" Siz" dedim titreyen sesimle.
" Ne diyorsunuz ? "
Adamın gülümsemesi yüzüne yayılırken " Hocam buna bayılacak çok sağol." dedi ve omuzlarımı tutup beni kaldırdı.Alnıma dudaklarını bastırdığında onu neden itmedim bilmiyorum ama kendi kardeşi uyanmış kadar sevinmişti.
Beni bıraktığında gözüm aralanık olan kapıya takıldı.İçeri girmeli miyim ? Uyandıysa hemen konuşamaz ki ? 3 yıldır uyuyordu sonuçta.Üstelik o uyandı dediğine göre gözlerini mi açtı ?Hemde benim geldiğim gün.İçimden bir küfür mırıldandım.Sadece tesadüf Bukre sakin ol ve mantıklı düşün.
Üzerimdekileri hızla çıkardım ve karşıma çıkan ilk çöpe attım.
Geldiğim gibi koşarak eve en yakın parka oturdum.Derin nefesler aldım.Daha doğrusu kendimi sakinleştirmeye çalıştım.Bir kaç dakika öylece durdum.Aklıma gelenle telefonumu çıkardım ve annemi aradım.Ilık esen rüzgar saçlarımın arasına karıştığı halde saatlerce güneş altında kalmış gibi terliydim.
Bir kaç dakika sonra telefon açıldığında annemin naif sesi duyuldu.
" Efendim canım. "
" Bana neden yalan söyledin ?? "
Bağırdığım için etraftaki bir kaç göz bana çevrilmişti.
" Canım ne oldu ? " dedi az önceki naiflikte olmayan sesiyle.
" Onu hiç mi ziyarete gitmedin anne ? 3 yıl boyunca bana yalan mı söyledin ? " yanaklarımın yanmaya başladığını hissediyorum.Bir ağladığımda birde utandığımda böyle olurdu ve şu an utandığımı hiç sanmıyorum.
" Bukre canım bak eve geliyorum yüz yüze konuşalım sakinleş tamam mı ? " dedi telefonun ucundaki ses.
" Bana tek bir mantıklı cevap ver anne." dediğimde oturduğum banktan kalkmıştım.Annemden önce evde olmam gerekiyordu.Telefonda sessizlik sürerken " Ben cevabımı aldım . Teşekkürler anne.Hayatını mahvettiğiniz bir çocuğun günahına , beni de ortak ettiğiniz için."
Sinirle telefonu kapattım ve adımlarımı hızlandırıp apartmanın bahçesine girdim.Turan amca beni gördüğüne şaşırmış gibiydi.Nasıl görünüyorum bilmiyorum ama Turan amca nasıl olduğumu sormuştu.
" İyiyim ama acelem var." diyip onu arkamda bıraktım.Açık olan asansöre girip beklemeye başladım.Duran asansörden indiğimde evin kapısını açık görmemek içimi rahatlatmıştı.Anahtarımı çıkardım ve kapıyı açıp ayakkabılarımı umursamadan içeri girdim.
Odama girdiğimde spor çantama bir kaç parça kıyafet doldurdum.Yatağımın başındaki çekmeceden kumbaramı aldım.Şarj aletim ve kulaklığımı da cebime soktuğumda tamamdı.Babamla olan bir resmimizi de çantaya koyduktan sonra arkamı döndüm.Son bir kez daha odama baktım.
Bunu yapmak zorundayım.Üzgünüm.Odama bıraktığım son şey yanağımdan süzülüp çenemden halıya damlayan göz yaşımdı.Evden çıktığımda asansörün hareket ettiğini görmemle kendimi merdivenlere attım.Kimseyi görmemem büyük şans.Yarım saat boyunca yürüdüm.Bacaklarım ağrımaya başlamıştı ama biraz uzaklaşmam gerekiyordu , filmlerde hep böyle olur biraz uzaklaşırlar ve rahatlarlar.Umarım gerçek hayatta da işe yarıyordur.
Karşıma çıkan pansiyona kısa bir bakış attım.Düzgün bir yere benziyordu.Çantamdakı kumbarayı kenera çekilerek yere doğru attım ve gecenin sessizliğini bir bıçak gibi kesen sese sebep oldum.İçinde bozuk paralarla birlikte bana en fazla iki gece yetecek kadar para vardı.Yolun karşısına geçtiğimde pansiyonun yanındaki daha açılmamış barı görmemle yolumu değiştirdim.Gece böyle bir yerde kalırsam sabahım pek de hayır olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Papatya
De TodoBelki de onların kaderinde bu vardı. Nerede ve ne durumda olduğuyla ilgilenmek yerine karşı karşıya oldukları durumu değerlendirmeliydiler Bukre babasıyla yaşadığı korkunç kazadan sonra içine kapanık yaşamaya başlamıştı ; ta ki bir kız gelip bunu bo...