Telefonumu şarja koyup yeniden Ayla'nın Annesini aradım.
"Nazlı teyze telefonumun şarjı bitmişti. Ayla'ya birşey mi oldu? Noldu Nazlı teyze söyle"
Nazlı teyze susup birden ağlaya-ağlaya bağırarak
"Okul müdürünüz,yani senin eski okul müdürün,bu gün Ayla'ya tecavüz etti" dedi
Bir anda hayat durdu sanki benim için.
"Ne - ne" dedim kekeleyerek. Gözlerimden akan yaşlar içinde donmuştum. Telefonu kapatıp aşağıya annemin yanına koştum.
"Noldu Alida ?"
"Ayla 'ya , Ayla'ya tecavüz etmişler. Hemde biliyor musun kim okul Müdürümüz" dedim bağırarak
Nefes alamıyordum. Koşarak odama çıkıp kapını kilitledim.Hıçkıra-hıçkıra ağlıyordum. O şerefsiz benim saf meleğime tecavüz etmişti.Allahım nolursun kötü bir kabus olsun bu ve biri beni bu kabusdan uyandırsın .
"Alida kızım kapıyı açarmısın"
"Anne yalnız kalmak istiyorum"
"Tamam kızım ama yarın okuldan geldikten sonra hemen Ankaraya Ayla'nın yanına gideceğiz"
"Teşekkür ederim her şey için Anne " hıçkırıklarımın ardından çıkan sesle.Ayağa kalkıp dolaptan Aylayla, ablamla olan fotoğraflarımızı götürdüm.
Fotoğrafların arasında bir mektup vardı. Bu neydi şimdi."Bitanem sen bunu okuduğun zaman Ankara'dan gitmiş olucaksınız. Belkide bir yıl sonra fotoğraflara baktığın zaman göreceksin bunu. Kızma bana . Biliyorum görüşücez, telefonla falan konuşucaz ama hatıra kalsın diye böyle bir şey yazmak istedim .Bilirsin severim böyle şeyleri. Bitanem sana arkadaşım demiyeceğim .Çünki sen benim ablamsın. Malım hatırlıyor musun geçen yıl ki doğum gününde pastanı nasıl kafana geçirmiştim. Sonrada yeni pasta aldırmışdın bana .Pis Mal nolucak. Hele birlikte kaldığımız günler korku filmleri dramlarımız vardı. Bitanem seni çok seviyorum ve iyiki senin gibi bir ablaya sahibim. Beni Unutma .Unutma ihtimalinde yok zaten. Kafanı ezerim yine . Kendine iyi bak .
İmza: Ayla (hani Mal surat olan özleyeceğim seni )"
Ağlaya ağlaya ve acı gülümsemeyle bitirmiştim mektubu. Mektup ve resimleri elime alarak yatağıma uzandım. Gözlerimi kapadım ve Ankara'da Aylayla geçen günleri gözümün karşısına getirdim. Nasılda mutluyduk.
Uykum geliyordu ve çok yorgundum.Saat de epeyi bir geç olmuştu. Yavaş -yavaş kollarına alıyordu galiba uyku beni.***
Güneşin parlak ışıkları odamı aydınlatıyordu. Annemin kapının arkasından "Alida hadi uyan kızım " demeside uyanmama yardımcı olmuştu.Kapını kilitlemiştim dünden. "Anne kalktım ben " diyerek yataktan kalkıp aynanın karşısına geçtim.Bir süre kendime bakıp sonra ise yatağıma baktım. Fotoğraflar, mektup. Saate bakıp banyoya duş almaya girdim. Çıktıktan hemen sonra saçımı kurulamaya koyuldum. Dolaptan mavi tişörtü mü ve siyah renkli eteğimi çıkartıp giydikten sonra saçımı dağınık topuz şeklinde yaptım.
Dün Nazlı teyzeyle konuştuktan sonra hiç telefonuma bakmamıştım. Telefonuma baktığımda bir mesaj gelmişti . Tanımadığım numaradandı mesaj. Mesajı açdığım da "Her şey daha yeni başlıyor " diye yazılmıştı. Bu kimdi şimdi ya . Belkide Ankarada ki arkadaşlarımdan biriydi diye düşünüp telefonu eteğimin cebine attım. Çantamı alıp mutfağa indim."Günaydın Meleğim "
"Günaydın Anne"
"Iyimisin Kızım ?"
"Değilim , ha birde okuldan geldikten hemen sonra gideceğiz dimi Anne "
"Tabiki de Kızım "
"Teşekkür ederim Anne"
Sessizdi ev.Babama bakıp "Baba bugün yalnız gidebilir miyim okula? Biraz yalnız yürümek istiyorum " dedim. Kafasıyla onayladıktan sonra annemin yüzüne öpücük kondurup evden çıktım. Evimizle otobüs durağı arasında 5 dakika yol vardı. Nefes almakta zorlanıyordum artık. Mesaj kimden gele bilerdiki. Durağa kadar yürüdükten sonra hemen gelen otobüse bindim.
***
Otobüse bindiğimde cam kenarı bir yere geçip oturdum. Kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.Neler yaşanmıştı bu bir kaç ayda. Bir süre sonra gözlerimi açtığımda okula vardığımı fark ettim. Otobüsten inip okulun bahçesine doğru ilerlediğimde herkesin bahçeye toplandığını gördüm. "Aa bu bizim sınıftaki Kıvırcık saçlı çocuk değilmiydi " dedim kendi kendime. Biriyle kavga ediyordu ve herkes onları izliyordu. Biri bile ayırmıyordu onları. Birden kapıdan içeri Adil "Can bittin sen" diye bağırarak girdiğinde Kıvırcık saçlı çocuk dövdüğü çocuğu yere bırakıp Adil'e baktı. Adil biraz önce Kıvırcık Saçlı çocuğun kavga ettiği çocuğun yanına yaklaşıp yüzüne bir yumruk geçirdi. Kıvırcık saçlı çocuğun üzerine bağırarak "Ufuk artık sen karışma ve kenara çekil " dedi. Kavga ediyorlardı ve kimse ayırmıyordu onları. Adil çocuğu çok kötü dövüyordu. Dayanamıyordum. Yanımdaki çocuğa "Neden kimse birşey yapmıyor çocuğu öldürecek " dedim. Yanımdaki çocuk beni süzerek "Karışma sen " dedi ve kavgaya bakmaya devam etti. Yanlarına yaklaşıp Adile "Çocuğu öldüreceksin bırak" dedim. Hâlâ çocuğun yüzüne yumruklar geçiriyordu. Bağırarak "Yeter artık çocuğu öldüreceksin dedim " deyince Adil bir kaç saniye yüzüme bakarak birden "Sen Karışma Ufaklık " diye sert bağırdı.Tekrar çocuğun yüzüne yumruk geçirmeye döndü. Yeniden "Bırak artık çocuğu ölecek şimdi " deyince nefret dolu bakışlarla yüzüme baktı ve çocuğun yüzüne bir yumruk daha geçirip gitti. Şaka gibiydi ya.Biraz önce burda olan kalabalık yok olmaya başlamıştı bir anda ve etrafta ki sesler canımı sıkmaya yetmişdi. Öğrenciler "Aa şu yeni kıza bakın"diyerek beni süzüp gidiyorlardı.Adil'in vurduğu yerde yatan çocuğun yanına yaklaşıp "İyimisin ?"diye sordum.
"Ha evet çok iyiyim "diyerek gözlerini devirdi
"Sizlerede iyilik yaramıyor "diye mırıldanınca
"Çok konuşma Küçük Hanım , Mendilin varmı" diye sordu
Çantamdan mendil çıkartıp ona uzatdıktan sonra "Teşekkür etti " ismimi sorunca
"Zil çaldı ben derse gitsem iyi olur tekrar geçmiş olsun " deyip okulun binasına doğru ilerledim.
Sınıfa girdiğimde öğretmen daha gelmemişti . Doğa'da yoktu.Sınıfta bir uğultu vardı. Kimisi bana bakarak konuşuyordu kimisi de yine bana bakıyordu. Sırama geçip oturduktan sonra Adil'in bana baktığını fark ettim. Ama bu bakışlar nefret bakışlarıydı. Öğretmen geldiğinde derse başlamıştık. Adil'e gözüm iliştiğinde bir şeyler yazdığını gördüm. Doğa'da yoktu napacaktım ben bu gün okulda. Kimseyle de iyi tanışamamıştım.
Sonunda zil çalmıştı.
"Alida kantine inelim mi ?"
Eray'dı bu."Ha yok,sorduğun için teşekkür ederim"
"Yok falan anlamıyorum ben. Sınıfta şimdi her kes seni konuşuyor yalnız bırakam seni hadi iniyoruz " deyip kolumdan çekiştirmeye başladı.
"Tamam tamam geliyorum " deyince
"Hah işte böyle " deyip yüzüme gülümsedi
***
"Seni bir yerlerden hatırlıyorum ben Alida "
"Yemek yerken konuşma Eray. Beni hatırlamana kaldığında ise sanmıyorum çünki Ankarada kalıyordum ben çocukluğumdan ve bir haftaya yakındır buraya taşındım. Taşınmaz olsaydık keşke "
"Benimde Çocukluğum Ankarada geçti. Yani 6 yaşımda babamın işleri ile alakadar bizde buraya taşındık "
"Ola bilir Ankarada kalmış olmanız. Amma dediğim gibi daha önce tanıştığımızı sanmıyorum hem baksana zil çaldı kalkalım mı sınıfa "
"Tamam tamam. Baksana Doğa'da yok yanında otura bilirmiyim ?"
"Hayır"
"Tamam tamam Sinir şey hadi kalkalım sınıfa"Sınıfa girdiğimizde Adil'in suratında gerginlik vardı. Ve bana bakmaya devam ediyordu . Sıkılıyordum bu durumdan artık.Sırama geçtiğimde kitabımın üstünde bir notun olduğunu gördüm."Bu gün ki cesurluğunu alkışlıyorum Küçük Hanım "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktaki Yıldızım
Разное"Seni öldüreceğim." Her şey, Alida ve ailesinin İstanbul'a taşınması ile başlar. Yoksa geçmişteki sırların cevapları ile karşılaşmanın vakti mi gelmişti? Bir çığlık sesinin, onların hayatlarını bu kadar değiştirmesi garipti. O çığlıktan ne tür cevap...