Öncelikle Merhaba. Bu benim yazdığım ilk hikayem. Yani çok bağlanarak yazdığım bir hikaye. Umarım beğenirsiniz.Öncelikle söylemek isterim ki , Azərbaycanlıyam ve bazı yerlerde yalnışlarım ola bilir. Yalnışı olmayan insan yoktur ki. Bu gün benim için çok özel bir gün aynı zamanda. Hem hikayemi yayınlıyorum hemde doğum günüm. Çok konuştum galiba. Vote ve yorumlarınızı esirgemezseniz minnettar olurum.
Bunu size karanlık bir odada yazıyorum. Öyle romantik mum ışığın da falan değil. Telefon ışığın da. Evet biraz önce elektrikler gitti. Bende hiç oturduğum yerden kalkmadım rahatımı bozamam. Ya neden hiç bir zaman bir arada ola bilmeyen ebeveynlerim bir aradaydılar ki,neden ayrılmıyorlardı, gerçekten ben bıkmıştım onların yerine. Anne ve Babamın ayrılmalarını istemem garip gelebilir size. Ama bu sözleri rahat bir şekilde söyleyebiliyorsam kendimce sebeplerim vardır tabiki. Hiç bir çocuk anne ve babasının ayrılmalarını istemez ama mutsuz bir evde yaşamayıda hiç bir çocuk istemezdi. Sürekli kavga etmelerinden bıkmıştım artık. En kötüsü de onların ikisinin aralarında kalmaktı. Günümüz kavgalarla geçiyordu böylece. Yoksa ben neden onların ayrılmalarını istiyeyim ki, zaten mutsuz bir evliliği sürdürmek tam benim anne ve babamlık işti. Evet,evet babamın işleri yüzünden Istanbul'a taşınmak zorunda kaldık. Kaldık derken ben kaldım. Onların keyfi gayet yerinde gibi gözüküyor. Ha, birde başımıza özel kolej de okumak çıkmıştı. Ben neden geliyordum ki, buraya tek başına kala bilirdim yani. Kala bilirdim herhalde. Tamam, tamam kalamazdım, korkardım bir kere ben.Ya şaka dost ne korkması korkmazdım. Tamam korkarım ama biraz. Birazcık yani. Herneyse konumuz bu değil. Yeni odam iyi olmasına iyiydi. Ama ne kadar güzel, iyi bir oda olsada diğer odamın yerini hiçbir zaman veremezdi. Çocukluğum o odada geçmişti benim. Ablamla olan güzel günlerimiz, korkularımız, sevinçlerimiz, çılgınlıklarımız her neyse işte anılarımız vardı bizim o odada. Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum ben Alida. Ismim garip söylemenize ihtiyaç yok. Anlamı ışık, ışık saçan, parıltı demek. Çok özel bir isim benim için. Ikinci adımsa Işık. 16 yaşındayım. Ailesi yüzünden psikolojisi bozulan bir kız da olabilirim yani neden olmasın. Şu söylediğiniz inek öğrencilerdenim. Derslerim her zaman çok önemli olmuştur benim için, hemde çok. Birden bir çığlık sesiyle düşüncelerimden ve yazdıklarımdan ayrılmak zorunda kaldım. Yüzümde acı gülümseme oluştu yine, herzamanki gibi. Hiç aşağıya inmeden yatağıma uzandım. Işte başlıyoruz yine kavga edeceklerdi derken Annemin ayak seslerini duydum. Benim odama geliyordu demeden odamın kapısını çaldı.
"Alida kızım gire bilirmiyim ?"
Içimdeki ses "Hayır giremezsin" dememi isterken, "Efendim Anne tabikide gel dedim"
baygın bakışlarımla annemin yüzüne dikkatlice bakarak "Anne yine neden çığlık attın, neden kavga ettiniz?" dedim
"Ne? Saçmalama Alida, ne kavgasından bahsediyorsun sen? Bir başkasıyla benim sesimide mi ayıra bilmiyorsun artık" deyince şok geçirdim sanki. Kendime gelip
"Bir dakika ses sizden gelmiyormuydu ?" dedim Annemin yüzüne meraklı ve gergin bir ifadeyle bakarak.
"Bende onun için gelmiştim bir ses duydum" söyledi annem benim gibi gergin bakışlarla. Yüzümün birden bembeyaz olduğunu görüp "Sen iyi değilsin al bu suyu iç"dedi masanın üzerindeki suyu bana uzatarak. Annemin elinden suyu alıp içtikten sonra "Nerden geldi ki acaba ses, her neyse iyiyim ben anne merak etme" dedim diğer yüz ifademe nispeten daha iyi bir yüz ifadesiyle. Ama ne kadar bildirmemeye çalışsam da gergin olduğum belli oluyordu açıkçası. Birden annem saçımı okşayıp "Seninle uyuyayım mı bu gece ister misin?"deyince, "Yok annecim iyiyim ben, gerçekten iyiyim. Benim için rahatını bozma Birtanem" deyip yanağına öpücük kondurdum. Ayağa kalkıp " Tamam Prenses, hadi uyu yarın okul var. Ilk günden geç kalmak istemersin herhalde okula" deyince "Off ne okul ama" diye mırıldandım. Gülerek "Duyamadım kızım bir şey mi söyledin? " deyince,ona eşlik ederek "Yok Annecim diyordum ki okul çok,çok iyi birşey, hatta yarın yeni okuluma gitmeye sabırsızlanıyorum" dedim. Ah anne,bir de sen benim iç sesimi duysan. Annem "Evet kızım, okulu ne kadar çok sevdiğin yüzünden belli oluyor" diye deyince,"Şakamıydı bu şimdi" söyledim homurdanarak. Gülerek "Çok konuştuk uyuma vakti,hadi iyi geceler Prensesim"dedi ve odadan çıktı annem. Bende tekrar yatağıma uzanarak çığlık sesini kim, neden yaptı diye düşünmeye devam ettim. Korkmamıştım ama tedirgin olmuştum. Gecenin bir yarısı kim, ne için çığlık ata bilerdi ki, üstelik ışıklar da sönmüştü . Düşünceler kafamda çember halinde dolaşırken uykumun gelmesi için yalvarıyordum. Düşünmemek elimde değildi. Uyumaya çalışıyordum ama uyuyamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktaki Yıldızım
De Todo"Seni öldüreceğim." Her şey, Alida ve ailesinin İstanbul'a taşınması ile başlar. Yoksa geçmişteki sırların cevapları ile karşılaşmanın vakti mi gelmişti? Bir çığlık sesinin, onların hayatlarını bu kadar değiştirmesi garipti. O çığlıktan ne tür cevap...