2 ' ci bölüm

199 16 14
                                    

Sabah kalktığımda yüzüm de kocaman bir gülümseme vardı.Rüyanın etkisi olmalı. Yoksa hangi insanın okula giderken yüzünde gülümseme oluşurduki. Seviyordum ilkbaharı. Annemin kapıyı çalmadan içeri giren sesiyle boş boş baktığım yerden gözümü çektim.
"Özür dilerim"
Yüzümde şaşkın bir ifadeyle anneme bakıp "Ne için ?" Dedim .
"Kapıyı çalmayıp içeri girdiğim için. Ben sanmıştım ki uyanmamışsındır daha"
Içimdeki hırs tarafım "Bir daha olmasın" demem için bağırırken , " Bunun için özür mü istenilir anne nolucak ki ,önemli değil " dedim. Çok seviyordum annemi . Yüzüme bir öpücük kondurup "Hadi hazırlan ve hemen aşağıya in, ilk günden okula geç kalmak istemersin herhalde "dedi ve odadan çıktı. Ayağa kalktığımda masanın üzerinde dün akşam ışıklar söndüğünde yazdığım kağıt gözüme çarptı. Bir dakika dün akşam o çığlık sesi ,bunlar rüya değilmiydi. Yüzümün şuan bembeyaz olduğuna bahse girerdim. Annemin "Alida hazırlanmadın mı daha" sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Banyoya girip bir duş aldım. Çıkıp kurulandıktan sonra beyaz renkli boş ve üzerinde "Merci" yazılan bir tişört geyindim, onun ardından bir siyah renkli mini etek geyindim ve tişörtü eteğin içine soktum. Kahverengi deri belden asma çantamın içine iki defter, iki kalem ve telefonumu atdım . Son olarak ceketimi geyinip, çantamı aldıktan sonra odamdan çıkıp aşağıya indim. Babam gülümseyerek "Sonunda teşrif buyura bildiniz Prenses hazretleri " dedi.
"Sanada Günaydın Babacım " dedim homurdanarak.
Annemin zoruyla kahvaltı yaptıktan sonra babamla kalktık .
"Anne ilk okula gitmiyorum "
"Tamam Bitanem abarttım biraz "dedi gülerek.
"Biraz mı ?" dedim ona eşlik ederek.
Babamın hadi ama kızım gel artık demesiyle annemin yanağına öpücük kondurdum ve evden çıkıp babamın arabasına doğru ilerledim.
Kavgasız, samimi aile sabahlarından biri olmuştu galiba.
Arabaya bindiğimizden beri tek bir kelime bile etmemiştik babamla. Ama ben bu sükutu bozarak konuşmaya başladım.
"Neden sürekli kavga ediyorsunuz ? Dedim soğuk sesimle babama
"Nasıl yani ?" Deyince delirdim sanki.
"Ne nasıl yani baba ? Bu sabahki gibi mutlu ola bilmezmisiniz hep ? " dedim sinirli bir şekilde.
"Bak kızım her bir ailede problemler olur " dedi benim aksime sakin bir şekilde.
"Ama sizinki her aile gibi sıradan problemler değil Baba" dedim diğer halime nispeten daha sakin bir halimle
"Işte vardık okuluna "
"Baba "
"Bak kızım şimdi bunları konuşmanın sırası değil,akşam annen,sen,ben konuşuruz. Hadi şimdi okuluna gidelim "
"Gidelim derken ?"
"O kadar sözün arasından sadece bumu aklına takıldı ?" Deyince
"Evet" dedim şaşkın bir ifadeyle
Babamda "Okul müdürünle arkadaşım hemde, onu görmeye gidiyorum . Bir kaç şey söyleyecem " deyince
Konuyu uzatmadan "Tamam Baba " dedim.
Arabadan indikden sonra okula doğru yürümeye başladık.
"Özel Atacan Koleji". Büyük bir okuldu. Demek burasıymış, merdivenlerden kapıya doğru çıktığımda heyecanım daha da artmaya başladı. Birden ayağım merdivenlere takıldığında yeri öpmek üzreydimki , babam son anda yakaladı beni.
"Kızım burası müdür odası,nereye gittin" .
"Kusura bakma baba dalmışım"
Gerçekten dalmıştım . Dün gece ile ilgiliydi ama. Kafam karışıktı .
İçeri girdiğimde 30-35 yaşlarında bir kişi güler yüzle "Merhaba sen Alida olmalısın " dedi. Galiba müdürdü. Ne saçmalıyordum ben. Müdürdü tabikide.
"Evet Merhaba" dedim güler yüzüne karşılık samimi şekilde.
"Ben Selim Atacan. Okul müdürün. Derslerinde diğer okulunda ki gibi başarılı olacağına inanıyorum. Diğer okulunda ki notlarına baktım çok iyiler "dedi
"Memnun oldum efendim. Evet başardığım kadar çalışacam"dedim güler yüzle.Babama "Sen burda bekle.Bende Alida'yı yeni sınıfına bırakıp geliyorum "dedi ve odadan çıkıp yeni sınıfıma doğru ilerlemeye başladık.
"Alida işte burası yeni sınıfın 10 A".
Kapıyı açtığımda heyecanımı parmak uçlarımda his ede bilmiştim.Selim bey "Çocuklar bu yeni sınıf arkadaşınız Alida, başarılı bir öğrenci. Aynı başarıyı burada da göstereceğine inanıyorum"dedi beni öğretmenimlede tanıştırıp "Ben babanı dahada bekletmeyeyim "deyip sınıftan çıktı.
Bir çocuk dersin sonuna kadar böyle dayanacak mısın deyince düşüncelerimden yine ayrıldım.Çocuğa sert sert baktım. Öğretmen görünüşünden soğukkanlı çocuğa benzeyen birinin yanını gösterip "Orada otura bilirsin " dedi. Çocuğun yanında oturuyordum ki "Burada oturamazsın " diye bağırdı.Neyi vardı bu çocuğun. Hemen arkasında oturan kız yanında oturan çocuğa bir şeyler söyledi. Ve Çocuk geçip soğukkanlı malın yanında oturdu. Kız bana seslenerek "Hey yanımda otura bilirsin "dedi. Soğukkanlı çocuğa ölümcül bakışlar atarak kızın yanında oturmaya geçtim.Sınıf sessizdi. Herkes öğretmeni dinliyordu galiba.Bende öyle yapıyordum.Birden yanımdaki kız "Ben Doğa, Adil'in dediklerine bozulma.O hep böyledir" dedi.
Demek ismi Adil'di Mal bozuntusunun . "Memnun oldum Doğa.Sorunu bilmiyorum herneyse.Onun benim üzerime böyle bağırmaya hakkı yoktu ve olmayacak da. Ben kendim istemedim onun yanında oturmayı, öğretmen söyledi diye oturacaktım. Herneyse, bu konu hakkında dahada konuşmak istemiyorum"dedim ve birşey demesine izin vermeyerek öğretmeni dinlemeye devam ettim.Bir kaç dakika sonra ise tekrar Doğa'ya dönüp "Biraz önce seninle kaba konuştuğum için özür dilerim"dedim. Her kim olursa olsun bir insanla kaba konuştuğum zaman kötü oluyordum.Doğa bana gülümseyip "Sorun değil,benimde üzerime bir insan bağırdığı zaman hoşlanmam" dedi. Birden ona bakıp " Barıştık mı ?" dedim.Sanki kaç yıldır tanıyormuşum gibi. "Küsmemiştimki Salak " dedi gülümseyerek .Bende gülümseyerek ona karşılık verip öğretmeni dinlemeye devam ettim yada sadece dinliyormuşum gibi yapıyordum .Zil çaldığında Doğa'nın beni dürttüğünü his ettim ona baktığımda "Hadi gel kantine inelim" dedi. "Yok hayır yinede teklif ettiğin için sağol " desemde ısrar etti. "Tamam , tamam sen kazandın geliyorum" deyip kantine indik.Birden sınıfa girdiğimde "Dersin sonuna kadar böyle dayanacak mısın" söyleyen çocuk elinde tepsisiyle yanımıza geldi."Otura bilirmiyim" deyince "Tabiki de" dedik. Çocuk ve ben yemeğimizi bitirmiş, Doğa'yı bekliyorduk.Doğa sessizliği bozarak "Ne var" dedi sonra birşeyi hatırlamış gibi yapıb "Ha bu arada Alida bu Eray, Eray buda Alida "dedi. Eray bana bakıb "Daha önce seni bir yerlerden hatırlıyorum galiba " deyince, gözümü dikdiğim masadan alarak "Sanmıyorum " dedim .
Doğa Eray'a " Eray Alida 1 hafta önce Ankaradan buraya taşındı.Nereden hatırlaya bilersin ki " deyince, Eray bir şeyi hatırlamış gibi "Ankara mı ?" dedi. Zilin sesini duyduğumuzda , Doğa'ya "Hadi sınıfa çıkalım artık " dedim.Eray "Bekleyin bende geliyorum "deyince üçümüz birlikte sınıfa çıktık. Sınıfa girdiğimizde gözüm birden Adil'e ilişti.  Adil çok gergin görünüyordu. Bazıları da birşeyler fısıldıyor gibiydiler.Adil'in yanında birde bir Kıvırcık saçlı çocuk vardı. Hemen sonra sınıfa bir siyah saçlı çocuk girip kıvırcık saçlı çocukla birşeyler konuştu.Kıvırcık saçlı çocukta Adil'e birşey söyleyince oda sinirle sınıftan çıktı. Arka sırada oturan kız telaşla Doğa'nın yanına gelip "Onu buldular ve öldürmeye gitti " dedi. Ne öldürmesinden bahs ediyordu bunlar. Eray tekrar sınıfa geldiğinde Doğa Eray'ın yanına koşup "Öl- öldürmeye gitti "dedi kekeleyerek. Doğa'ya şu haberi veren kızın yüzüne bakıb "Ne öldürmesinden bahs ediyorsunuz "dedim. Kız bana bakıb "Sen Adil'in seni neden yanında oturmaya izin vermediğini sanıyorsun" dedi.  "Hiçbir fikrim yok " dedim, kıza meraklı bakışlar atarak. Kız tekrar bana bakıb "2 ay önce Adil'in sevgilisi yani sınıf arkadaşımız Mine feci bir şekilde öldürüldü. Ama onu öldürenin kim olduğu bulunamadı. Bu gün bulmuşlar ve çocuklarda gelip Adil'e haber verdi.Adil o her kimse ve nolursa olsun onu yaşatmayacak " dedi sonra yeniden sözüne devam edib "Ve en önemlisi ise Senin oturmak istediğin yerde Mine oturuyordu Adil'le beraber" deyince gözlerim doldu. Söyleyecek söz bulamadım .Ne söyleye bilerdim ki, kıza bakıb "B-Ben çok üzüldüm, ne söyleyeceğimi bilmiyorum " dedim kekeleyerek. Çok kötü bir şeydi bu. Zil çalınca her kes sırasına geçti. Son dersdi. Sınıfa göz gezdirdiğimde Eray'da yoktu sınıfta.Doğa'ya bakıp "Neden söylemedin bana" dedim ."Neyi" deyince , "Adil'in sevgilisinin öldüğünü,onun için oturamazsın burada söyleyerek bağırmasını" dedim. "Bak Alida " deyib durduğun da "Bakıyorum" dedim . Oda ne deyeceğini bilmiyordu. Çok kötü bir şeydi sevgilisinin öldürülmesi. Hemde feci şekilde. Sanki yumuşamıştım Adil'e karşı.Anlıyordum onu.Sevdiğin birinin öldürülmesinin ne demek olduğunu biliyordum hemde feci şekilde. Onun yerinde kim olsaydı öyle yapardı belkide. Doğanın beni dürttüğünü hiss edince, kafamı sıradan kaldırdım ."Dünyadan Alida'ya, Dünyadan Alida'ya" deyince gülümsedim. Son dersde böyle bitmişti.

Okuldan çıktığımda babamın geldiğini gördüm.Doğayla görüşüb, babamın arabasına doğru ilerledim. Arabaya bindikten bir süre sonra babam "Okul nasıl geçti "diye sordu . "İyiydi " dedikten sonra yine arabayı sessizlik aldı.
Sonunda eve varmıştık. Eve girdiğimde Annemin yaptığı nefis yemeklerin kokusunu aldığımda gülümsedim. Mutfağa geçip yüzüne öpücük kondurduktan sonra, hiç bir şey demeden odama çıktım.Arkamdan birşeyler söylemişti ama aldırmamıştım. Yorgundum. Hiç bir şey etmesemde yorgundum. Üstümü değiştirdikden sonra çantamdan telefonumu çıkardım. Okulda olarken hiç bakmamıştım telefonuma. Aklıma bile gelmemişti telefonumun olduğu.Sessizdeydi. Telefonu açtığımda "25 cevapsız arama" vardı. Hepside Ayla'dan. Birşey olmuştu. Ayla'yı geri aradığımda yüreğimde kötü bir his oluşmuştu. Ayla benim çocukluktan beri en yakın arkadaşımdı. Hadi ama açın bu telefonu.Ellerim esmeye başlamıştı.Telefon açıldığında
"Alo Ayla noldu ?" dedim telaşla
"Alida kızım " bu Ayla değildi. Ayla'nın Annesi Nazlı teyzeydi .Ağlıyordu.Çok kötü şekilde esmeye başlamıştım.
"Nazlı teyze noldu neden ağlıyorsun ? Ayla nerde birşey mi oldu " deyince telefona birşeyler oldu. Kapandı. Şarjı bitmiş olmalıydı.Olamaz . Korkmaya başlamıştım.

Karanlıktaki YıldızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin