için içkiye gerek kalmıyordu.
İkimizde gülmekten nefes alamamış hale geldiğimizde sustuk. Bir anda dudaklarıma yapıştığında aynı açlıkla karşılık verdim. Islak öpücükler, ses çıkartarak, sıcaklığı arttırırken elleri belimi buldu. Tam fermuarımı açacak iken, onu ittirdim. "Şimdi değil." Yere düşen Jungkook, şaşkınlıkla bana baktığında, bacak bacak üstüne atarak, dudaklarıma yamuk bir sırıtış yerleştirdim. Saçlarımı omuzlarımın gerisine atarak konuştum.
"Bu gece patron benim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8 minute fantasy, 48 room | liskook
Fanfiction"8 Dakikan var Lalisa. Kendini okşayarak boşalman için sadece 8 dakikan var. Bana istediğimi verirsen, sana istediğini veririm. İkimizde neyi istediğini iyi biliyoruz." "Parmaklarını içine sokma!" Hızla kafamı salladım ve sırılsıklam parmakları...