Beynimin içindeki adım sesleri durmuyordu.Önce aynı formda bana yaklaşan adımlar ardından bir duraklama ve karşı yönde adımlar.
Dün saat 3 e kadar ameliyathanenin kapısında beklemiş olsamda etrafıma takım elbiseli bir çeşit insanlar dolmaya başladığında sessizce odama çekilmeye karar vermiştim.Kapıyı açtığım anda Mehmet Emin gözlerini açmıştı.Ikimizde anlaşmalı bir sessizlik içerisinde gibiydik ve ben bu durumdan gayet memnundum.Yatakların arasındaki perdeyi çekip üzerimi değiştirdim telefonuma baktığımda annemden bir hesap numarası mesajı gelmişti.Çok zorda kalmadıkça kullanmayı düşünmüyordum.Telefonu küçük çekmeceli dolabın üzerine bırakıp gözlerimi yumdum.
Hani bazen olur ya daha gözlerini yeni kapatmış da açıyormuş gibi.
Odayı temizlemeye gelen görevlinin içeri girmesiyle gözlerimi açtım.Hiç dinlenmemiş gibiydim.Belki 4 saatlik bir uykuydu ama yinede yeterli gelmemişti.Aklıma dün gece ki görüntüler gözümde canlandı.
Huzursuzca kıpırdanıp Mehmet Emin i arkamda derin bir uykuda bıraktım.Sabahın erken saatleri olmasına karşın ameliyathane kalabalıktı.Bir anda o gece ki adamla karşılaştım.Gözlerimiz birleştiğinde kaşlarını çatmıştı.Neydi adı , Merih ?
Metin ?" Melih Bey ? "
Arkamdan gelen tanıdık ses ile yavaşça döndüm.Karşımda Mehmet Eminin abisi duruyordu.
Nasıl bir üçgenin içerisine düşmüştüm.
" Umut Bey ? "
Adı Melih olan ve o gece boğazıma yapışan adamla aynı anda konuşmuştuk.
Melih de Umut Bey i tanımamın verdiği şaşkınlık bariz bir şekilde belliydi.
" Siz tanışıyor musunuz ? "
Umut Bey ise benim ve Melih in birbirimizi tanıyor gibi duruşumuza sakin bir şekilde çözmeye çalışıyordu.
Bu minik üçgeni bozan şey ise doktorun sesi oldu.Beni orada bırakıp Umut Bey ve Melih Bey yanımdan uzaklaşmıştı.
Bir kaç dakika olduğum yerde dikildim , tam arkamı dönüp gidecekken açılan kapı sesiyle tekrar döndüm.Yanımdan geçen sedyede solgun bir yüz vardı. Onu tanımıyordum ama ölmüş olması yinede içimde bir şeylerin buruklaşmasına sebep olmuştu.Bu bir insana acımak gibi bir şey.Genç yaşında ölen bir çocuğa kim üzülmezdi ki ?
Odaya çıktığımda sarışın bir hemşire benim uyumak için kullandığım yatağıma oturmuş bacak bacak üstüne atmış ve ağzını yaya yaya kahkaha atıyordu.
" Kusura bakma canım bölüyorum ama yatağımı geri almam gerek."
Kız suratını ekşiterek Mehmet Emin in ayak ucuna geçti.Perdemi çekip yatağa uzandım.Dinlenmeye ihtiyacım vardı.
Kızın kahlahası bir kez daha kulaklarıma dolduğunda kendime sabır diledim.Ciddi olamazdı değil mi ?
Yabancı telefon melodisi odayı doldururken kızın sesi bir anda ciddileşti ve kısa telefon konuşmasını yaptı.
" Emin çok eğlenceli bir çocuksun sen ya , en kısa zamanda geri geleceğim "
" Beklerim."
Şu an gözümde Mehmet Emin'in yüzünde oluşan o muzhip ifade canlanmıştı yani.
Kız odadan çıktığında yanımdaki perdeden bir haraketlenme geldi.
" Yemek "
Cevap vermedim.
" Yemek geldi sen yokken , yemeğimi yedir. "
Ağzımla onu taklit ederken bir kez daha " Yemek !" diye bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Papatya
RandomBelki de onların kaderinde bu vardı. Nerede ve ne durumda olduğuyla ilgilenmek yerine karşı karşıya oldukları durumu değerlendirmeliydiler Bukre babasıyla yaşadığı korkunç kazadan sonra içine kapanık yaşamaya başlamıştı ; ta ki bir kız gelip bunu bo...