"Gecenin karanlığında, aynı onun renginde gözlerinle bakıyordun bana. O yıldızların ev sahipliği yaptığı, ışıl ışıl parıldayan gözlerinle... O suskun, belki biraz acıyan ama çokça titreyen çatlamış dudaklarına denk geldim sonra. Üstüne atılmış o çiziklerini belki o anda bile öpmek istediğim...
Yanaklarını sakladın sonra benden. Biraz soğuktan biraz da utançtan kızarmış yanaklarını.Şimdilerde göstermediğin o pürüzsüz yüzündeki yanaklarını... Böyle her bir noktasından öpmek istediğim, soğuktan değilde öpücüklerimle kızartmak istediğim, o gamzelerinden hayat içtiğim..."
"Söyle jungkook, nasıl öylece geçip giderdim önünden. Nasıl sessiz sessiz usulca ağlayan sana tepkisiz kalır, nasıl seni oracıkta terk ederdim...Sonra aklıma geldi miniğim. Sen beni öylece bırakırken sensizlikle, ben yine de pişman olmadım seni sevdiğime....Jungkook, sen benim her bir köşesine aşık olduğum insansın... O kulaklarıma ilk andan beri melodisi öten sesine şiirler yazdığım, rüzgar ile kavuşan, yanaklarının üstünde usulca dans eden, huzur bulduğum saçlarına mısralar döktüğüm, beni gördüğünde belki heycandan belki nefretten belki aşktan... O kırpıştırdığın kirpiklerine, asla durmasın diye dualar ettiğim insansın... Söyle şimdi jungkook, ben seni orda bıraksaydım bile, bu kalbim oradan sensiz ayrılır mıydı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
El Amour
Fiksi RemajaBiz sustukça kalp anlatır, ve biz kör kesilsek de aşka yine kalp götürür seni ona... "Duymak istiyorsan sevgilim ilk önce dinle sol tarafımı ve yine de görmek istiyorsan aşkımı aç ve bak aşığı olduğum gözlerinle bana. Seni izlerken titreyen o gözler...
