1.Bölüm: Esinti

233 6 3
                                    


                                       ^^
" Renklerin karıştığı işlerin değiştiği tablodaydık tekin bir ormandaydık ışık birimizdik karanlık birimiz"

                                           

  ...söyledikleri şeyler kanımı dondururken, akışına engel oluyordu. Her söylenen sözün arkasında olan kilitli kapı. Kontrol altında olmadan atılan her adım görünüşte yok olan, asılda var olan her bir intikam planı. Öğrendiğim, duyduğum herşey vücudumun alevler içinde yanmasına sebep oluyor , göz yumduğum sis bulutu saklandıkları kabuklarında çıkıyor ve bir , bir açıklığa kavuşuyordu. Fark edemedikleri düşüncelerim herkesin sonunu getirirken , aynı dalga beni de sürüklüyordu...

Ben Serçe. Serçe Akman , sıradan hiç bir amacı, inancı hayali olmayan kişi.Yoğun bir sisin ortasındaydım yatağa uzanmış tavanı izliyor , alarmı yine ertelemeyi bekliyordum. Saat 08.04'tü ilk dersimin başlamasına 56 dk kalmıştı. Odamdaki aynamdan kendime bir göz gezdirdim saçlar dağılmış, çıkarmaya üşendiğim dünkü kıyafetlerim üstümdeydi. Ayılmak için buz gibi suyla art arda yüzümü yıkıyor suyun beni iyileştirmesi için çaba gösteriyordum. Üstüme geçirdiğim bir kaç parça kıyafet , çantama attığım bir kalem ve defter. Hazırdım. Daha dersin başlamasına 43 dk vardı. Saçlarımı at kuyruğu yapıp, montumu giyip evden çıktım.

Her gün geçtiğim sokaklardan yine geçtim. Her gün yürüdüğüm kaldırımda yine yürüdüm. Metro istasyonuna yine geldim. Metroyu yine bekledim ve geldi, bindim.

Tek tek metroya binen insanların ne yaşadıklarını tahmin etmeye çalışıyordum. Mesela metro direğine yaslanmış, hafif dalgalı turuncu saçlara sahip olan kadın orta boylarda somurtuk bir şekilde telefonunu dövercesine birine mesaj yazıyordu. Karşımdaki adam 60' lı yaşlarda beyaz sakalları çıkmaya başlamış. Uykusundan zorla uyandırılmış bir halde tuşlu telefonunun küçük tuşlarını görmeye çalışıyordu. Yanımdaki adam çok garipti siyah kapşonlusunu başına kapatmış. Dışarıyla bağlantısını tamamen kesmiş bir şekilde telefona odaklanmıştı. Telefonuna gelen mesajlarda değişikti ,verdiği cevaplarda.

Adamın mesajlaşma şekli;
Yazan kişi: ,•'1. :-_/2[.] (|:- ]•[ ?
Kapşonlu adam: ','5,•'|9',':->~]•[
Yazan kişi: '.':-[•](|2 |9_/5[•]1[•]5 _->~

  Adam telefonunu cebine koydu. Kafasını hafif bana doğru çevirip bakışlarını yüzüme sabitledi. 'Allah kahretsin farketti., fark eder tabi öyle bön bön yaşlı teyzeler gibi adamın telefonunu izlersen olacağı bu' ,' bak sanki adam öldürdü, farketmişmiş' iç seslerim kavga ederken yanımdan seri adımlarla uzaklaşıp, metronun durduğu durakta indi. Derin bir nefes alıp bir daha insanların telefonlarına bakmamaya ant içtim.

On beş gündür görmediğim okulumdaydım şimdi de önünde durunca görmeyi özlemediğim bir okuldu. İç mimarlık  fakültesine doğru yavaş ve durgun adımlarla yürüdüm. Sınıfta boş bir sıraya oturdum çantamdaki kalemimi ve defterimi çıkartıp yazmaya başladım.

"Sessizliği kendine ben edilmiş yerlerde, fısıltıların günbegün çığlıklara dönüşmesi, yardım çığlıkları içinde kendini feda eden insanlarla dolu bataklık. Bataklığın içinde direnen direndikçe daha çok batanlara uzatılamayan yardım elleri..."
.
.
.

  Sınıfın içinde artan kahkaha sesleri midemi bulandırıyor bulunduğum ortamdan çıkmam için evrenin sinyalleri gibi olmaya başlamıştı.

Defterimi alıp okulun bahçesine yol aldım. Bankın üstünde oturmuş metrodaki kapüşonlu adam. Onu gördüğüm anda içime düşen ürperti adımlarımı okulun kapısına doğru yol almamı sağlıyordu. Sırtımı duvara yaslamıştım derin ve hızlı nefes alışverişlerimi durdurmaya çalışıyordum. Bunun ne işi vardı burda? 'Sanki arkadaşın Serçe'. Derin bir nefes alıp adamın olduğu banka doğru yürümeye başladım.

Defterimi aramıza koyup bankın ondan en uzak kısmına oturdum.Elinde hayla telefon vardı ve göz ucuyla gördüğüm kadarıyla hayla aynı mesajlaşma şekline sahipti bu böyle ne konuşuyordu arkadaş sanki FBI ama olabilme ihtimalide var işte. Çelimsiz bir sesle "Merhaba" dedim. 'Vayyy Serçe sen bu kadar cesaretli miydin be kızım.' Adamdan ne ses geliyordu ne bir hareketlilik tekrardan daha güçlü bir tonla "Merhaba" dedim. Kapüşonlu adam ayağa kalktı ve mırıldanır bir sesle "Aptal kız" deyip uzaklaştı.

Güne zaten normal hissederek başlamadığım gibi şimdi de karşıma bu çıkmıştı. Ya da ben onun karşına çıkıp duruyordum. Bankta olduğum gibi kalmıştım. Arkamdan " Şerçe" diye bir ses yükseldi. Sinan gelmişti kendisi bilgisiyar mühendisi olur. Lisseden beridir arkadaştık. Yüzü gülüyordu genelde ortalıkta somurtan su maymuncukları gibi dolaşırdı. " Bu sırıtmada neyin nesi böyle" dedim. Sinan "Sorma iş teklifim kabul oldu eğer bu işi düzgün tamamlarsam anneannemin ameliyat masrafını tam anlamında karşılayabiliriz" dedi.

Güne kötü başlamama rağmen güzel bir haber almıştım Sinan'ın annesi o küçükken saldırıya kurban gitmiş Sinan'ın anneannesi ona sahip çıkmış. Evladının acısını onun yavrusuna sığınarak gidermiş aslında haliyle Sinan'ı o büyütmüş.

" Hadi CANIMM" deyip. Sinan'a sıkıca sarıldım. Demek ne kelime bağırmıştım. Biraz fazla bağırmış olacam ki etraftaki insanların kafası bana dönmüştü.

Çalan zil sesiyle ikimizde bölümlerimize doğru yol aldık. Sırama oturup hocayı bekledim. Yüzümde anlamsız bir sırıtma vardı. Camın kenarında oturduğum için bulutların ahenkiyle kuşların nasıl uçuştuğunu seyrediyordum. Can kenarında oturmanın faydaları.

Hoca gelmişti tahtadan açtığı slaytla 2. Dönemin ilk ödev çizim örneklerini gösteriyordu dağlık bir bölgede olacak bir villa tasarımı istiyordu bir kaç taslak atmak için defteri açtım. Açar açmaz yere düşen kağıt dikkatimi çekti ne ara koymuştum ben bunu kağıdın üstünde sağa yatık bir el yazısıyla;

"Etraf sessizken uzaklaş
Kendini farket
Uzaktaki silah seslerine dikkat et
Kollanılamayacak kadar tehlikedesin"

Bu neydi şimdi ne biçim şeydi bir nasıl oyunun içindeydim içten içe biri sürpriz diye bağırıp konfetilerin patlamasını bekliyordu öyle olmasını istiyordum. Etrafıma baktım. Boş gözlerle hocayı dinleyenler, defterlerine not alanlar. Nasıl bir şeyin içindeydim iyi oyuncular mıydı. Ellerim,ayaklarım boşalmıştı. Korkunun her zerresi tüylerimi ürpertiyordu kağıdı montumun cebine atıp  sınıftan ayrıldım okulun ışık almayan koridorlarında çıkış kapısının yolunu aradım.

________________________________

Davam edecek...

VAHŞETİN ÇAĞRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin