ÖZEL BÖLÜM

848 36 0
                                    

Evett sevgili okurlarım bu bölümde de Hakan ağabeyimiz ve Süreyya yengemizi okuyacağız.

Tüm ağabeylerimizi büyüklük sırasına göre yazdığımı da belirteyim hemen.

Süreyya'dan
4 yıl önce

Arkamdan gelen sesler yüzünden adımlarımı daha da hızlandırmaya başlamışım.

Ah Süreyya senin bu sokakta bu saatte ne işin var acaba ya.

''Süreyya dur!''

Duyduğum sesin sahibi yüzünden daha da hızlanmam gerekse de ben gelen şokla olduğum yere çakıldım.

Olamazdı bu ses yine beni bulmuş olamazdı. Onun yüzünden 4 şehir değiştirmiş türlü türlü yerlerde kalmıştım.

Günün sonunda yine beni bulmuş yine yakalamıştı.

Kendimi toparlayıp çantama daha da tutunarak adımlarımı hızlandırdım ve koşmaya başladım.

Peşimdeki adım sesleri de iyice yaklaşıyordu. Bir anda kolumdan tutulmamla çığlık attım.

Elini ağzıma kapatıp beni yanımızdaki duvara yasladı ve üzerime ağırlığını vermeye başladıkça benim gözlerimdeki yaşlar da akıyordu.

Dizimi bacak arasına geçirip onun iki adım geri atmasını sağlayıp hızlıca koşmaya başladım.

Hiç durmadan akan gözyaşlarım yüzünden önümü görmeden koşuyordum.

Yeniden kolumdan çekilmemle çığlık atmaya devam ettim. Birinin beni duymasına gelip beni kurtarmasına olan ümidim gittikçe azalıyordu.

''Benden daha fazla kaçabilir misin sanıyorsun sevgilim?!''

Yüzüme iyice yaklaşarak söyledikleri midemi bulandırıyordu. Kolumu daha çok sıkıp beni sarsmaya başladığında daha çok ağlayıp bağırmaya devam ettim.

''Kes sesini!''

''Lütfen bırak beni ne olur bırak beni.''

''Ölürüm de senden vazgeçmem sen benimsin anladın mı benim!''

Transa geçmiş gibi söylediği sözlerle daha çok sarsmaya başlamıştı bedenimi.

Artık dizlerim beni taşımaktan vazgeçmişti yavaşça yere çöküp ağlamaya devam ediyordum.

Kollarımı bırakıp başımda volta atmaya başladı.

''Ne yaptım lan neden istemedin beni neden!''

''Artık bitti benden daha fazla uzak kalmana izin vermeyeceğim bitti duydun mu!''

Bir anda kollarıma asılıp beni ayağa kaldırdı ve sürüklemeye başladı.

Bir yandan ona direnirken bir yandan çığlık atıyordum ama öyle bir yerdeydik ki bir Allah'ın kulu beni duymuyor yardım etmiyordu.

Artık tüm ümidim bittiğinde direnmeyi bıraktım ve beni nereye çekerse oraya gitmeye başladım.

Sonunda bir arabanın yanına geldiğimizde bir anda kolumdaki el benden uzaklaştı ve yere serildi.

Kafamı kaldırıp baktığımda karşımdaki adam öfkeyle yerdeki şerefsize bakıyordu. Yanıma gelip bana dokunacağı sırada iki adım geriye gittiğimde ellerini havaya kaldırdı ve durdu.

''Tamam sakin ol dokunmuyorum iyi misin sadece onu söyle.''

Hızlıca kafamı aşağı yukarı salladığımda yerde yatan pislik ayağa kalkmaya çalışıyordu.

VUSLAT MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin