" Bana mı seslendin ? "
Yüzünü ukala bir hal aldığında susmam gerektiğini anladım.
" Bir şey mi oldu ? "dediğimde " Bu saatte ne yapmayı planlıyorsun ? " dedi.
" Sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum."
Dudaklarından havaya karışan kahkahası dikkatimi dağıtırken birisi sertçe omzuma çarptı.Her halinden sarhoş olduğu belli olan adam elini pardon der gibi kaldırdı."Önemli değil" diye mırıldandım ve tekrar ona döndüm.
" Yalnız başına bir genç kız , üşümüş , ağlamış , ve sokakta kalmış.Üstelik parası da yok."
" Son dediğin dışında hepsi doğru ama dediğim gibi bu seni ilgilendirmiyor."
" Emin misin ? "
Gözlerimi ondan ayırdım ve çantamdaki cüzdanımı aramaya başladım. Yoktu.
" Sen , yoksa sen mi çaldın ? "
Tamam belki saçmaydı ama yapmış da olabilirdi.Belki.
" Az önce sana çarpan sarhoş , maharetli adam . "
" Ne ? Bana bunu neden söylemedin ? "
Etrafıma baktığımda tam anlamıyla atı alan üsküdarı geçmişti.İşte şimdi sonum gelmişti.
" Beni ilgilendirdiğini sanmıyorum " dedi ve ukalaca gülümsedi. Tek kelimeyle fiyasko.Benimle alay etti ve dikkatimi dağıttı ve ben paramı çaldırdım.Adamın peşinden içeri girdim.
" Paramı çalmama dikkatimi dağıtarak ve beni oyalayarak sen sebep oldun.Üstelik senin yüzünden aceleyle dışarı çıkarken bileğimi burktum.Bu gece bana bakmak zorundasın. Yani en azından odamın parasını ödemelisin."
Arkasını döndüğünde ürkütücü derecede güzel görünüyordu.Sonlara doğru kısılan sesim hoşuna gitmişti.Sanki içerisinin havası birden azalmaya başlamıştı.
" Benimle konuşurken kelimelerine dikkat et küçük kız , yoksa pek de iyi olmaz. "
Tamam , asabi ve sinirli görünüyor olabilir ama sonuçta o da bir insan ve bir kalbi var bana bir şey yapacak değil ya .Yani umarım yapmaz.
Orta yaşlı adama döndüm ve " Az önceki teklifiniz hala geçerli mi ?" diye sordum.Mirza çatık kaşlarını etrafında gezdirerek "Kimse , buna yardım etmeyecek !" diye adeta kükredi.Sadece bir kere göreceğim bir adam için ve hayatta kalabilmek için gururumu ayaklar altına alabilirdim.İlk ve son kez.Arkasını dönmüş merdivenlere doğru ilerliyordu.
"Bu akşam odanda bir köşede kalmama izin verir misin en azından güneş doğana kadar. " diye adeta mırıldandım.Durdu.Arkasını ağır bir haraketle dönerek adama baktı.
Gülümsedi , soğuktu.
"Bunu odama gönder " dedi eğlenircesine , olduğum yerde yumruklarımı sıktım ve dişlerimi kırarcasına birbirine bastırdım.Sakin ol Bukre , sadece güneşin doğmasına 7 saat var.Katlanabilirsin ve uyumadan durabilirsin.Bacaklarım hareket etmeye başladığında etrafa göz gezdirdim.Mirza dedikleri adamın peşinden üç kişi daha yukarı çıkıyordu ve bir tanesi yani dördüncü kişi ise benim arkamdaydı.
Asıl düşünmem gereken şey ise bu geceden sonra ne yapacağımdı.Param yoktu. Telefonum kapanmak üzereydi ve benim filmlerdeki gibi yakın bir kız arkadaşım da yoktu hatta erkek bile yoktu.Belki de yarın hastanede refakatçı olarak durmalıydım. Annemin asla aklına gelmezdi ve bende yarın telefonumu satarak biraz para elde edebilirdim.Düşünmeden harekete çıkmış olmam kötü , ne kadar dışarıda yaşayabilecektim ki . Denizli'de halamlar oturuyodu belkide onların yanına giderdim.Ah hayır annemin hemen haberi olurdu.Etrafımdaki adamlar dar koridordaki sandalyelere oturduklarında açık olan kapıdan başımı uzattım .Arkasını bana dönmüş telefonla birisini arıyordu.Yavaşça içeri girdim ve kapıyı kapattım.Belkide açmalıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Papatya
NezařaditelnéBelki de onların kaderinde bu vardı. Nerede ve ne durumda olduğuyla ilgilenmek yerine karşı karşıya oldukları durumu değerlendirmeliydiler Bukre babasıyla yaşadığı korkunç kazadan sonra içine kapanık yaşamaya başlamıştı ; ta ki bir kız gelip bunu bo...